Hıristiyanlığın Kısa Tarihçesi (3)
12 Nisan 2019, Cuma 09:06Misyonerliğin de kurucusu kabul edilen Saint (Aziz) Pavlus: Tarsus’ta doğmuş ve Roma İmparatorluğu vatandaşlığını kazanmış bir Yahudi’dir. Kudüs’e Yahudi din adamı olmak, yani ‘Hahamlık’ öğrenmek için gitmiştir. Bir müddet geçimini çadır dikip satmakla kazanmıştır. İlk zamanlar İsevilere her türlü zulmü, işkenceyi ve katliamı yapmış ve yapanların içinde bulunmuştur.
Şam tarafına kaçmakta olan Hıristiyanları takip ederken, Hz. İsa’nın görüntüsüyle karşılaşmış, onun etkisinde kalarak güya tövbe etmiştir.(1) Bu mucizevî olaydan sonra, Bir müddet Şam’da Hıristiyanlık fikirleri ile meşgul olmuş, daha sonra kendini Hıristiyanlığa adamış, Kudüs’e gelmiş, Aziz Petrus ve Hz. İsa’nın kardeşi olarak tanınan Yakup’la tanışıp, Havariler arasına karışmıştır. Aziz Barnabas’a yardımcı olmak üzere Antakya’ya gitmiş, oradan Kıbrıs, Perge, Pisidya, Parafilya, İkonion (Konya), Lystra (Konya-Hatunsaray), Demre ve Antalya’yı gezmiştir.
Tekrar yanına bazı kişileri alarak Galatya, Lystra (Hatunsaray), Makedonya, Selanik, Atina, Korinthos, Efes ve Kudüs güzergâhında ikinci gezisini yapmıştır.
İkinci bir Makedonya gezisinden sonra Kudüs’te tutuklanmış, Yahudilerin kendisine düşman olduklarını ileri sürüp, Kudüs’te yargılanmayı kabul etmeyerek, Roma vatandaşı olduğu için Roma’da yargılanmayı istemiş, Roma’ya götürülürken gemileri kazaya uğramış ve üç ay Malta’da kalmıştır. Bilahare gittiği Roma’da iki yıl yargılanmayı beklemiş ve Yeni Ahitteki mektuplarının bir bölümünü burada yazmıştır. Kesin olmamakla beraber MS 67 yılında Roma’da ölmüştür.
Bazılarına göre Pavlus; Misyonerliğin mucidi, Hıristiyanlığı da kuran ve yayılmasını sağlayan bir kişi olarak bilinirse de, Bazı ilim erbabına göre de; o hiçbir zaman katı ve katıksız bir Yahudi hahamı olmaktan ayrılmamıştır. Fakat zorla ve baskıyla Hıristiyanlığın yayılmasının önüne geçilemeyeceği, baskı ve zulümlerle bu din mensuplarını inançlarından vazgeçiremeyeceğini anlayınca, Hıristiyan görünüp Hıristiyanlığı bozmaya, dejenere etmeye çalışmıştır.(2)
Bu sahada temayüz eden ve eserleri bulunan Harputlu İshak Efendi bu görüşte olanlardan biridir ve şöyle demiştir:
“İsa Aleyhisselâm’ın hak dini kısa zaman sonra düşmanları tarafından sinsice değiştirildi. Pavlus adındaki bir Yahudi, Hz. İsa’ya inandığını söyleyerek ve İseviliği yaymaya çalışıyor görünerek Allah’ın indirdiği İncil’i yok etti.”(3)
2. yüzyıla gelindiğinde dinî, siyasî, iktisadî nedenlerle Roma İmparatorluğu ikiye ayrıldı, daha sonraki dönemlerde yine aynı nedenlerle Ortodoksluk adı ile yeni bir mezhep ortaya çıktı. 16. Yüzyıldan itibaren de Alman Papaz Martin Luther (Ö. 1546) tarafından Hıristiyanlığın üçüncü ana mezhebi olan Protestanlık kuruldu. Bugün sayıları takribi olarak 2 milyara yaklaşan Hıristiyan nüfusun P’si Katolik, 0’u Protestan, ’si Ortodoks, =ediğer gruplardan oluşmaktadır.(4)
Başlangıç yıllarında Hz. İsa ve Havarilerin ellerinde Tevrat’tan başka kutsal kitap yoktur. Hz. İsa’nın kısa süren peygamberlik döneminde de, İsevîlikle ilgili tek kelime yazılmamıştır. Hıristiyanlık umdeleriyle ilgili ilk bilgileri Pavlus (kendisi Havari değildir, Hz. İsa’yı görmemiştir) etrafa gönderdiği mektuplarda bahsetmeye başlamış, daha sonra başta havari Petrus olmak üzere, Havarilerin kaçtıkları yerlerde İncil adı altında nüshalar yazılmaya başlanmıştır.(5)
Bu İnciller yazılıncaya kadar Hıristiyanların kullandığı, hükümlerinden faydalandığı Tevrat bablarına “Eski Ahid”, Havarilerin ve onlardan sonrakilerin yazdığı İncillere de “Yeni Ahid” denmiştir. Ama bu dönemde yazılan yani havarilerin yazdığı İncillerin hiçbirisi (Barnabas İncili hariç) bugün mevcut değildir, orijinal nüshaları kaybolmuştur. Bugün eldeki İnciller bu dönemde, yani havarilerin kaçtıkları yerlerde yazılanlardan kopya edilen İnciller olduğu söylenmektedir.(6) Fakat havarilerin yazdığı İnciller ile, bugün eldeki kopyalarının yazılma zamanları arasında nerdeyse 2 asra varan bir zaman farkı olduğu, değişik metotlarla ispat edilmektedir.
İznik’te toplanan Konsüle gelinceye kadar binlerce hatta bazılarının değerlendirmelerine göre üst üste yığılsa Mısır Piramitlerinden daha büyük tepeler oluşturacak kadar tür ve çeşitte, birbirini tutmayan, değişik inanç ve itikat bilgileri içeren İnciller yazılmıştır.(7) Tabi bu İnciller bugünkü anlamda kitaplar gibi düşünülmemelidir.
Dipnotlar:
1-Yaşayan Dünya Dinleri, Komisyon, DİB Yay. Ank. 2010, s. 87.
2-Yaşayan Dünya Dinleri, Komisyon, DİB Yay. Ank. 2010, s. 86.
3-Harputlu İshak Efendi, “Cevap Veremedi”, Hakikat Yay. İst. 1995. s. 3.
4-İslâm Ansiklopedisi, TDV Yay. c. 17, s. 346.
5-İslâm Ansiklopedisi, TDV Yay. c. 17, s. 345.
6-Yaşayan Dünya Dinleri, Komisyon, DİB Yay. Ank. 2010, s. 78.
7-İncilin insan yazması olduğu Kaliforniya Üniversitesi Eski Ahit Profesörü Friedman Who Wrote teh Bible (İncili Kim Yazdı) adlı kitabında İncillerin Hz. İsa’dan çok sonra yazıldığını çeşitli metotlar kullanarak ispat etmiştir. Zafer Dergisi, 1988, sayı133, s. 38.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.