HIZLI TREN SEFERLERİ NİYE NORMALLEŞMEZ?

Bugün kafam yine karışık. Dahası karıştıranlar utansın.

Bu millet gittikçe her gün zenginleşiyor mu?

Yoksa yoksullaşıyor mu?

Tartışmaları içerisinde gördüklerim, yaşardıklarım, işittiklerim, okuduklarım vallahi de billahi de birbirini tutmuyor.

Ya benim kafam basmıyor.

Ya da bunun toplaması çıkarması bizim bildiğimiz dört işlemden farklı yapılıyor.

İsterseniz önce ülke genelinden bir örnek ile başlayalım.

Son 48 saatin en önemli haberleri arasında döndürülüp duran şu haberi birlikte okuyalım.

“Boğaz'daki yalılarda satış hareketliliği yaşanıyor.

Son bir yılda 20 yalı el değiştirirken, 50 yalı da satılığa çıkarılmış durumda.

Bu yalıların fiyatlar ise 5 milyon dolardan başlıyor, 50 milyon dolara kadar çıkıyor. Bu yalıların ortalama aylık kirası ise 25 bin TL başlıyor”

………..

Bunu dinleyip okurken yine içimden diyordum ki “gidinin gavurları cennet ülkemizin en güzel yerlerini bastırıp parayı kapatıyorlar”

……….

Ama haberin ilerleyen bölümlerinde yine yanıldığımı görüyordum

“'YABANCILAR TALEP GÖSTERMİYOR''

Şu anda 40 aile için satılık yalı arıyoruz, istediğimiz özellikte yalıların satışa çıkmasını bekliyoruz. İstanbul Boğazı’nda 50 adet satılık yalı bulunuyor, müşterilerimizin isteklerine uygun yalıları aramaya devam ediyoruz. Talepte bulunanların tamamı Türk müşterilerden oluşuyor. Yabancı müşteriler yalılara talep göstermiyor. Son 1 yılda yaklaşık 20 yalı el değiştirdi''

………………..

Demek ki benim bu güzel ülkemin bu insanlarında bu kadar çok para var.

Bu para ancak çuvalla taşınır diye düşünüyorum.

Parası olana, bu parayı bulana helal olsun diyorum(!)

………

Gelelim kendi küçük dünyamıza.

Konya’mıza olur mu?

Gazetemize ziyarete gelen şehrin en önemli emlakçılarından bir abim şöyle bir örnekleme yapıyordu;

“Geçen hafta bir çift geldi. Bir yıllık evlilermiş. Bir daire aradıklarını söylediler. Fiyatları konuştuk. Ve bir haftada bu yeni evli çift 600 bin TL vererek istedikleri daireyi aldılar. 200 bin TL paraları varmış. 400 bin TL de kredi çektiler ve aldılar”…

…………

Uzaktan baktığınız zaman ne güzel değil mi?

Bize de “Hayırlı uğurlu olsun inşallah” demek düşer.

Yalnız sadece bu çift değil ki böyle bir hayata başlangıç yapan.

Herkes aynı hesap peşinde.

Gidiyorsun bankaya çekiyorsun bankadan krediyi aylık ücretin kadar kredinin aylık borcunu ucu ucuna derk getirdin mi hesap tamam.

İstediğin lüks daire yolun başında sizindir artık.

Peki bir yıl sonra çocuğun dünyaya geldiği zaman çocuğun süt parasından bez parasına yeni çıkacak masraf listesi ne olacak?

Amannnnn benim de düşündüğüm şeye bakın değil mi?

Hazır vardır bu insanların anaları babaları.

Ana baba ne için var?

Zor günler için.

O zaman olmayan para ile hayatı kurmaya, günün keyfini çıkarmaya devam.

Bakın ne güzel Konya’da ısınmasa da Akdeniz’de Ege’de havalar mis.

Deniz, güneş, kum.

Param yok diye hiç üzülmeyin.

Sizde gidin herkes gibi gidin istediğiniz bankaya çekin “ tatil kredinizi” o rüya günleri sizde ailecek yaşayın.

Tatilin tadını çıkartın.

Eeeeee ne de olsa biz köyde sokakta büyürken anamızdan babamızdan hep beş yıldızlı otellerde denizin kumun tatilini çıkartarak büyüdük (!) değil mi?

Devam…Devammm.

Aslında size bir itirafta bulunayım mı?

Herkes yapar da bizim çocuklar yapmaz mı?

Haydi bizim çocuklar ileriiiiiiiiiiiiii.

HIRSIZLAR PARAYI İYİ BİLİYOR DEMEK Kİ?

Hani bir büyüğümüz hırsızlık olayları ile işsizliği rakamlarla bağlantılı hale getirmişti ya.

OĞUZ OĞUZ rumuzlu sıkı okurumuz o yazıya da şöyle bir yorum getiriyordu

“Demir hurdasının tonu 500 dolar oldu, çalarlar tabi.”

……………

HIZLI TRENDE NORMALLEŞME NE ZAMAN BAŞLAR? 

Önce şu haberi birlikte okuyalım.

Çünkü bu haberi okuyunca kendi durumumuz aklıma geldi.

“Kamu-özel iş birliği (KÖİ) projesi ile yapılan ve 29 Ekim 2016'da açılan Ankara Yüksek Hızlı Tren (YHT) Garı, yolcu garantisi nedeniyle vatandaşın sırtına yük olmaya devam ediyor. 2020'de Ankara Tren Garı için 5 milyon yolcu garantisi verilmişti, ancak yolcu sayısı 740 binde kaldı. Gelmeyen yolcular nedeniyle yüklenici şirkete, ödeme yapılacak. Bu kapsamda Hazine'nin yüklenici Cengiz-Kolin-Limak ortaklığına 7.5 milyon dolar ödeyeceği belirtildi.

8 MİLYON YOLCU

Yolcu garantisi nedeniyle gar için 3 yılda devletin kasasından 13 milyon 852 bin 545 dolar çıktı. Tren garı için garanti kapsamında 2016'dan bu yana 14 milyon dolarlık ödeme yapıldı. Tren garında yıllık yolcu garantisinin tutmaması halinde şirkete her yolcu için 1.5 dolar ödeniyor. Garantinin tutması durumunda ise her yolcu için ödeme 50 cent oluyor. Yapılan sözleşme kapsamında ilk 2 yıl için 2'şer milyon, sonraki 2 yıl için 5'er milyon, sonraki 4 yıl için 8'er milyon ve 9-14'üncü yıllar için de 10'ar milyon yolcu garantisi verilmişti.”

……………

Vallahi Ankara’da kim kime ne yapıyor bu beni hiç ilgilendirmez.

Zaten benim boyumu da aşar.

Bu haberi okuyunca başta okurlarımız olmak üzere çevremizdeki insanların sürekli olarak bu konuda ki serzenişleri aklıma geliverdi.

Farkındasınız değil mi bizim Hızlı Tren seferleri yanılmıyorsam hala günde iki seferde.

Yani Sayın Cumhurbaşkanımızın büyük gayretleri ve çabaları ile Türkiye Dünya’da hızla normalleşmeye geçen ülkeler arasında yer almaya çalışırken YHT de bunu durumu göremiyoruz.

Millet Ankara’ya İstanbul’a bilet bulabilme adına nerede ise vekilleri devreye sokacak.

Sonra Ankara’da birileri yukarıda olduğu gibi zarar ediyoruz diye yazıyor.

Amma velakin biz hala normalde değiliz ki zarar edelim.

YHT özellikle Konya’nın bu trelerden nasiplenmesi ile rüyalarımızı gerçekleştirmiş durumda.

Yalnız bir taraftan bilek sıkıntısının tavan yapması diğer taraftan devletin zarara uğruyor iddiası beni üzdü. Bu vesile ile Ankara’ya hem kendimizi hatırlatalım hemde yine eski güzel günlere kavuşalım istedim.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Hak yemek, sol elle yemek yemek kadar dikkat çekmedi bu ülkede

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Üç şeritli yolda kavşakta ışıklarda yolun en sağından en soluna dönmeyi şoförlük olarak kabul  etmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.