İFRAT ? MÜBALAĞA-1
05 Ağustos 2015, Çarşamba 00:00Sakın zannetme İslâmı o eski bildiğin İslâm
Gezer şimdi dillerde yalnız iman ya Resülallah
Ne kaldı Mescid-i Aksâ, ne İran, ya Resülallah
Trablusgarb’ı da ister İtalyan, ya Resülallah
Nifak âteşleri yaktı seraser mülk-i İslâm’ı
Bizi biz kendimiz ettik perişan, ya Resülallah
Bugün evlâd-ı Yakûb-ı yalan düzmek hususunda
İder bu ümmet-i merhûme hayrân ya Resülallah
Bizi mahveyleyen ancak cehalet oldı âlemde
Ne Moskof’dur, ne İspanyol, ne Alman, ya Resülallah
İnâyet eyleyen hep fakirlerdir donanmaya
Ganîler açmadı vallâhi cüzdan, ya Resülallah([1])
Dehrî
İslâm ilim ve itidal dinidir. Her şeyde, her işte, her hususta orta ve normal yolu tavsiye eden, irat ve tefriti, bugünkü tabirle fanatizmi ve radikalizmi asla tasvip etmeyen bir dindir.
Cenâb-ı Allah mukaddes kitabının birçok yerinde “haddi aşmayın”([2]) ibaresini kullanarak her hususta ifrat ve tefriti men etmiştir. Peygamber Efendimizin de bu hususta şöyle hadisleri vardır: “Her şeyin hayırlısı orta ve normal olanıdır.” ([3]), “Allah her işte rifkı (yumuşak muameleyi) sever”([4]), “…Aşırılıklar (ifrat-tefrit) gözü kör, kulağı sağır eder.”([5])
Fakat maalesef ve maalesef bütün bu emir ve tavsiyelerin aksine bugün Müslümanlar bu konuda şampiyonluğu kimseye vermemektedirler. Her hususta ve her konuda sanki itidali unutmuşuz, mutlaka uçlardan birindeyiz, sanki ortada mayın var. Fikirde ve fiilde taassup deryasında yüzmekte, ifrat girdabında kıvranmakta, cehalet anaforunda dönmekteyiz…
Düşmanla mücadele etmiyor, karşı mezheptekileri öldürüyoruz. Başkalarıyla ülfet edip, rakip tarikatın aleyhinde uğraşıyoruz. Aktivite ve aksiyonumuzu vatan ve milletin elbirlik kalkınması için değil, rakip partinin mahvolması, tükenmesi için sarf ediyoruz. Eskiden 72,5 milleti ortak bir noktada toplayıp idare ederken, bugün kendi hanemizde otorite kurmaktan aciz durumdayız.
Cenâb-ı Allah: “Allah (gerçek) müminler üzerinden kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir”([6]) buyurduğu halde, bugün Ehli Salip tepemizde değirmen çekiyor, bir avuç Yahudi’nin kepazesi durumundayız. Gerçekten giriş bölümünde şairin dediği gibi, İslâm o eski bildiğimiz İslâm değil, daha doğrusu İslâm aynı İslâm da, onun müntesipleri aynı Müslümanlar değil.
Dipnotlar:
1- Cemil Çiftçi, Maktul Şairler, Kitabevi Yayınları, İst. 1997, s. 640.
2- Nisa Sûresi, 30, 154; Maide Sûresi, 2, 87; En’am Sûresi, 108.
3- Buhârî”, Edeb 86, Savm 51; “Tirmizî”, Kıyâmet 21, Zühd 64, (2415).
4- Tirmizî, Birr, 55; Müsned, 5-153.
5- Ebu Dâvud, Edeb 125, (5130).
6- Nisâ Sûresi, 141.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.