Herkes ikinci bir şansı hak eder!..
14 Eylül 2019, Cumartesi 08:52Sevgili dostlar yine bir cumartesi günü beraberiz. Bu hafta sosyal medyada birkaç yıl önce çekilmiş ‘İkinci bir şans’ diye… Ayla Uzun isminde bir hanım efendinin kaleme aldığı bir hikayeden çekilmiş bu kısa film…
İnsanlara ikinci bir şans vermenin onların hayatında ne kadar önemli olduğu, verilen küçücük bir şansın kişinin hayatında inanılmaz bir değişime neden olacağının anlatıldığı bu kısa hayat hikayesini sizlerle paylaşmak istedim.
Verilen her yeni şans, kaybedilen zaman diye düşünürüz, haksızda sayılmayız. ‘Söz veriyorum’ veya ‘bana güven’ diyen birisinin sizi incitme olasılığı çok yüksektir, ikinci bir şans verildiğinde şu meşhur söz geliyor insanın aklına, ‘Bir kere yapan hep yapar…’
Ama bu hikayeyi okuduktan sonra sizinde fikrinizin değişeceğini düşünüyorum. İyi okumalar!..
İKİNCİ BİR ŞANS
Dükkana girdiğimde, şöyle etrafa bakınıp ne alacağımı düşünüyordum. Sonra ağlama sesini duydum. ‘Herhalde annesi istediğini almıyor çocuğun’ diye düşündüm. Raftan en sonunda bir şey seçip kasaya yöneldim. Ağlayan çocuğu gördüm. Sandığım gibi annesine ağlamıyordu. Yalnızdı. Dükkan sahibi müşterisine para üstü verirken, çocuğa bakıp, “hadi defol git, git demedim mi sana. Yok benim beleş verecek malım...” diye sinirli ve hiddetli bir şekilde bağırıyordu. O müşteri çıkınca sıra benimdi. Gözüm çocuktaydı. Gayri ihtiyari elimdekini masaya bıraktım. Çocuk: “Amca, vallahi doğru söylüyorum. Paramı kaybettim, anam evde ekmek bekliyor. Sonra veririm sana. Lütfen…” diyordu, ağlayarak. Dükkân sahibinin “Borcunuz 1.75 lira” dediğinde göz göze geldik. Artık nasıl bakmışsam adam bana “Hep böyle bunlar bacım” cümlesiyle başlayan uzun bir açıklama yaptı. Çocuk verilen parayı kaybettiğini söylüyor, sonra başka dükkandan çikolata alıyormuş.
Çocuğa baktım. Oda bana baktı. “Abla valla bir kez yaptım, o günde fazla parası yokmuş annemin, canımda çektiydi çikolata. Valla bu sefer kaybettim.” Sonra dükkan sahibine baktım yine, adam çocuğu tekrar “defol lan..” diyerekten kovdu. Benimde rahatsız olduğumu düşündü herhalde, yerinden fırlayarak çocuğa yaklaştı. Tam elini kavrıyordu ki, “durun” dedim. “Ne yapıyorsunuz küçücük çocuğa..” Adam yine, “hep böyle bunlar bacım” dedi.
“Tamam” dedim, “ne istiyorsa verin. Ben parasını vereceğim.” dedim çocuğa bakıp. Dükkan sahibinin eli havada kalmıştı. “Aman.. Böylesine yapılmaz. Alışırlar..” gibisinden laflar etse de iki kuruş daha fazla kasasına girecek diye sevinmişti. Belliydi yüzünden.
Çocuk, gözyaşlarını sildi ve alacağı iki ekmeği gidip dolabından aldı. Bana gülümseyerek, “Abla şundan mı alayım mı, fazla değil bunlar 50 kuruş..” diye küçük bir çikolatayı gösterdi eliyle. Adam elini itti çocuğun. “hadi git hadi git eş....” sonra bana bakıp, sanki çocuğun babası oymuş gibi mahcup mahcup baktı. “önemli değil, al sen onu da.” Çocuğun gözlerinde parıldayan o ateşi anlatmam mümkün değil. O sevincini. Çıkarken “borcumu öderim bir gün” dedi ve bir selam çaktı bana.
....
Yıllar sonra, o çocukla yolumuz bir devlet dairesinde kesişti. Ben hastalığımdan dolayı zor yürürken, oradan oraya gitmemi söylüyorlardı. O genç adam, o çocuk, beni nasıl olmuşsa tanımış. Beni bir yere oturtmuş. Tüm işlemlerimi kendisi halletmişti. Sonra yanıma gelip, “İnşallah borcumu ödedim sayarsın.” dedi gülümseyerek, “İstersen iki ekmek kapıp geleyim..” İşte o an o olduğunu anladım. Hafızam bana oyunlar oynasa da o günü ve o çocuğu hiç unutmamıştım. O da beni unutmamış.
“ Bana o gün bir şans verdin sen. Bana inandın. Hiç tanımadığın halde güvendin. Paranı paylaştın benimle. İşte o gün dedim kendime. İnsanlar her zaman ikinci bir şansı hak eder. Ve bunu iyi kullanmalıdır. Ben kullandım. Senin sayende. Şu dünyada bana güvenen, inanan insanlar olduğunu, olabileceğini gösterdin bana. Güvensizlik, hele bir çocukta daha derin yara açar. Sen o yaraya merhem oldun. Teşekkürler...”
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.