İnsan ve islâm
30 Kasım -1, Pazartesi 00:00Şeyh Galib Dede:
Hoşca bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.
diyerek insanoğlunun, âlemin özü ve kâinatın göz bebeği olan çok kıymetli ve faziletli bir varlık olduğunu dile getirir.
İslâm nazarında insanın cüzleri, parçaları bile azizdir, hürmete lâyıktır. Bu sebeple insanın kopan bir uzvunun, kesilen tırnağının, tıraş edilen saç ve sakalının bile rasgele çöplüklere, mezbeleliklere atılması hoş karşılanmamıştır. Niçin? Çünkü onlar mükerrem olan([3]) insanoğlundan birer parçadırlar.
Yüce Rabbimiz: "Ben kuluma şah damarından daha yakınım".([4]), "O bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana bir kulaç yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak gelirim". ([5]) Buyurarak yine "Kim bir insanı diriltirse (maddi ve manevi yardımlarıyla onun hidayete gelmesine, dertlerinden ve musibetlerinden kurtulmasına vesile olursa...) bütün insanlığı diriltmiş gibidir".([6]) Ayet ve hadis-i kutsileriyle konunun ehemmiyetine işaret buyurur.
Peygamberimizin en sevgili amcası ve hamisi Hz. Hamzayı şehit eden siyahî bir kölenin hidayete erebilmesi için bile üç defa Cebrail ile ayete-i celile göndermesiyle insana ve ona yapılan iyiliklere ne kadar kıymet ve önem verdiğini göstermiştir.
Resûlullah Efendimiz de; "insanların en hayırlısı insanlara faydalı olanlardır"([7]) buyurarak konunun önemini dile getirmiştir.
Elbette insanların en şerlisi, en kötüsü, aftan ve şefaatten mahrum kalacak olanı da, insanları öldüren, ölümlerine çeşitli şekillerde sebep olan, onlara kötülük yapıp zarar verenlerdir.
Kur'an-ı Mübin'de şöyle buyurulur: "Kim bir mümini kasten öldürürse cezası, içinde ebedi olarak kalacağı Cehennemdir.".([8])
Merhametlilerin en merhametlisi olan Rabbimiz: "Kul hakkına tecavüz eden, insanlara zarar veren kişilere, merhamet etmeyeceğini, onları affetmeyeceğini, üzerinde zerre kadar kul hakkı olanları cennetine koymayacağını” bize bildiriyor.([9])
Allah Resûlü de; Kul hakkının affedilmeyeceğini, haccın ve tövbenin bile bu tür günahları sildiremeyeceğini, şehitlerin bile kul hakkından hesaba çekileceğini haber verip, gerçek mümini şöyle tarif ediyor: "Elinden ve dilinden Müslümanların zarar görmediği kimse". ([10])
İslâm şahıs hukukuna bu kadar önem verip ona tecavüz edeni Cenâb-ı Allah affetmezken, kulların yaptığı hukuk kurallarında, yani beşerî sistemlerde bu yetkinin kişi ve kurumlar tarafından sorumsuzca kullanılıp, sık sık afların çıkarılması veya cezaların caydırıcı nitelikten yoksun oluşu, mazlumu kahrederken suçluya veya zalime pirim ve cesaret vermesi suç oranının her gün yükselmesine, sosyal hayatın yaşanmaz bir hale gelmesine sebep olmaktadır.
Akif Merhumun:
Ne ilimdir veren ahlâka yükseklik ne vicdandır
Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır
dediği gibi insan sevgisinin ve Allah korkusunun hâkim olmadığı cemiyetlerde huzur ve saadeti bulmak mümkün değildir. Gelişmiş fakat huzursuz toplumlar bunun en güzel misalidir.
Sözlerimi bir hadis-i şerifle noktalayalım: "Müslüman, müslümanın kardeşidir. Kendin için istediklerini kardeşlerin için de isteyeceksin. Nefsin için arzu etmediğin şeyleri onlar içinde temenni etmeyeceksin. Aksi takdirde kâmil mümin olamazsın." ([11])
Dipnotlar:
1- Bakara Sûresi, 30.
2- Casiye Sûresi, 13.
3- Isra Sûresi, 70.
4- Kaf Sûresi, 16.
5- Hadis-i Kudsi, Müslim zikir, 22.
6- Mâide Sûresi, 32.
7- Keşfü’l-hafa, c. 1 (1254).
8- Nisâ Sûresi, 93.
9- Buhârî, c. 7, s. 356. 10-Tecrîd c. 1, s. 29, Terğıb, c. 3, s. 212, Elmalı Tefsiri, c. 3, s. 1667.
11-Muhtasarul Ehadis, 188.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.