İLK İCAT EDENLER (3)
12 Ocak 2021, Salı 08:29İlk Uzay Roketi:
Târihte uçuş denemelerini ilk yapanlar, Müslüman Türklerdir. Ama biz kendi değerlerimizi tanımayı ve tanıtmayı beceremediğimiz için bugün ne dünyâda, ne de bizde bu insanların ismi bilinmemektedir.
M. 1002 yıllarında imam Gevherî, Nişabur’da bir câminin damından kanatla uçmayı denemiş, fakat düşerek ölmüştür. İkinci deneme, Sultan II. Kılıçaslan’ın Bizans Kralı Manuel Komninos’u İstanbul’da ziyâret ettiği zaman şerefine düzenlenen törenlerde Sirâceddin isimli bir Türk, Okmeydanı’ndaki kuleden uçmaya çalışmış, fakat başarılı olamamıştır.
Kanûnî Sultan Süleyman döneminde de birçok uçuş denemelerinin yapıldığını, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu elçisi olarak İstanbul’da bulunan Ogier Ghislain de Busbecq (1522-1592) “Turcicae Epistolac-Türkiye Mektupları” isimli eserinde bahseder. Yâni Türkler hiçbir zaman uçma sevdasından vazgeçmemişlerdir.(1)
Son deneme, 16. asırda Hezarfen Ahmet Çelebi tarafından başarı ile yapılmış ve Galata Kulesinden Doğancılar meydanına kadar uçmuştur.(2) Ayrıca yine Osmanlı Pâdişahlarından IV. Murat, döneminde Lagari Hasan Çelebinin denemesi de son derece önemlidir. Evliya Çelebi Seyahatnâmesi ve diğer eserlerde de belirtildiği gibi, bu şahıs kendi yaptığı bir rokete binerek, pâdişahın bir çocuğunun dünyâya gelişi nedeniyle yapılan şölende, pâdişah, elçiler ve devlet ricâlinin önünde roketi ateşlemiş, epeyce yükselip yakıtı bittikten sonra, yanında bulunan kartal kanatlarını açarak sâlimen denize inmiştir.(3)
Weekly Woorld Nevs isimli ABD dergisi de, ilk roketi yapan, roketle ilk uçan kişinin Türkler olduğunu, Hasan Çelebinin 1663 yılında roketle 300 m. Yukarı çıkıp, roketin yakıtı bitince ondan ayrılıp 2,5 km. yol aldıktan sonra denize indiğini yazmıştır.(4)
İlk Uçma ve Uçak Denemeleri:
“İbni Firnas (?-888) ilk uçma denemelerini 9. Asırda yapmıştır. İlk uçağı yaptığı söylenen Wright kardeşlerden 1000 sene önce ilk uçağa benzer âleti yapıp uçmayı gerçekleştiren âlimdir. Wright kardeşler 1867-1948 yılları arasında yaşamışlardır.
İspanya Müslümanlarının ilimle haşir neşir olduğu yıllardır. Târih Miladi 880’i gösterdiği günlerde, Endülüs ilim adamları arasından İbni Firnas isimli birisi çıkmış ve o zamana kadar görülmedik bir âlet (uçak benzeri) yapmıştır. Bu zat bu cihazı çalıştırmayı, peşinden de havalanmayı başarmıştır. Uzun müddet havada kaldıktan sonra, bir kuş gibi süzülerek yere inmiştir. Yalnız yere inerken hafifçe yaralanmıştır. Bunun sebebi de uçağının bir kuyruğu olmamasından dolayı olmuştur.(5)
Bâzı Müslüman ve Avrupalıların eserlerinde anlatılan bu olayı; İlim Târihi Araştırmacısı Prof. Dr. Philip K. Hitti, bu hadiseye yer verdiği “Siyâsî ve Kültürel İslâm Târihi” adlı eserinin 3. cildinin 951. sayfasında şöyle der: “İbni Firnas, insanın uçması konusunda ilk ilmi teşebbüsü yapan kimse olarak bilinmektedir.” Alman İlim Târihi Araştırıcısı Dr. Sigrid Hunke de; İbni Firnas’ın yaptığı bu uçakla uçuşun dünyâda ilk deneme olduğu kanaatindedir.
Prof. Dr. Osman Turan da, bu Müslüman âlimin havacılığın öncüsü olduğunu belirttikten sonra, şu tespiti ekler: “İbni Firnas; dünyâ târihinde ilk defa uçmayı gerçekleştiren, yâni uçak yapan bir Müslümandır.”(6)
İlk Denizaltı:
Deniz Kuvvetleri Komutanlığının Türk Denizcilik Târihi” ismiyle yayımladığı eserde şöyle denmektedir: İlk denizaltıyı da yine ecdâdımız yapmıştır. Sultan III. Ahmed’in çocuklarının sünnet düğününde Mimar İbrâhim Efendi’nin yaptığı denizaltı, Haliç’te aniden su üzerine çıkmış, timsah şeklinde olan aracın ağzından çıkan 5 kişi, ellerinde pilav tepsilerini, karadaki ziyâfet yerine gelip takdim ettikten sonra, tekrar araca binip hayret dolu bakışlar içinde sulara gömülüp kaybolmuşlardır.(7)
Kuluçka Makinaları:
Kuluçka makinalarını, keçeyi, konuşan saatleri, Soğuk hava tertibatını,(8) bahçeli kalyonları, en modern Rasathâneleri, matbaayı,(9) ilk olarak Müslümanlar îcat etmişlerdir.
Osmanlıya esir düşen ve yıllarca Osmanlı hâkimiyeti altındaki yerlerde yaşan ve anılarını yazan Michel Herbeer hayretle şöyle kaydediyor: “Nil kıyısındaki köylerin ve şehirlerin çok kalabalık oldukları ve burada bol miktarda kanatlı hayvan bulunduğu bu yolculuğum sırasında dikkatimi çekti. Burada tavuk, ördek ve kazları bizim ülkemizden çok farlı yöntemle yetiştiriyorlar. Özel olarak hazırlanmış fırınlarda binlerce yumurtadan yavru çıkardıklarına birçok kez tanık oldum. Bizim ülkemizde böyle bir şey düşünülemez.”(10)
Dipnotlar:
1-Daha geniş bilgi için bkz. Mehmet Bayrakdar, “İslâm’da Bilim ve Teknoloji Târihi”, TDV Yay. Ank. 2017, s. 349.
2-Orhan Şenyuva “Havacılık Târihinde Türkler”, Uçantürk Dergisi, yıl 1976, Sayı 2.
3-Orhan Şenyuva, a. g. dergi, Sayı 11.
4-Milliyet Gazetesi, 14-15. 12. 1998.
5-Mehmet Bayraktar, a. g. e. s. 202.
6-Osman Turan, “Selçuklular Târihi ve Türk İslâm Medeniyeti”, Boğaziçi Yay. İst. 1993, s. 339.
7-Türk Denizcilik Târihi, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Yay. s. 806.
8-İ. Hâmi Dânişmend, “Târihi Hakîkatler”, c. l, s. 264, 357, 410, 485.
9-Corci Zeydan, “Medeniyyet-i İslâmiyye Târihi”, Terc. Zeki Megamizi, İst. 1330. c. 3, s. 386.
10-Michel Herbeer’in Anıları, “Osmanlıda Bir Köle, 1585-1588”, Çeviren Türkıs Noyan, Kitap Yayınevi, İst. 2003. s. 122.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.