Hilâfetin Gücü (3)
17 Ocak 2018, Çarşamba 07:58Kurtuluş Savaşımızın önemli kahramanlarından Yakup Şevki Paşaya göre de İngilizler; sömürgelerdeki Müslümanları umutsuzluğa sevk etmek onların morallerini bozmak için özellikle Hilâfet i kaldırtmışlardır.(1)
Mustafa Rutbay, Kafkasya’da çetecilerin eline düşer ve hayati tehlike yaşar. Fakat yanlarında bulunan bir Hilâl-i Ahmed Cemiyeti makbuzunu gösterip, “bu kâğıt bizim Halîfe tarafından verilmiş görev belgemizdir” deyince çete üyelerinin bile nasıl hürmet ve izzetle eğilip, kendilerini serbest bıraktıklarını yazar.(2)
Ertuğrul Gemisinin Japonya seyahati esnasında, sömürgelerdeki Müslümanların Osmanlıya karşı tarifi imkânsız aşırı sevgi ve muhabbeti İngiliz casusları tarafından tâkip edilmiş, görülmüş ve İngiliz Hükümetine rapor edilmiştir.(3) Çok fakir olmalarına rağmen savaş yıllarında Osmanlı devletine çocuklarını satılığa çıkarıp(4) yardım edecek kadar sevgi ve muhabbet bağlarıyla bağlı olmaları da Batılıları korkutmuştur. İstiklal Savaşı yıllarında Hindistan, Afganistan gibi devletlerin yardımları akmış, Hilâfeti kaldıran ve Hilâfet düşmanı olan kişiler de o paralarla İş Bankasını kurmuşlardır.(5)
Birinci dünya savaşında İngilizler, Fransızlar sömürdükleri Müslüman devletlerden birçok Müslüman’ı, onlardaki Hilâfet sevgisini bildikleri için “Almanlar Türkiye’yi işgal etti, Müslümanların halîfesini de esir etti, onu kurtarmalıyız” diye kandırıp cepheye getirmişler, bize karşı savaştırmışlar, ama savaştıkları insanların ezan okuyup namaz kıldıklarını görünce kandırıldıklarını anlayıp, bize iltica etmişlerdir.(6)
Sömürgelerdeki Hıristiyanları da; “Osmanlı içindeki Hıristiyan dindaşlarınıza katliam yapıyor, soykırım uyguluyor” diye kandırmışlar ve Osmanlının karşısına getirip savaştırmışlardır.(7) Yani Batılı her yerde ve her zaman iki yüzlü davranmış ve gayelerine ulaşmak için her yolu mubah görmüşlerdir. Bu ve benzeri daha birçok sebepten dolayı Dünyayı daha rahat sömürüp kemirebilmek için Hilâfetin mutlaka kaldırılmasına karar verdiler ve kaldırttılar.
Nasıl ve Niçin Kaldırıldı?
l. Dünya Savaşı yıllarında İngilizler Halîfeliğin Mekke’deki Kureyş Kabilesine âit olduğunu şiddetle yaymışlar, dolayısıyla Osmanlıların halîfeliğinin meşru olmadığını söyleyerek Arapları isyana teşvik etmişler, Osmanlıyı parçalayabilmek için her türlü çareye başvurmuşlardır.(8)
Mekke Şerif Hüseyin’e Halîfeliğini ilân ettirmişler ama başta Hintliler olmak üzere dünya Müslümanlarına bunu kabul ettirememişler, bu insanlar Halîfe olarak Osmanlıdan vazgeçmemişler, fetvalar, beyannameler, bildiriler yayımlayarak Şerif Hüseyin’i protesto etmişlerdir.(9) Vahdeddin İstanbul’dan ayrılınca Mekke Emiri şerif Hüseyin onu ısrarla Mekke’ye davet etmiş, büyük izzet, ikram ve iltifatlar göstermiştir. Meğer bu da bir İngiliz oyunu imiş.
İngilizler Vahdeddin’e Hilâfeti Şerif Hüseyin’e devrettirecekler, dolayısıyla İstanbul’da halîfe Abdülmecid Efendi, Mekke’de Halîfe Şerif Hüseyin iki başlı bir İslâm dünyası olacak ve Müslümanlar birbirine düşecek. Ama kısa bir müddet sonra bizimkiler Hilâfeti kaldırmak sûretiyle İngilizlerin ekmeğine yağ sürmüşlerdir.(10) Mason menşeli İttihat ve Terakki Cemiyetinin Selanik’te yaptığı umûmî kongrede alınan “saltanatın ve hilâfetin ilgası” hükmü kendi ellerimizle gerçekleştirilmiştir.(11)
Sömürgelerdeki bu samimi ve Osmanlı hayranı Müslümanlar 1924 yılında TBMM’nin Hilâfeti ilgasını kabul etmezler Hintli âlim Seyyid Emir Ali şöyle bir beyanname yayımlar: “Hilâfet herhangi bir Müslüman devletin millî bir müessesesi değildir ki, sırf o devletin kararıyla ilga olabilsin. Hilâfet muhtelif memleketlerde yaşayan ve sayıları 250 milyonu aşan Sünni Müslimlerin mezhebi vahdetini temsil eden mânevî bir müessesedir.
Herhangi bir Müslim devlet, dilerse, İslâm Câmiasını terk edebilir. Fakat hiçbir Müslim devlet, dünyanın başka yerinde yaşayan Müslim devletlerin, itikat ve kanaatini hiçe sayarak, Hilâfet gibi müşterek bir İslâmî müesseseyi değiştirmek ve hele ortadan kaldırmak iddia ve teşebbüsünü haklı gösteremez.
. . . . .
Halîfe Sünni mezhep hükümlerine göre seçildikten sonra cemaatçe kendisine biat olunduktan sonra, şer’i vazifesine uymayan bir harekette bulunmadıkça veya vazifesini ifa edemeyecek hale gelmedikçe hal ve ıskat olunamaz. Buna da ancak Müslim âlimlerden müteşekkil bir heyet karar verebilir.
Müslim bir devlet tarafından Hilâfetin ilgasına kalkışılması, son yedi yüz yıl içinde, İslâm âleminin başına gelen felâketlerin en büyüğü olmuştur. İslâmî tesanüt bu yüzden sarsılmış, mânevî kudret ve tesiri azalmıştır. Bu müessif teşebbüste bulunan Müslim Devlet de, ileri cumhuriyetler seviyesine bu yoldan yükseleyim derken, Müslim devletler arasındaki üstünlüğünü de kaybederek, Balkan devletleri hizasına düşmüştür.”(12)
Dipnotlar:
1 - Selma Yel, “Yakup Şevki Paşa”, Atatürk Araştırma Merkezi Yay. Ankara 2002, s. 191.
2 - Mustafa Rutbay, “Kafkas Hatıraları”,Haz. Ahmed Cevded Canbulat,TTK Yay. Ank.1990,s.30.
3 - İbrahim Refik, “Destansı Hüzün”, Albatros Yay. İst. 2001, s. 57.
4 - Avni Arslan-Ziya Demirel, a, g, e, s. 150.
5 - Mustafa Armağan, “Efsaneler ve Gerçekler” Timaş Yay. İst. 2007, s. 79; Mustafa Armağan, “Korku Duvarını Yıkmak”, Timaş Yay. İst. 2009, s. 167.
6 - Târih ve Medeniyet Dergisi, İhlâs Yayınları, sayı, 20, s. 52.
7- Ali Çimen-Göknur Göğebakan, “Târihi Değiştiren Savaşlar”, Timaş Yay. İst. 2010, s. 288.
8- Mehmed Niyazi, Yemen Ah Yemen, Türk Edebiyatı Dergisi, Aralık 2004, sayı 374, s. 6.
9- İbrahim Refik, “Destansı Hüzün”, Albatros Yay. İst. 2001, s. 32.
10- Ali Ulvi Kurucu, “Hatıralar-2”, M. Ertuğrul Düzdağ, Kaynak Yay. 2007, İst. 2. baskı, s. 55.
11- Mevlânzâde Rifat Bey, a. g. e. s. 42.
12- S.Keramett Nigâr,“Son Halîfenin Sürgün Yılları”Derin Târih Derg.19.Sayı hediyesi,2013,s.16.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.