İBADET- 2
18 Şubat 2016, Perşembe 08:52Peygamberimiz bu ince nokta hususunda şöyle buyurur:
“Hiçbir insanı ibadeti cennete koyamaz. Allah’ın lütuf ve merhameti sarmadıkça beni bile ibadetlerim cennete götüremez. O halde ibadetlerinizde aşırılıktan sakının ve Allah’a yaklaşınız.”([1])
Ecir ve mükâfatlar; ibadetin çokluğuna göre değil, niyetin saflığına göre tayin ve takdir edilir.
Aşkı olan aşk oduna alışır
Sâdık olan erenlere karışır
Meyhaneden çıkar gelir ulaşır
Dünyada gör nice merdaneler var
Saâdet güneşi doğunca üstüne
Bakmazlar zâhirde ayığa meste
İtibar eylerler rûz-i elest’e
Sedefte gizlenmiş dürdâneler var
Hakkı gel eyleme sırrını zâhirÖyle bir yol tut ki olasın mâhirHarâbat ehline hor bakma şâkirDefineye mâlik viraneler var
Bu şiirin konumuzla ilgili bir hikâyesi var. Rivayet olunur ki; Erzurum ulemasından ve ehlullahtan olan bir zatın Şakir ve Mahir isimli iki oğlu vardır.
Şakir; ehl-i taat, ibadetlerinde hassas, takvalı, yağız bir delikanlı, Mahir ise ehl-i harabat, içki mübtelası, mücrim bir delikanlı.
Zaman geçer, iki delikanlı da kendi yollarında hemen hemen zirveleri yaşıyorlar ve Kırk'lardan bir yer boşalır, o yere de Şakir taliptir. Muhterem babasına bu hususta rica da bulunur, babası ise emin değildir o kıvama geldiğinden Şakirin. Babası Şakirin niyetinin biraz da bulanık olduğunun, ibadetlerine güvenip biraz mağrur tavırlarının farkındadır, bu sebeple nasihat eder, beklemesini ister, vaktin gelmediğini söyler amma Şakir talebinde ısrar eder. “Peki” der Babası, ve Kırk'lara karışması için imtihan edileceği tepeye doğru yola koyulurlar.
Yolda giderken meyhanenin önünden geçerler, Mahir içerde demlenmektedir, Babası kimseye görünmeden içeri girer ve Mahirin borcu olup olmadığını sorar, olduğunu öğrenince hepsini öder ve yola devam ederler. Mahir meyhaneden çıkarken hesabının ödendiğini öğrenir, babası olduğunu anlayınca hemen eve uğrar annesinden durumu öğrenir ve onların gittiği yere o da koşarak varır.
Erenlere katılacakları tepeye gelince, Babası Şakire son nasihatlerini eder, “evladım bir daha kontrol et, emin misin der gibi uyarır.” Şakir ısrar edince “peki o zaman at kendini şu uçurumdan aşağıya der...” Şakir uçurumun yüksekliğini görünce birden kalbine korku düşer, tereddüt eder, bir kaç kez yeltenir amma yapamaz. Mahir arkada manzarayı seyretmektedir, zaten içindeki pişmanlık onu yakmış bitirmiştir, Babacığım der emredin ben atlayayım. Babası hiç tereddüt etmez, "Atla evladım" der. Mahir de tereddüt etmeden atlar...ve Mahir kırklara karışır... Onu kabul ederler. İşte o şiirde bu durum anlatılmaktadır...
Dipnot:
1- Buhârî, Rikâk 18.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.