Hırs ve tamah felâkettir
30 Kasım -1, Pazartesi 00:00Hırs: Arzu ve isteklerin hastalık haline dönüşmesi, hudut ve kanun tanımaması, akl-ı selimin dumura uğraması, göz ve gönlün kapanıp kararmasıdır.
Haris kişinin sağduyusu kapanmıştır. Dizginleri şeytana teslim etmiştir. Uzaktan kumandalı bir yaratık haline gelmiştir. Hızla uçuruma doğru gitmektedir. Akıbeti hüsrandır. Tarih böylelerinin akıbetlerini çok feci nakleder.
Ünlü Rus yazarı Tolstoy'un bir hikâyesinde bu mevzu işlenir: Fakir fakat haris birini Rus Çarı bir akşam vakti çağırır ve: "Güneş doğuncaya kadar koşup dolaşabileceğin yeri sana vereceğim" der. Adam bu vaat üzerine büyük bir hırsla güneş doğuncaya kadar epeyce mesafe kat etmiş ama neticede de çatlayıp ölmüş.
Cenâb-ı Allah Yahudilerin kötü huylarını zikrederken şöyle buyurur: "Yemin olsun ki, sen onları yaşamaya karşı insanların en hırslısı olarak bulursun."([1])
Sevgili Peygamberimiz de: "Muhterisin (hırslı kimsenin) gözünü ve gönlünü topraktan başka bir şey doyurmaz ve doldurmaz" buyurur.([2])
Mevlânâ Hazretleri: "Kanaatten hiç kimse ölmedi. Hırs ve tamahla da hiç kimse bâki kalmadı." der.
Şeyh Sâdi Şîrâzî ise muhterislere şöyle seslenir: "Eksik olsun hırs ve tamahla elde ettiğin yemek. Tenceren kaynıyor ama, şerefin devrilmiş."
Hırs ve tamah mevki ve makam hususunda olursa, daha da tehlikelidir. Tarih bu uğurda helâk olmuş kişilerin kıssaları ile doludur.
Hz. Aliye göre: Çocuk eli yumuk doğar, bu bütün insanların hırslı olduklarına, ölürken ellerin açılmasında ise kimsenin bir şey götüremeyeceğine delildir.
Hz. Mevlânâ’nın şu söze ne kadar ibretli: “Hırslı olanlar, paraya tapanlar, deniz suyu içenlere benzer. İçtikçe susuzlukları artar ve felâketleri yaklaşır.”
Üç haris kişi, bir define bulmuşlar. Onu çıkaracağız diye geçen vakitte acıkmışlar, birini yakın bir beldeye yiyecek bulmaya göndermişler. Geride kalanlar defineyi üçe değil de, ikiye bölebilmek için, aralarında anlaşıp yemek bulmaya gideni dönüşte öldürmüşler. Ölen kişide arkadaşlarını öldürüp tek başına defineye sahip olabilmek için yemeklere zehir katmış. Bunu öldürdükten sonra sevinçle yemekleri yiyen iki kişide ölmüş ve define yine ortada kalmış. Bu duruma muttali olan Hz. İsa “Hazeddünya-İşte dünya” buyurmuş.
Günümüzün muhterisleri arasında da böyle olaylar olmuyor değil. Konya’da olmuş bir olay. Bilâveled (çocuksuz) bir aile. Bey emekli, gül gibi geçinip gidiyorlar ama hanım çok hırslı birisi. Kocasına bir gün şöyle bir teklifte bulunuyor: “Bey! Bizim karşı komşu çok zengin ve çok da yaşlı malum. Bizim gibi çoluk çocuğu da yok. Şimdi sen beni boşa, onunla resmen evlen, nasıl olsa o yakında ölür, bütün malı da sana kalır yani bizim olur.” Kocası razı olmamış ama, kadının ısrarlarına dayanamayıp planı ulgulamışlar. Ama kısa bir müddet sonra herif ölünce, malı, mülkü, serveti… nesi varsa resmi nikâhlı olan o ihtiyar kadına kalmış, çok hırslı olan esas eşi de sokakta kalmış.
Bir zamanların Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan memleketimizde bu ve benzeri dönen fırıldakları dile getirirken, kameraların karşısında şöyle demişti: “Adam karısını resmen boşuyor. Emekli maaşı olan babası ile evlendiriyor. İhtiyar kısa zamanda ölünce maaşını hanımı almaya devam ediyor..’’ (3) İşin garibi bizim vatandaşlarımız aynı oyunları Avrupa devletlerinde de yapıyor.
Çalışmayan aileye misal olarak 1000 Avro işsizlik parası veriyor. Hırslı vatandaşlardan bazıları gidip mahkemeye hanımı boşuyor. Tabi boşananlar ayrı bir ev ayrı bir düzen tutması gerekiyor onun için devlet 1000 avro’da hanıma veriyor. Hâlbuki ayrı ev falan tutmuyorlar ve eski düzen yaşamaya devam ediyorlar.
Tabii inanç zafiyeti hat safhaya varınca, kul hakkı, gavur hakkı, günah, hesap, kıyamet… onları düşünen yok. Eskiden ecdadımız; “kıyamette gâvurun alacağı olursa, direk imanımızı isteyecekmiş” diye düşünür, ecnebi hakkına Müslüman hakkından daha fazla hassasiyet gösterirmiş ama heyhat. Akif boşuna mı demiş:
Kaç hakiki Müslüman gördümse makberdedir
Bilmem amma Müslümanlık galiba göklerdedir.
1- Bakara Sûresi, 96.
2- Tecrîd Tercümesi, c. 12, s. l83.
3- Milliyet Gazetesi, 16. 10. 2001.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.