HERŞEY BELEDİYEDEN OLURSA İYİ

Günlük yerel yazılarımızdan en çok tepkiyi yöneticilerden ve siyasetçilerden aldığımı adım Uğur gibi biliyorum.

Olsun ilk başta tepki verenler ile zaman içerisinde en iyi anlaştığımız kesim de bu kesim oluyor.

Onun için son dönemlerde en çok sevindiğim ve inandığım hayat felsefelerimden birisi ZAMAN ve SABIR…

Bugünkü yerel konularımıza girmeden doktorlar olarak nitelendirilen aslında sitemimim sağlık yapısına olan yazım ile ilgili iyi kötü birkaç yorumu sizlerle paylaşmak istiyorum.

BİR BİLEN rumuzlu okurumuz yazıyor;

“Dünyanın hiçbir yerinde nüfusunun neredeyse %10 u kadar olan insana bedava bakan ilaç veren bir devlet yoktur.

SGK nın da sağlık sisteminin de çöküşü bundandır.

Tamam insani ve vicdani bir tarafı var kabul ederim ama faturayı ülkenin garibine ödetmeleri yanlıştır.

Bugün çok övdüğünüz sistemden bir randevu almaya veya mı ya da tomo çektirmeye çalışın bakalım.

Kaç ay sonraya sıra alacaksınız?

Parası olan işini görüyor ya olmayan.

Beyhekim’in poliklinik katına bir gidip bakın normal günde ne halde? “

İşte olay da tamamen bu işte.

Böyle bir sistem içerisinde kimin gücü kime yeterse onun elini, kolunu, kafasını kırıyoruz.

RAMAZAN GONDOĞ rumuzlu okurumuz ise konuya şöyle yaklaşıyordu;

“Tamda anlatılan gibi inanın hastanelerde kimseye ne soru sorabiliyor musunuz?

Nede itiraz hakkınız var.

Herkesin modu niye geldin? Gelme…

Halbuki hastasın bu olaylar özel hastanelerde niye böyle olaylar olmuyor, yargı desen bir garip şekilde bu olaylara alet oluyor.

Bir öğretmene bir maliyeciye hatta polise aynı olay yapılsa tutuklanır mı?

Hayır hayır hayır hastane yönetimleri istediği görüntüleri yayınlıyor

İstemediği görüntü yok.

Şu olayın görüntüsünü talep ediyoruz.

Saygılarımla”

Okurumuza hassasiyetinden dolayı teşekkür ederiz.

………..

DOĞRU DAVUT rumuzlu okurumuz ise kusura bakmasın. Kendisinden özür de dilerim ama bizim ne demek istediğimizi anlamamış.

Okurumuz şöyle diyor;

“Uğur abi, sağlıkçıları hedef gösteren bugün ki yazını sana yakıştıramadım.

Bu kafayla elde kalan doktorlardan gidebilen yurtdışına gider.

90 lı yıllara döner doktor bulup tedavi olma işleri, o zaman yazarsın gene sağlıkçılar hastaları dövmüş aslında mağdur olan hasta ve yakınları diye, kına yakarsınız.”

…………….

Veee Ankara’da ki doktor dostum aile dostum canımın içi Ahmet Öztemel ise içinin yangınlığını şöyle ifade etmeye çalışıyor;

“Uğur abi; Sağlıkcılar bıktı. Yoruldu.

Üstlerindeki hastane yöneticileri baskısından, hedef gösterilmekten, anlamsız ve hakkaniyetsiz nöbetlerden, kayırılanlardan, "derdiniz var mı?" diye bile sormayan hatta sorun anlatmak istediğinde randevu vermeyen yöneticilerden bıktı.

Çalışmaktan, hastasıyla ilgilenmekten bıkmadı kimse, bıkmaz da.

Bir hastane yöneticisi 6 yıl başhekimlik yaptı, 6 yılda uzman geldiği hastaneden Profesör olarak ayrıldı.

Bir tane hasta görmeden, tek saat ders anlatmadan, tek ameliyat yapmadan.

Hakkaniyetsizlik yorar. Saygıyla…”

…………………..

İşte olay bu.

Sağlık sisteminde gelinen nokta bu.

Biliyor musunuz bugüne kadar hiçbir hastaya elini sürmemiş ebelerimiz çalışıyor.

İspat et diyen en yetkiliye bunu hep ispat ederim hem de onun alnını karışlarım.

Hemde bu satırlarda kendisini rezil ederim.

ESKİŞEHİR’DEN GELEN ÖĞRETİM ÜYESİ

Eskişehir’den Pazartesi günü saat 18 sularında şehrimize gelen bir Üniversite hocası fotoğraflarla üzüntüsünü şöyle dile getiriyordu.

Hocam bu bilbordun fotoğrafını Eskişehir’de iken çekmiş.

Sonra hızlı trene atlayıp Konya’ya gelmiş.

Ve gelir gelmez de bizim Meram Garı fotoğraflamış.

Yani hocam demek istiyor ki bu görüntüler olmuyor.

Doğru söylüyorsun hocam haklısınız.

Durumu yetkililere iletiyoruz.

Asla Belediye Personelinin avukatı değiliz.

Yazımıza girerken de yazdık en çok bize kızan bu kesim. Ama birde konuya şöyle bakabilir miyiz?

Biz nasıl Güvenlik sitelerde oturanların site oto parklarının giriş çıkışlarının temizlenmesini Belediyelerden beklenmemesini istiyorsak.

Nasıl Hastanelerin giriş çıkmışlarının hep Belediyeden beklenmesini istemiyorsak burada da bu bölgenin resmi sorumlularının el ele vererek dahası özel güvenlikçileri ile elele vererek YHT ye binen ya da inen yolculara yardımcı olmalarını bekliyoruz.

Dün dedik bugünde diyorum.

Sözümün de arkasındayım.

BEYAZ BEREKET i Allah’a çok şükür el birliği ile ve bu zihniyetle BEYAZ ÇİLE yapıyoruz.

Şimdi geçen hafta bu şehirde yaşanmış birkaç örneği sizinle paylaşmak istiyorum.  

…………..

Bir üniversite hocası Büyükşehrin en yetkililerinden birine ulaşıyor ve yolunun açık olmadığını karın temizlenmediğinden şikayetçi oluyor.

Belirtilen adrese ulaşılıyor.

Yol kürünüyor. Bu arada bir personelin dikkatini çekiyor. Hocamızın bineceği arabanın tekerlekleri yaz lastiği. Personel hemen bunu fotoğraflıyor ve kendisine talimat veren müdürüne gönderiyor. Müdür Bey bu kez tekrar şikayetçi hocayı arıyor ve “Hocam yolunuz açıldı ama sizin tekerlekler yaz tekerleği imiş. Nasıl yola çıkacaksınız bu tekerlekler ile?” diye soruyor.

Hocamız hazır cevap “Kışlık lastik verdinizi de takmadık mı?”

………….

Yaaa yıllardır Uğur İbrahim Altay Beye söyledim.

“Başkanım hizmette çıtayı çok abarttınız yarın bu millet yine şikayetçi olur, mutlu olmaz” demiştim.

Gelinin nokta bu.

Bir örnek daha vereyim mi.

Bu zor dönemde Valimiz Sayın Özkan, Başkan Uğur İbrahim Altay, Emniyet Müdürü Engin Dinç inanılmaz bir şekilde uyumlu ve koordineli çalışıyorlar. Çalıştılar da.

Bu organizasyon için de Beyşehir Yolu kapanır.

Bir vatandaşımız yolun kapalı olduğunu görünce benim babamın 70 model renosu ile Kızılören’den sonra bir yayla yoluna sapar. Yani arkadan dolanıp gidecektir. Bir müddet sonra bu vatandaş alarm verir. Kara saplanmıştır. Karın yüksekliği 2.5 metreyi geçmiştir. Ve son telefon görüşmesinde vatandaşımızın telefon pili bitmek üzeredir.

Düşünsenize şimdi bir yayla yolu ve bir vatandaşımız ölüm tehlikesi ile karşı karşıyadır.

Büyükşehir ve Devlet tüm birimleri ile alarma geçer.

Tam 7 kurtarma aracı saatler süren çalışmanın ardından sabaha karşı 4,5’da abimizi kurtarırlar.

Şimdi gelin bu işin içinden çıkın.

7 araç ve bilmem kaç personel bu uyanık(!) kurallara uymayan vatandaş için alarmla geçti.

Onlar şehir merkezinde çalışalar daha iyi olmaz mıydı?

Bizde böyle duyup da inanamayacağınız dahası inanmak dahi istemeyeceğiniz ne resmi bilgiler var ne.

Önce vatandaş olarak kendimiz üzerimize düşeni yapalım, sonra bizi yönetenleri eleştirelim.

Haaa ben yine bir sade vatandaş olarak eksik ya da hatalı durumları dile getirerek eleştiren kesimden yanayım.

Bu safım hiç değişmedi değişmeyecek de inşallah.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Ayağa bot çizme giyip göbeği açık bırakmak trafiğin akışı için tehlikeli bir durumdur.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kadınlar Pazarından Anıta kadar kilitlenen ve rezil bir durum alan şu Larende trafiğine köklü bir çözüm bulabildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz