Dünya Kupası maçlarında “Japonlar ardında çöp bırakmaz” sloganıyla tribünleri temizlediler, hayretle karşılandılar ancak hayranlık kazandılar. Taraftarlar bunu yaparken soyunma odasında ise oyuncular temizlik yaptıkları haberiyle takdir toplandılar. Dünyada haber olan bu davranış Japonya’da haber bile olmamış zira Japonların rutini buymuş. Sokaklarda bir şey yeme ve içme alışkanlığı olmayan Japonlar yanlarında su veya kahve taşıdıklarında biten ambalaj atığını da çantalarında taşır ve evlerine gidince ayrışma kutularına atarlarmış. Peki nasıl oluyor da oluyor?
Efendim her şey aileden başlıyor elbette eğitim de öyle. Japonya’da temizlik müfredatın bir parçası imiş. 4 Ocak 2020 tarihli Nuran Çakmakcı haberinden aldığım bilgilere göre ana okulunda öğrenciler aile ve öğretmen kontrolunda başlıyormuş okul temizliğine. Seray Üstün 6 Ağustos 2021 tarihli haberinde de aynı gözlemleri paylaşmış. Bu alışkanlık sonraki eğitim yaşamlarında da devam ediyormuş; birinci ve ikinci sınıflarda sınıf; üçüncü ve dördüncü sınıflarda merdiven; beşinci sınıflarda tuvalet temizliği de öğrencilerin sorumluluğunda. Akşam okullar öğrenciler tarafından temizlendikten sonra eve gidiliyor. Okullarda Youmin adı verilen görevliler bulunduğunda derin temizlik yapmak ve çocukların yaptığı temizliği denetleme görevini yürütüyorlarmış. Görgü kuralları, doğa-insan-hayvanlara iyi davranma eğitimi; sabır-öz denetim-adil olma önemli eğitim alanları imiş. Birlikte temizlik büyüğün küçüğe yardımı şeklinde yapılarak dayanışma bilinci hedeflenmiş. Kamusal alanı temiz tutmak ekip çalışmasının gerekliliği bilincini aşılıyor. Herkes kendi alanını teniz tutmak zorunda. Hastalık anında maske takmayarak virüs bulaştırmak en büyük ayıplardan kabul ediliyor. Temizlik konusundaki davranışlarıyla tüm dünyanın takdirini kazanan Japonlar yaşama böyle hazırlanıyorlarmış.
İstisnalar kaideyi bozmaz ama maalesef bizde yeni çocuk yetiştirme modeli “bırakınız yapsınlar, çocuklar üzülmesin” .Elbette üzülmesin çocuklar ama ağaç yaşken eğilir ya, hayatta üzülmemek veya sükut-u hayal bulmamak için kurallarla tanışmalılar. Ortak yaşamda bir şeyler kırıp döktüklerinde ebeveynlerinin yaklaşımı “verdikleri zarar neyse biz öderiz”; ortak yaşama çöp benzeri atıklar attıklarında uyarılan çocuklar “temizleyin, paranızı biz ödüyoruz” yaklaşımında. Bu davranış okullarda da devam ediyor elbette. Öyle ya Devlet okulunda Devlet sorumlu olmalı; özel eğitim kuruluşlarında zaten parayı aileler ödüyor; öğretmenin bile velinin istediği notu vermek zorunda kaldığı günümüzde kim kural koyabilir ki çocuklara. Sonuçta dünün çocukları büyüyüp bugünün büyükleri olduğunda istisnalar hariç piknik alanlarını ardında çöp yığınları bırakıp terk ediyor, araçların marka ve fiyatı ne olursa olsun sigara izmaritleri sokağa fırlatılıyor, evsel atıkların ayrıştırılması çoğumuzun umuru değil; sanayi kesiminde fren balata temizleyicileri gibi asla toprağa terkedilmemesi gereken yeraltı su kaynaklarımızı zehirleyen atıklar uluorta çevreye saçılıyor, fabrika sahibiysek atıklar su kaynaklarına salınıyor, filtre takılması gereken bacalar mesela çoğumuzun umuru değil.
Temizlik imandan gelir. Aslan yatağından belli olur. Bizler dükkan önünü süpürüp toz kalkmasın diye ıslatan; avlulu evlerin önünü temizleyen neslin evlatlarıyız. Bugün geldiğimiz noktada hepimizin kirletme özgürlüğü var. Nasılsa belediye görevlileri, okul görevlileri, işyeri görevlileri, apartman görevlileri ardımızdan bıraktığımız atıkları temizlemek zorundalar , öyle ya para alıyorlar bu işler için. Yarın daha kötü olmamak için bugünden tedbir almak zorundayız. Elbette okullarımızda çocuklarımızın sağlığını korumak, hijyeni sağlamak zorundayız ama onlar kirletsin başkaları temizlesin mantığıyla değil. Maalesef siyasi bölünmüşlüğün ve tarafgirliğin de etkisiyle konular saptırılıyor. Bir gazete tam da bu günlerde boş çöp kovası etrafında saçılmış çöpleri Milli Eğitim Bakanına istifa çağrısıyla yayınladı. Okulları temizlemenin tam da bugünlerde aklına geliverdiği bazı siyasiler kamuoyu açıklamalarıyla temizliğe başlayacaklarını ve ardından da engellendiklerini açıkladılar. Oysa neredeyse 20 yıl önceki Belediye müdürlüğümden biliyorum ki okul ve cami temizlikleri hatta okul bakım ve tadilatları hep yapılırdı reklamsız, sessiz ve sedasız. Algı bugünkü kadar önemli değildi zira elbette siyasi bölünmüşlükte öyle. Eğer gerçekten Belediyelerin okul temizliğini engelleyen yetkili varsa ona da şaşar ve eleştiririm. Okullarımız çocuklarımızın sağlığını garanti edecek şekilde temiz ve hijyenik olmalı elbette ama çocuklarımız da kirletmeme ve kirlettiklerini temizleme, kurallara uyma bilincine sahip olmalı, aileler eğitimin aileden başladığını ve kendilerinin örnek olacağını unutmamalı. Çocuklarımız mı , asla siyasi yaklaşım ve algılara konu edilmemeli. Geleceğimizi kurtarmak yarının büyüklerine yatırımdan geçer her yönden.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.