HIRSIZLIK İŞSİZLİKTEN Mİ ARTIYOR?

Bugün yine bu sütunda sizlerle farklı konulara değinmeye çalışacağız. Ve sağ olun, var olun bu satırları sizlerin sayesinde, sizlerden gelen bilgiler ışığında yazıyoruz.

Güne hemen yerel konularımızla başlayalım.

KOSTİ’NİN KONAĞINA

BU REKLAMLAR YAKIŞIYOR MU?

Sosyal medyada biz sevdiklerimizi ya da birilerini takip etmekte zorlanırken, akıllı, zeki okurlarımız bizim gibi takip ettiklerimizi bile takip ediyorlar.

Hep deriz bizim okurlarımız şehrin ülkenin sevdalılarıdır.

Örnek insanlardır diye.

Dün sabah bir üniversite hocamız önce şu fotoğraf karesini bize gönderiyor.

Bunun altınada şunları yazıyordu

“Twitter’dan senin de takip ettiğin ……. Bey yazmış da.

Burada beni rahatsız eden konu ise Araboğlu’nda Kosti Konağının üzerindeki bu reklamlar. Tarihi bina reklam afişleri ile dolu.

Kaldırsınlar şunları usta.

Tamam belki kitap yayın grubunun.

Ama orada önemli bir tarih var.”

……….

Sonra baktım benim takip ettiğim dostum bu konak ile ilgili ne yazmış.

“Araboğlu Kosti'nin Konağı Alâeddin Tepesi'nin güneyinde bulunuyor. Osmanlı döneminde Konya'da yaşayan gayrimüslimlerin bir kısmı bu semtte oturuyorlardı. Konağı yaptıran Avukat Araboğlu Kosti de 20. yüzyılın başlarında Konya'ya yerleşen zengin Marunilerden biriydi.”

………….

Evet tarih ve kitap.

Bizler için olmazsa olmazlarımız.

Ama Üniversitede ki değerli öğretim üyesi dostumuz da haksız sayılmaz değil mi?

RUS TURİSTLER GELSİN

PARA GELSİN AMA İŞLER DEĞİŞTİ

Türkiye’nin gözü dahası turizmcilerin gözü Ruslarda.

Tamam Ruslar aman gelsin.

Gelsin, gelsin hatta Akdeniz filan yetmez Anadolu’ya gelsinler. Konya’ya gelsinler. Konya’mızda da Rusları dört gözle bekleyen insanlarımız var. 

Ama şimdi büyük sıkıntı var.

Niye mi?

Hiç haberleri izlemiyor musunuz?

Rusya’da koronadan vaka sayısı yine patlamış.

7 ay sonra Rusya’da vaka sayısı yine patlamış.

Ruslar kendi aşılarını bile olmuyorlarmış.

Hatta ülkeyi yönetenler aşı olanlara büyük ikramiye araba vermeye başlamışlar.

Arabanın bir tanesi bizim para ile 167 bin TL lik miş.

Şimdi Rusları çok özledik (!) ama birde şu acı gerçeği hiç göz ardı etmeyelim olmaz mı? 

VATAN CADDESİ ÜZERİNDEKİ APARTMANLARIN

BAHÇE VE GİŞ KAPILARI HIRSIZLAR

TARAFINDAN ÇALMAYA BAŞLADILAR.

Çok değerli bir büyüğüm şöyle yazıyordu;

“30 yıl önce yaptırdığımız Vatan caddesi üzerinde yaptırdığımız ….. Apartmanı’nın demir bahçe giriş kapısı bu gece hırsızlar tarafından yerinden sökülerek çalınmış.

Diğer giriş kapısını da çalmasınlar diyerek apartman görevlisi ne söktürüp depoya kaldırdık.

Yeni kapıyı yapacak demirciye hırsızların kapıyı kolayca sökmemesi için duvara kaynak yaptıracağız.

Türkiye'de adeta suç patlaması yaşanıyor. Cezaevlerine giren hükümlülerle ilgili veriler ekonomideki  bozulmayı ve toplumdaki çürümeyi gözler önüne seriyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yaptığı hesaplamaya göre, son 11 yılda cezaevi girenlerin sayısı 3.8 kat arttı.

TÜİK’in Kasım 2020’de yayınladığı en güncel veri 2019 yılına ait.

Buna göre 2019’da ceza infaz kurumlarına 281 bin 605 kişi girdi.

Bu sayı 2009 yılında 74 bin 404 kişiydi.

Suç türü üzerinden veriler irdelendiğinde, hırsızlık, cinsel suçlar, uyuşturucu ve kaçakçılık alanında işlenen suçlarda patlama yaşandığı görülüyor.

2009 yılında öldürme suçundan içeri girenlerin sayısı 1.514 iken bu sayı 6 kat artarak 9 bin 574’e yaralamada ise 4.5 kat artarak 34 bin 987’ye çıktı.

Aynı dönemde cinsel suçlar 10 kat artarak 562’den 5 bin 800’ez yükselirken, hırsızlıktan hükümlülerin sayısı 5 bin 758 den 7 kat artarak 42 bin 758 çıkmış, uyuşturucudan hapis cezası alanların sayısı 11 kat arttı.

11 yılda kaçakçılıktan cezaevine konulanların sayısı 9 kat artışla 935’ten 8 bin 111’e yükselirken, sahtecilik suçu 5 kat, yağma 11 kat, trafik suçları ise 15 kat artış gösterdi.

Günümüzde hayat pahalılığı, işsizlik ciddi bir sorun.

Birçok insan işsiz nüfus artıkça işsizlikle artıyor.

Aynı oranda yeni iş sahaları açılmıyor.

Ama bu demek değil ki ekmeğini doğru ve helal yoldan kazananların yanında, bu işi kendisine meslek etmiş kişiler tarafından hırsızlık yapılıyor.

Osmanlı döneminde ve Cuma namazına giden esnaf dükkanını kapatmazmış.

Çok yakın zamanda da Konya’da da esnaf dükkanını sıkı sıkıya kapatmazdı.

Ülkemizde hırsız evinize girdiğinde yatak odanıza gelirse müdahale etme yasal hakkınız var.

Aksi bir alanda vurma, ateş etme vs. gibi nefs-i müdafalar sizi suçlu kılıyor.

Yasal anlamda hırsızlık yapanlar yakalansa da kısa zamanda tekrar aramıza karışıyor.

Haram ile helali bilen asla başkasının malına göz dikmez aksine korur.

Ne olursa olsun hırsızlığın bir açıklaması yoktur olamaz da.

Bu yüzden öldürülen yüzlerce insan var.

Kendi malını, parasını korurken ölen insanlar.

Çalışıp alın teri dökerek kazanılan ekmeğin tadı hiçbir şeyde yoktur...”

………….

Bu abimiz aslında her şeyi özetlemiş.

Kimse yanlış anlamasın.

Kimse işi siyasete çekmesin.

Ama benim dualarımdan biride “Cenab-ı Allah’ım bu günlerimizi de aratmasın” oluyor.

Bilmem katılırsınız bilmem katılmazsınız ama vallahi insanı olarak gidişatımız hiç de hayırlı görünmüyor.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Herkes değişsin biz yine aynı kalalım. Değişmeyelim. Yanlış olmaktansa yalnız olalım ama her zaman dik duralım.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Hastaneler bölgesinde oto park konusunda kurallara ve insanların haklarına uyduğumuz zaman daha iyi ADAM oluruz.