Hıristiyanlığın Kısa Tarihçesi (4)
15 Nisan 2019, Pazartesi 08:43Başlangıç yıllarında Hz. İsa ve Havarilerin ellerinde Tevrat’tan başka kutsal kitap yoktur. Hz. İsa’nın kısa süren peygamberlik döneminde de, İsevîlikle ilgili tek kelime yazılmamıştır. Hıristiyanlık umdeleriyle ilgili ilk bilgileri Pavlus (kendisi Havari değildir, Hz. İsa’yı görmemiştir) etrafa gönderdiği mektuplarda bahsetmeye başlamış, daha sonra başta havari Petrus olmak üzere, Havarilerin kaçtıkları yerlerde İncil adı altında nüshalar yazılmaya başlanmıştır.(1)
Bu İnciller yazılıncaya kadar Hıristiyanların kullandığı, hükümlerinden faydalandığı Tevrat bablarına “Eski Ahid”, Havarilerin ve onlardan sonrakilerin yazdığı İncillere de “Yeni Ahid” denmiştir. Ama bu dönemde yazılan yani havarilerin yazdığı İncillerin hiçbirisi (Barnabas İncili hariç) bugün mevcut değildir, orijinal nüshaları kaybolmuştur. Bugün eldeki İnciller bu dönemde, yani havarilerin kaçtıkları yerlerde yazılanlardan kopya edilen İnciller olduğu söylenmektedir.(2) Fakat havarilerin yazdığı İnciller ile, bugün eldeki kopyalarının yazılma zamanları arasında nerdeyse 2 asra varan bir zaman farkı olduğu, değişik metotlarla ispat edilmektedir.
İznik’te toplanan Konsüle gelinceye kadar binlerce hatta bazılarının değerlendirmelerine göre üst üste yığılsa Mısır Piramitlerinden daha büyük tepeler oluşturacak kadar tür ve çeşitte, birbirini tutmayan, değişik inanç ve itikat bilgileri içeren İnciller yazılmıştır.(3) Tabi bu İnciller bugünkü anlamda kitaplar gibi düşünülmemelidir.
İslâm’ın zuhuru esnasında bile doğru dürüst yazı malzemesi olmadığı için Kur’an ayetleri tahta parçaları, deriler, yassı taşlar, develerin kürek kemikleri… Gibi malzemeler üzerine yazılmıştır. İslâm’dan 570 sene önce gelen Hz. İsa dönemini takdir ve tahmin etmek her halde zor olmasa gerek. Bu İnciller deriler ve parşömenler üzerine yazılmış, elden ele dolaşan, parça parça materyaller halindedir.
Birbirini tutmayan hatta bir birine çok zıt fikirler ihtiva eden binlerce risâle ve mektup sağa sola gönderilmiştir. Dini inanç ve yaşayış hususunda çok farklı anlayış ve uygulamalar ortaya çıkmış, bundan dolayı din ve mezhep kavgaları yaşanmaya başlanmıştır. Aslında ve özünde olmayan Teslis,(4) vaftiz, parayla günah çıkarma, şaraba ekmeği batırıp kutsal günlerde Hz. İsa’nın kanı ve eti diye yeme, büyük paralar karşılığı cennetten arsa ve emlak satma vb. mantık dışı kurallar Hıristiyanlığın içine girmiştir. Bunları bilahare maddeler halinde izan edeceğiz.
İmparator Kostantin bu keşmekeşi ve dejenerasyonu önleyebilmek için M.S. 325 de İznik’te bir Konsül(5) toplayarak, binlerce İncil’in teke indirilmesini istemiş ise de; bu mümkün olmamış, yaşanan büyük mücadele ve münakaşalardan sonra Matta, Markos, Luka ve Yuhanna İncilleri olmak üzere ancak 4’e indirilebilmiştir. Diğer bütün İncillerin okunması, yazılması, evlerde bulundurulması yasaklanmış ve bu kurallara uymayan kişiler, değişik şekillerde idam edilmiştir. Bunların da kendi aralarında, hatta her İncilin kendi içinde bile bir birini nakzeden (yalanlayan, zıt) fikirler ve yorumlar vardır.(6)
Doğu Roma İmparatoru Kostantin’in Hıristiyanlığı resmen M. 313’de kabul etmesinden sonra; M. 380 yılında da Batı Roma İmparatoru l.Theodosias’da Hıristiyanlığı resmen kabul edince, bu imparatorluk toprakları üzerinde Hıristiyanlık hızla yayılmıştır.
Kiliselerin etki, yetki ve menfaat bölüşümü nedeniyle başlattıkları mezhep savaşları, Ortaçağ ve Yakınçağ dönemlerinde bütün hızıyla ve korkunçluğuyla devam etmiş, asırlarca süren bu kavga ve kıtallerde milyonlarca Hıristiyan, bir birini öldürmüştür.(7)
Fransa kıralı 9. Charles bütün Protestanların yakılmasını öldürülmesini istemiş ve şöyle demiştir: “Hepsini öldürün ama hepsini yok edin ki, bunu yüzüme vuracak bir tek Protestan kalmasın.”(8)
Macar Tarihçi Sandor Takats (1860-1923) Macaristan Türk Âleminden Çizgiler isimli eserinde şunları söylemiştir: "Hıristiyan Almanya İmparatorluğunda mezhep harplerinde kan gövdeyi götürürken, Müslüman Türk idaresinde bütün dinlere saygı vardı ve mezhepler yan yana yaşayabiliyorlardı. Ortodokslar gibi Protestanlar da Osmanlılara çok şey borçludurlar. Çünkü Protestan mezhebinin kurucusu Martin Luther, Katolik zulmü karşısında Kanuni Sultan Süleyman’a mektup göndermiş ve yardım isteyip şunları yazmıştır: "Putperest Katoliklere, Papa denilen ve Hz. İsa'yı tanrı yapan dinsizlere ve onları destekleyen Alman İmparatoru Şarlken'e haddini bildiriniz ve bize yardımlarınızı sürdürünüz..."(9)
Dipnotlar:
1-İslâm Ansiklopedisi, TDV Yay. c. 17, s. 345.
2-Yaşayan Dünya Dinleri, Komisyon, DİB Yay. Ank. 2010, s. 78.
3-İncilin insan yazması olduğu Kaliforniya Üniversitesi Eski Ahit
Profesörü Friedman Who Wrote teh Bible (İncili Kim Yazdı) adlı
kitabında İncillerin Hz. İsa’dan çok sonra yazıldığını çeşitli metotlar
kullanarak ispat etmiştir. Zafer Dergisi, 1988, sayı133, s. 38.
4-Fransa’nın dünyaca ünlü aylık Science et Vie/ Bilim ve Hayat
Dergisinin yazı işleri müdürü Hz. İsa çarmıha gerilerek öldürülmemiştir.
O kesinlikle Allah’ın oğlu da değildi diyor. Yine bu konuyla ilgili,
“Tanrılaşan İnsan? L’Homme Qui Devint Dieu” adıyla bir eser yazan
Gerald Messadie Hz.İsa’nın kesinlikle Allah’ın oğlu olmadığı ve çarmıha
gerilerek de öldürülmediğini ispat ediyor. Haftalık L’Expresse dergisi bu
yazarla bir söyleşi yapmış ve büyük baskılara rağmen yayınlamıştır.
Zafer Dergisi, 1989,sayı 145, s.11.
5-Konsül: Kelime anlamı, herhangi bir amaçla yapılan toplantı demektir.
Ancak kilise tarihinde özel bir anlam daha taşımaktadır. Buna göre Kon
sül; Kilise ile alakalı meseleleri görüşüp-tartışmak ve bunlar hakkında
kararlar almak maksadıyla yapılan dinî toplantılarıdır.
6-Protestan Alman tarihçilerden Strauss: (Ö.1874); İncil Bilgini ve
Muallimi Nortin (Ö.1786) , Thomas Hartwell (Ö.1822) ve daha birçok
Müsteşrik Yahûdîlerin Hristiyanlık içine ilk dönemlerde birçok yeni
fikirler soktuklarını kabul edip yazmaktadırlar. Harputlu İshak Efendi,
a. g. e. s. 41-47. 4
İnciller arasında görülen tenakuzlar. Bkz: Harputlu İshak Efendi, a. g. e.
s. 60, 78, 82; İncil hâlâ değiştirilmeye devam etmektedir. 16. 03. 2005
Tarihli Milliyet gazetesinde verilen habere göre: “ABD li ve İngiliz 15
bilim adamı, Hristiyanların kutsal kitabındaki tam 45 bin ifadeyi “Yeni
nesil yanlış anlıyor” gerekçesiyle değiştirdi. Böylece İncil’in %7’si yeni
den yazılmış oldu” denilmektedir. Kur’an-ı Kerim’in metninde hiçbir
zaman değişiklik olmamış ve olamaz. Ancak onun tefsirlerinde
değişiklikler ve yorumlar yapılabilmektedir. Ama İncil’in bizzat
metninde, hem tarihte tahrifatlar yapılmış, hem de günümüzde
değişiklikler yapılmaktadır. Bkz: Aydoğan Vatandaş, “Apokrifal”, Timaş Yay. İst. 2008, s.99.
7-Geniş bilgi için bkz: Yılmaz Öztuna, “Büyük Türkiye Tarihi”, Ötüken Yayınevi, İst. 1971, c. 6. s. 63-69, cesetlerin bile asılması c. 6, s. 70.
8-Yılmaz Öztuna. a. e. g. e. 7, s. 178.
9-Sandor Takats (1860-1923), “Macaristan Türk Âleminden Çizgiler”, MEB Yay. 1000 Temel Eser, İst. 1970.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.