İNSAN ve NAMAZ

Allah’a hamd, Hz.Muhammed (s.a.v.)’e salât ederim.

İmanın cevheri- itikat- mutlaka her insan için lazımdır. İmanın ibadetlerle takviye edilmesi gerekir. Amelsiz iman açıkta yanan bir kandil-mum-gibi olup en ufak bir esintide bile sönebilir.

Kişi zarûriyyâtı diniyye denilen; Akıl, Nefsi, dini, Nesli ve Malı muhafaza etmelidir..

Namaz imandan sonra Allah’ın kullarına emrettiği en kıymetli ibadettir. Farz ibadetlerin en başta geleni, en yoğunu ve en üstünü Namaz olup her müslüman mutlaka kılmalıdır. Kur’anda bizim Peygamberimizden önceki peygamberlerin namaz kılmakla emrolundukları bildirilmiştir.

"Beni anmak için Namaz kıl”(1)

Namaz terim olarak; ’’salat” olarak geçer. Namaz dinin direğidir. Namaz günahları yok edici bir ibadettir. Namaz insanın maddi ve manevi temizliğinin vasıtası olmaktadır. Çünkü namaz kılmak için –gerekiyorsa- gusül abdesti almak, normal durumlarda abdest almak suretiyle bir nevi vücut temizliği yapılır. Ayrıca namaz kılınacak elbise ,namaz kılınacak yer de temizlenir. Namaz maddi ve manevi temizliğe vesile olduğu gibi, esas itibariyle insanı günah işlemekten de alıkoyar. Namazın, bir mü’minin  hayâtındaki en önemli etkisi; onu çirkin, fena ve kötü olan şeylerden, nahoş ve yüz kızartıcı davranışlardan uzak tutmasıdır. "Muhakkak namaz, fahşâ ve münkerden ( kötü ve iğrenç şeylerden) vazgeçirir."(2)

Yalnızca Allah için namaz kılan bir mü'min, Allah'ın haram kıldığı ve münker saydığı şeylerden uzak durmaya ve onlara yaklaşmamaya çalışacaktır. Çünkü namazla bu tür olumsuzlukları bağdaştırmak mümkün değildir; ateşle barutu bir arada tutmak nasıl imkânsızsa, namazla fahşâ ve münkerin arasını telif etmek de öylesine imkânsızdır. Namaz kılan bir kimse, en azından namaz kıldığı süre içinde bu tür kötülük ve çirkinliklerden uzak kalacak demektir. Bu da, fahşâ ve münkeri tamamen terketmek için ilk adım sayılır.

Namaz Rasulullah Efendimiz(sav)in buyurduğu üzere: ”Gözümün nuru, Mü’minin miracı dinin direği’dir. Namaz Kalbi ilahi azimet ve feyizle doldurur. Namaz ruhun gıdası kalplerin şifası ve dertlilerin devası olup insana sıhhat, neşe ve zindelik verir.

Müslüman hafıza ve havassı mevcut olarak yaşadıkça namaz farizasını terk edemez . Namazın edası hususunda tenbellik, gevşeklik göstermek nifak alameti olarak yorumlanmıştır.

Namaz; insanı yaratanına karşı kul eden ve Cenab-ı Hak’tan vardım istemesine vesile olan bir ibadettir. Bir sıkıntıya müptela olan kişi beş vakit namazla beraber, nafile Namaza devam ile Cenab-ı Hak’tan yardım dilerse o beladan kurtulacağına işaret buyurulmuştur. K. Kerim Bakara suresi ayet (45-46): ”Sabır ve Namazla Allah’a sığınıp vardım isteyin. Rablerine kavuşacak ve ona dönecekleri ni umanlar ve huşu duyanlardan başkasına namaz elbette ağır gelir.”(3)   Musibet ve bela ile karşılaşınca Müslüman’ın namazla Cenab-ı Hakk’a iltica etmeleri lazımdır. Musibeti def edecek olan ancak yüce Allah’tır. Namazla Allah’a tam bir teveccüh, iltica ve tevazu ile yüzlerini secdeye sürüp Hakkından musibetin kaldırılmasını dilemelidir.

Sayısız nimetleri veren Rabbimize Yüce Allah’ın emrine icabetle Müslüman, akıl ve Bulûğa erenlere namaz farzdır. Cenab-ı Hakk’ın çağırışına icabet ve onun ezeli Hitabına yönelmektir. Beş duyuya karşılık beş vakitle (Zalim sebeple ) kolaylık olsun diye meşru olduğu vakitler vardır.

Namazın vakitlere bağlanması , bir birim takip eden zaman içinde Allah’a karşı alçak gönüllüğü ve içten niyazı devam ettirmek içindir. Böylece Hem Allah’tan korkmak, Hem de ümit bağlamak duygusu kopmamış olur.Ve böylece İnsanlar nerede olurlarsa olsunlar muntazam bir düzen ve huzur içinde yaşamaları sağlanmış olur.

Namaz Allah’ın en büyük emaneti olup, bu mukaddes emanete ihanette bulunanlar nefislerine zulmetmiş olurlar. Bu ilahi emanete riayet etmeyenler kendi emanetlerine hiyanet etmiş sayılırlar.

Namaz; Fıkıh kitaplarımızda “Kîtâb’ü-s Salât” (Namaz Kitabı) başlığı ile anlatıla gelmiştir. Ehemmiyetine binaen zaman zaman konuyu işlemeye devam edeceğiz.

Selam ve Dua ile…

Dipnotlar:

1-(Taha suresi ayet: 14)

2- (29/Ankebût, 45)

3- Bakara suresi ayet (45-46)