HIRİSTİYAN DİN ADAMLARININ HIRİSTİYANLIKTA YAPTIKLARI DEĞİŞİKLİKLERDEN BAZILARI (7)
21 Ağustos 2019, Çarşamba 08:57Yahudilikte boşanma vardır ama hoş görülmemektedir. Boşanma olayı nefret edilen bir olay telâkki edilmektedir.(1) İslâm’da da boşanma vardır ama hoş görülmeyen, müsaade etmekle beraber Allah’ın memnun olmadığı bir yetkidir. Nitekim Peygamber Efendimiz: “Helâl olan şeyler arasında Allah’ın en çok buğz ettiği husus boşanmadır.”(2) buyurmuştur.
Yahudilikte boşanma mutlaka hahamın başkanlığında üç kişilik bir komisyon ve on kişilik bir şahitler gurubunun huzurunda yapılır. Boşama hakkı erkeğe aittir. Kadının boşama hakkı yoktur.(3)
İslâmiyet’te de boşama hakkı erkeğe aittir. Ama nikâh esnasında şart koşulursa, yani kadına da boşanma hakkı verilirse kadın da boşayabilir. İki şahidin huzurunda boşanma olayı gerçekleşir.
Hıristiyanlıkta boşanma yoktur. Muharref İncil’de: “Karısını boşayan ve bir başkası ile evlenen her adam zina eder ve bir kocanın boşadığı kadınla evlenen kişi de zina eder.”(4) Caiz olmamakla beraber boşanan kadını almakta yasaklanmış, onu alan kişinin de zina yaptığına hükmedilmiştir. Hıristiyanlığa göre meşru ve kutsanmış bir evliliği yalnız ölüm bozabilir. Bunun haricinde hangi şekilde bozulursa bozulsun caiz değildir.
Bu eşyanın tabiatına aykırıdır. Ortodokslar ve Protestanlar bunu bugün biraz hafifletmiştir ama Katoliklerde hala boşanma yoktur. Ama “bir şey fazla sıkılırsa ya kırılır ya yiv atar” derler. Haksız yere Avrupa’daki bu katı tutum bu neticeyi getirmiş ve bugün kutsal sayılan aile yuvası mefhumu Avrupa’da bitmiş ve maalesef en çok boşanmalar da Hıristiyanlar arasında yaşanmaktadır. Yani Avrupalılar bugün dinlerinin bu hükümlerini tanımamaktadırlar.
AB istatistik kurumu Eurostat tarafından açıklanan son verilere göre, üye ülkelerde ortalama boşanma oranı @’tır. Belçika’da her 100 evlilikten 75’i boşanma ile sonuçlanıyor. İstatistiklerde Belçika’yı, yüzde 70 boşanma oranıyla Estonya ve yüzde 67 ile Çek Cumhuriyeti izliyor.
12-Sünnet Olmama:
Birçok kaynakta ilk sünnet olan kişinin Hz. İbrahim olduğu zikredilse de, Barnabas İncili’nin kaydına göre bu operasyonun Hz. Âdeme kadar uzandığı rivayetleri de vardır.(5) M. Ö. 6000 li yıllarda sünnetin icra edildiğini gösteren resim ve vesikalar mevcuttur.
Antik Çağ Yunan Tarihçisi Heredot’a (M. Ö. 5’inci yüzyıl) göre, o dönemde başta Mısırlılar olmak üzere birçok kavim çocuklarını hatta bazı kavimler kız çocuklarını bile sünnet ettirmektedir.(6) Mısırdaki resimler, rölyefler, kabartmalar, mumyalar incelendiğinde, Yahudilerden önce bu kavimlerde çocukların 6-12 yaş arasında sünnet edildikleri anlaşılmaktadır. Fenikelilerde, Azteklerde de aynı uygulamanın olduğu son yıllarda yapılan arkeolojik kazılardan anlaşılmaktadır.
Yahudilere göre sünnet kul ile Tanrı Yahova arasında bir ahittir, bir vecibedir. Yahudiliğin olmazsa olmazıdır.(7) Dolayısıyla Yahudilikte her çocuk doğumunun 8’inci günü sünnet ettirilir.(8) Sekizinci günden yani sünnet olmadan önce bir çocuk ölecek olsa, onu yine de sünnet ederek toprağa verirler.(9) Sünnet olan çocuk Yahudi toplumunun gerçek bir üyesi olmaya hak kazanır.
Hz. İbrahim Cenâb-ı Hak’a müracaatla: “Ya Rabbi! Savaşlarda, arbedelerde vefat eden arkadaşlarımı, yani Sana inananları tanıyıp tespit etmekte zorluk çekiyorum. Onları tanıyacak bir alâmet olsa da cenazelerini defnetsek.” diye müracaatta bulunuyor. Allah da sünnet olmalarını tavsiye ediyor. Bunun üzerine Hz. İbrahim Şam bölgesinde Kaddum köyü yakınlarında 80 yaşında iken kendi kendini sünnet etmiş, 13 yaşındaki oğlu İsmail’i sünnet etmiş ve etrafındaki erkeklerin sünnet olmalarını kesinlikle emretmiştir.(10)
Nitekim Peygamber Efendimizin: “İbrahim 80 yaşında olduğu halde Şam yakınlarında Kaddum köyünce sünnet olmuştur.” dediği rivayetleri vardır.(11)Yahudi toplumu içinde doğan Hz. İsa’nın da doğumunun 8’inci günü sünnet ettirildiğine dair kayıtlar vardır.(12)
Ondan sonra gelen Peygamberlerin hepsi bunu benimsemişlerdir. Yahudiler mutlaka sünnet olurlar. Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde de sünnet vardır. Fakat sonra birçok dini akideyi değiştirdikleri, bozdukları, terk ettikleri gibi, Hıristiyanlar sünneti de terk etmişlerdir.(13)
Dipnotlar:
1-Kitab-ı Mukaddes, Malaki, 2/15-16.
2-Ebu Dâvud, Sünen, 2/631-632; İbni Mâce, Sünen 1/650.
3-Dinler Tarihi Ansiklopedisi 2/394.
4-Luka, 16/18; Matta, 5/31-32.
5-Barnabas, The Gospel of Barnabas, bölüm: 23, s. 25.
6-Ali Haydar Bayat, “Tarihte Sünnet”, Docentlik Tezi, İzmin 1979, s. 7-9.
7-Tevrat Tekvin, 17/9-14.
8-Luka, 1/59; 2/21.
9-Ali Osman Ateş, “İslâm’a Göre Cahiliye ve Ehli Kitap Örf ve Adetleri”,
Beyan yay. İst. 1996, s. 258.
10-Tekvin, 21/4-5.
11-“Tecrîd-i Sarîh Tercemesi”, c. 9, s. 111.
12-Luka 2/21.
13-Buhârî, İsti’zan, 51; Müslim, Fedâil, 151(2370).
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.