İMAM ŞAMİL'İN TORUNLARI
05 Şubat 2017, Pazar 10:26Tarihi arzu ve emeli, sıcak denizlere inip dünyayı yutmak olan Moskof, karşısında Balkanlarda bizzat Osmanlıyı, Kafkaslarda da Osmanlının uç beyleri olmayı şeref telâkki eden Kafkas Türklerini buldu.
Asırlar süren savaşlar. Rus’u dünyaya rezil eden, ona kan kusturan, itibarını sıfıra indiren bir avuç iman ve ihlâs abidesi, cesaret ve şecaat hamulesi Kafkasyalılar.
Bizler lâf vaktinde; "Bir Türk dünyaya bedel" deyip icraata gelince 70 milyonla; "Kızılordu dim dik ayakta" diye korku hummalarına tutulurken, 1,5 milyonla 180 milyonluk Rusya’yı dize getiren, dünyaya parmak ısırtan, öldürülen, ezilen, sürülen, ama asla şerefinden ve onurundan taviz vermeyen Kafkas Türkleri.
Size üzülerek bir gerçeği söylemek gerek. Arkanızda Osmanlı yok. En zayıf dönemlerinde bile, maddeten mümkün olmasa da, manevi destek ve himayesini esirgemeyen ecdat yok. Biz medenilik ve batıcılık uğruna çok şeyler feda ettik. Bizi eski soydaş ve dindaşlarınız zannetmeyin. Siz sadece Allah’a güvenin. O’ndan yardım bekleyin. Gücünüzü inancınızdan ve dedelerinizden alın. Dudayevler şehit olsa bile, yeni yeni Şamiller çıkarın. Hatta bizlere de örnek olun. Kılıcının üzerinde; "Korkaklıkta zillet var. ileri atılmakta şeref var. Kişi korkaklık yapmakla tayin edilen ömrünü uzatıp daha fazla yaşayamaz" yazılı olan Allah Resûlü’nün sözünün haklılığını bize ispat edin. Olmayacak iş değil. Afganistan numunesi önünüzde. Ama zaferden sonra Allah rızası için, onlar gibi birbirinizi yemeyin.
Bu vesileyle İmam Şamil'in ismini yâd, ruhunu şad etmek için, şanla şerefle dolu mücadele hayatına bir göz atalım.
1797 yılında Dağıstan’ın Gimri köyünde doğdu. Ruslarla savaş yılları. Çocukların gıdası olan oyun yerine, kılıç ve silahlarla oynadı. Hep ağıt yakan anneler, kan ağlayan gelinler, mahzun bakışlı çocuklar, kan barut kokan tabiatı gördü ve böyle bir ortamda büyüdü. İçi hınç ve hürriyet aşkıyla doldu. Tetik çekecek kadar büyüyünce, Hacı Murat'lar, Şuayb Molla'lar, Gazi Muhammed'ler ve İmam Hamzad’ların saflarına girip Moskof’la mücadeleye başladı.
Mezkûr mücahitlerin şahadetinden sonra, imamlık (liderlik) görevi kendisine tevdi edildi. Birlik ve kardeşliğe aykırı hareket edenlere yani kalleşlik yapanlara ve vurdumduymazlara karşı sert ve kararlı davrandı.
"Bu işin sonu yok. Bağımsızlıktan vazgeçip Ruslarla sulh yapalım" diye gelenler bunu kendisine söylemeye cesaret edemeyince, çok yaşlı olan annesini aracı koydular. Anası bu teklifte bulununca: "Anam bile olsa bunu teklif edenlerin cezalandırılması gerekir” deyip, anasının bu cezasını kendi üstlenerek, sırtına 100 kırbaç vurdurdu.
500 bin kişilik Rus ordusunu 10 bin kişi civarındaki ordusuyla 30 sene, zaman zaman hezimete uğratarak dünyaya rezil etmiştir. Gerilla savaşının ilk ve bilinçli örneğini vermiştir. Rus Çarı 2. Aleksandr bütün ordularını bu bir avuç kahraman üzerine salmış ve Şamil’i yenen kumandanlara büyük rütbeler ve mükâfatlar vaat etmiştir. Etrafında sağ kalan 400 kişi ile bu orduyu bile Günip köyünde iki ay oyalamıştır.
Neticede etrafı kuşatılan bu köyde, çocukların ve kadınların açlıktan ölmemeleri için teslim olmuştur. Çar bu büyük mücahide hayranlık duymakla beraber, korkusundan onu yıllarca sıkı bir göz hapsinde tutturmuştur. Zaman zaman görüşme için geldiğinde, görüşecekleri odaya Şamil, devamlı sonradan girermiş. Bir gün sebebini sorduğunda: "Bizim törelerimizde misafirin ayağına kalkılır. Ama sen bir kâfir bense Müslümanım. Bir kâfirin ayağına kalkmam inancım açısından mahzurludur" diye cevap vermiştir.
Yıllar sonra Osmanlı Sultanı Abdülaziz'in aracılığıyla ve oğlanları rehin kalmak şartıyla salıverilir. Gemiyle İstanbul’a geldiğinde bütün İstanbul halkı limana dökülür. Onu görebilmek için halk birbirini ezer. Aynı şey Kâbe’ye varınca yaşanır. Yıllarca dünya kamuoyunu şerefle meşgul eden bu İslâm mücahidini görebilmek için, büyük izdiham olur. Neticede Kâbe’nin damına çıkarılmak suretiyle herkesin görmesi sağlanır.
Hac’dan sonra büyük imam, Allah Resulü’nün komşusu olur. Onun âğûşuna sığınır. Yıllardır uğruna savaştığı, sancağını taşıdığı, adını hürmetle andığı liderinin hanesine iltica eder. Ama yıllarca Kafkas dağlarının kumlu sularını içip, soğuğuna katlanan İmam, idrar yolları rahatsızlığından 1871 yılında 74 yaşında Rahmet-i Rahmana kavuşur. Birçok Sahabe-i Kiramın metfun bulunduğu Cennet'ül Bakı' Mezarlığına defnedilir. Allah rahmet eylesin.
Moskof zulmü ve vahşetinden kurtulabilen, çocuklar, kadınlar ve ihtiyarların çoğunluğu teşkil ettiği ve ekseriyetinin yaralı olduğu küçük bir çeçen guruba bile giriş izni veremeyip, günlerdir aç bî-ilaç Gürcü sınırında beklettiğimiz şu günlerde, Yüce Allah'dan; İmam Şamil'e rahmet, Çeçen milletine sebat ve nusrat, bizlere de İslamî ve insanî basiret temenni ederim.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.