İbadetin Ruhu İhlâstır
05 Nisan 2021, Pazartesi 08:22Yaratılış nedenimiz; her şeyden önce Cenâb-ı Hakkı lâyıkıyla tanımak, O’na yürekten bağlanmak, O’nun emir ve yasaklarına uygun hareket edip, rızasını kazanmaktır. Yoksa bu dünyaya gelmekten maksat yalnız yiyip-içmek ve nefsi zevkleri tatmin etmek değildir. Varlığımızın gayesi imanı ve salih ameli, iyiliği ve güzel ahlâkı hayata hâkim kılmak olmalıdır.
Yüce Allah insanı boş yere yaratmadığı gibi başıboş da bırakmamıştır. İnsan buraya daha yüksek bir gaye ve sonsuz bir hayata hazırlanmak için gelmiştir. Onu bir takım ibadetlerle yükümlü kılmıştır. İnsan olarak yaratılışımızın hikmetini, dünyaya gelişimizin gayesini yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de şöyle bildirmiştir: "Cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etmeleri için yaratmışımdır."(Zâriyât Sûresi; 51/56.)
Dünya hayatı geçici olup mutlaka ölümle sonlanacaktır. Ahiret hayatı ise bakidir, ölümle başlayıp ebediyen devam edecektir. Yaratılış gayesine uygun yaşarsak ebedi hayatımız olan ahiret yurdunda esenlik içinde olacağımızı, bu dünyanın ise imtihan yeri olduğu bir gerçektir.
Sevgili Peygamberimiz salih amellerin bizimle birlikte ölüm ötesine de gideceğini, kabirden içeri yalnız iman ile birlikte salih amellerimizin gireceğini şöyle vurgulamaktadır:
“Ölüyü kabre kadar üç şey takip eder; ikisi geri döner ve biri onunla daima beraber olur. Ailesi, malı ve ameli onu kabre kadar takip eder, ailesi ve malı geri döner, geriye yalnızca onunla birlikte ameli kalır”(Buhari, Rikak, 42, III, 193.)
İbadet yalnız Allah (c.c.) için yapılır. İbadette sabırlı olmak ve az da olsa devamlı yapmak esastır. İhlâs ile yapılan ibadetler, ruhumuzun gıdası, gönüllerimizin huzur ve mutluluk kaynağı, maddî ve manevî sıkıntılarımızın ilacı, Yüce Allah’ın ihsan ettiği sayısız nimetlerin şükrünün bir karşılığıdır.
Hz. Aişe'nin rivayet ettiği, Sevgili Peygamberimizin şu hadisini hiçbir zaman hatırdan çıkarmamalıyız: "Bir gün Rasulüllah Efendimize: “Ey Allah'ın Rasûlü hangi ibadet Allah katında daha sevimli ve makbuldür”? diye soruldu. 0 da: "Az olsa bile, en devamlı olanıdır." buyurdu.(Tecrîd-i Sarih Tercemesi; C.12, Sh.191-192 H.No:2030. )
Yeryüzünün her tarafı ibadet mekânıdır. İbadet etmek için, günlük telâşeleri bir kenara bırakarak bir yere kapanmak gerekmez. İnsan her an ve her yerde ibadet hâlinde olabilir. Çünkü, insanın niyeti Allah rızâsını kazanmak olduktan sonra yaptığı en küçük şey bile sadaka ve iyilik olmaktadır. Hatta mü’min kardeşine tebessüm etmesi bile…
Samimi ve Hulusi kalp ile yapılan ibadetlerimizin her biri aynı zamanda birer salih ameldir. Çünkü salih ameller, samimi imanın bir göstergesi olduğu gibi, imanımızın güçlenmesini ve ahlâken olgunlaşmamızı sağlar. Salih amel işleyenler dünya mutluluğunu elde ettikleri gibi ahiret mutluluğu olan cenneti de elde edeceklerdir.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), bir gün ashabıyla sohbet ederken “Bugün hanginiz oruç tuttu?” diye sordu. Hz. Ebu Bekir (r.a.)“Ben” diye cevap verdi. Ardından Peygamberimiz tek tek şu soruları sıraladı:
Bugün hanginiz bir kardeşinizin cenazesine katıldı?
Bugün hanginiz bir fakirin karnını doyurdu?
Bugün hanginiz bir hasta ziyaretinde bulundu?”
Bu soruların her birine Hz. Ebu Bekir Sıddîk (r.a.) “Ben” diyerek olumlu cevap vermişti. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz ashabı nezdinde bizlere şu müjdeyi verdi: “Bu güzel davranışlar kimde bulunursa, o mutlaka cennete girer.”(Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 12.)
Yazımı Sevgili Peygamberimiz(s.a.v.)’in şu hadis-i şerifiyle bitiriyorum: “Siz bana altı şey hususunda garanti verin, ben de size cennetin garantisini vereyim: Konuştuğunuzda doğru söyleyin. Söz verdiğinizde sözünüzü tutun. Size bir şey emanet edildiğinde ona riayet edin. İffet ve haysiyetinizi koruyun. Gözlerinizi haramdan sakının. Elinizi kötülüklere uzatmayın.”(İbn Hanbel, V, 323.) Gönülden Muhabbetlerimle…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.