İKİ YENİ PARTİ HAZIRLIĞI
24 Temmuz 2019, Çarşamba 08:43Ahmet Davutoğlu yeni parti kurma çalışmalarına hız verdi. Eski başbakan Anadolu’yu geziyor ve gittiği her yerde de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ağır bir dille eleştiriyor.
Yeni bir parti kurması beklenen diğer isim Ali Babacan ise çalışmalarını Ankara’da sürdürüyor. Babacan, sakin. Yakın çalışma arkadaşları arasında siyaset,medya ve iş dünyasından önemli isimler var. Önemli bir gelişme olmadığı takdirde Davutoğlu ve Babacan’ın kurmalarına kesin gözüyle bakılan iki yeni parti muhtemelen önümüzdeki Eylül ayı’nda kurulmuş olacak.
Konuyla ilgili sorulara bakalım..
1. Acaba Ak Parti’den iki yeni partinin doğumu gerçekleşebilecek mi?
2.Diyelim ki gerçekleşti. Siyaset dünyasında kalıcı olabilecekler mi?
Önce şunu söyleyelim.. Ak Parti’den iki yeni partinin çıkması pek kolay olmayabilir . Partinin kurucuları, teşkilatları, iç ve dış dinamikler ayrıca parti iradesi böyle bir oluşumun yolunu açmaz. Bir şeyler yapılır, önlem alınır ve partide ciddi sayılabilecek zayiat meydan gelmez.Öyle konuşulduğu gibi 50-60 arasında bir milletvekili grubu Davutoğlu’nun partisine, 40-50 milletvekili de Babacan’ın partisine falan gitmez. Böyle bir şey mümkün değil ve imkansız. Bunu söyleyenler algı yaratmaya çalışıyor. İçinde vücut buldukları, milletvekili, bakan, başbakan ve cumhurbaşkanı oldukları partiyi yıpratmaya çalışıyorlar. Bu etik olmayan ve siyasi ahlaka sığmayan bir durum.
Bir de şu açıdan bakalım olaya.
Bizim siyasi tarihimizde Güven Partisi ve Demokratik Parti olayı olarak bilinen bir olay var. O olay şu.. Dönemin Cumhuriyet Halk Partisi’nde parti lideri İsmet İnönü ve partinin güçlü ismi Bülent Ecevit’in parti yönetme tarzını antidemokratik bulan bir grup milletvekili partilerinden istifa ederek Cumhuriyetçi Güven Partisi’ni kurmuşlardı. Genel Başkanlığı’nı Turhan Feyzioğlu’nun yaptığı bu parti Cumhuriyet Halk Partisini bölmek suretiyle partiye zarar verdi ama hiç bir zaman iktidar olamadılar. Bir kaç seçim sonra da parti kapandı ve Cumhuriyet Halk Partisi’nden geçmişte istifa ederek yeni parti kuranlar, istifa ettikleri partiye yeniden dönmek zorunda kaldı.
1971 yılında da dönemin efsane ve bilge diyebileceğimiz meclis başkanı Ferruh Bozbeyli bir grup arkadaşıyla birlikte, Süleyman Demirel’le anlaşmazlığa düştükten sonra Adalet Partisi’nden istifa ettiler. Siyasi tarihimizde “41’ler olayı” olarak bilinen bu olay, Adalet Partisi’ni zaafa uğrattı. Büyük bir partiden bir anda 41 milletvekilinin istifa etmesi büyük yankı buldu. Adalet Partisinin ve Demirel’in siyasi sonunun geldiği sanıldı ama gerçek öyle değildi. Bozbeyli başta olmak üzere Sadettin Bilgiç, Faruk Sükan, Mehmet Turgut, Bahri Dağdaş gibi dönemin ünlü siyasetçilerinin ve ülkeye kalıcı hizmetlerl yapan bir kadronunun Adalet Partisi’nden ayrılışı büyük bir olay siyasi tarihin sayfalarında yer buldu.
Demokratik Parti girdiği ilk seçim olan 1973 genel seçimlerinde etkili oldu ve ve 45 civarında milletvekili çıkardı. 1974 yerel seçimlerinde de Konya başta olmak üzere çok sayıda belediye başkanlığı’nı kazandı. Fakat Demokratik Parti ana gövde olan Adalet Partisi karşısında fazla direnemedi ve 1977 genel seçimlerinde Türkiye genelinde sadece 1 milletvekili çıkartabildi. 1973-74 yılları arasında Adalet Partisi’nden ayrılan milletvekilleri, 1977 genel seçimlerini beklemeden istifa ettikleri partiye geri döndü. Demirel’e mahçup bir şekilde biat ettiler ve Adalet Partisi’nden yeniden milletvekili seçilebilmk için kişiliklerinden ödün vermk zorunda kaldılar.
Demem o ki; yel kayadan bir şey alamıyor. Alıyor gibi görünse de kaya yerinde duruyor.Olan yelin çarptığı, savurduğu ve yerden yere vurduğu insanlara oluyor. Dolayısıyla bugün yeni parti kurma hazırlığında olanların tarih tekerrür eder mi, diye düşünmelerinde fayda var.
Tarih tekerrür edebilir. Geçmişte Cumhurietçi Güven Partisi’nin, Demokratik Parti’nin başına gelenler kurulması düşünülen iki yeni partinin de başınada gelebilir. Parti kurma yolunda yalnız adam grüntüsü veren ve geçmişteki icraatlarının hesabını vermekte zorlanan Davutoğlu’nun, etrafı kalabalık görünen Babacan’ın da başlarına Turhan Feyzioğlu’nun, Ferruh Bozbeyli’nin başına gelenler gelebilir.
Hadi diyelim tarihten ders alınmadı ve iki yeni parti kuruldu.
Ne diyecekler halka?
Ne vaad edecekler?
Yıllarca “Beraber yürüdük biz bu yollarda” diyenler, bu gerçeği nasıl inkar edecekler?
Sonra yeni partilerde farklı olan ne olacak?
Dava küçük rötuşlar yapıldıktan sonra aynı dava olmayacak mı?
Geçmişte içinde yer aldıkları ve onay verdikleri günümüzde ise rahatsızlık yaratan bir takım icraatları nasıl inkar edecekler?Kendilerini sorumluluktan nasıl kurtaracaklar? “Biz yapmadık, haberimiz olmadı mı?” diyecekler. Bunları deseler bile kamu vicdanında nasıl beraat edecekler?Halk bunu yiyecek mi, yutacak mı? Bugün eleştirdiğiniz sorun haline gelen icraatların altında sizlerin imzası yok mu? Bunlara benzer yüzlerce soru sorulabilir yeni parti kurma hazırlığı yapan bir dönemin sıkı Ak Partililerine.
Tayyip Erdoğan hasımlığı üzerine siyaset yapmaya ve parti kurmaya çalışanların işi çok zor.
İlk önce geçmişten kendilerini soyutlamaya çalışarak “Ben yapmadım. O yaptı” diyerek yanlış bir noktadan başladılar işe.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.