İNSANLAR VE FOTOĞRAFLAR
24 Temmuz 2020, Cuma 08:51Bize ait olsun ya da olmasın,
İçinde biz olalım ya da olmayalım,
Ne zaman eski bir fotoğraf görsek mutlaka ilgimizi çeker.
Ve.. o klasik, klişe cümle düşer dudaklarımızdan: “Geçmiş zaman olur ki. Hayali cihan değer.”
Hele bir de elimize geçen siyah beyaz fotoğraf karesinde sevdiğimiz ve muhabbetimiz olan insanlar varsa, derin bir hüzün kaplar içimizi.
Sonra ardı arkası kesilmeyen sorular başlar.
-Nerde o eski sevgiler?
-Nerde o eski samimiyetler?
-Nerde o eski sahicilikler?
-Nerde o sahiciliği yüksek arkadaşlıklar, dostluklar?
Nerde, nerde? Diye defalarca sorarım kendime.
Biliyorum ki sevgi, samimiyet, sahicilik, arkadaşlık ve dostluk günümüzde daha çok amaç için, araç gibi değerlendiriliyor. Amaç hasıl olunca alıp çöpe atıyoruz insanı insan yapan değerleri. Bu yüzden de ilişkimiz, irtibatımız, arkadaşlığımız ve dostluklarımız uzun ömürlü olmuyor.
Dijitalleştik.
Materyalist olduk.
Egomuz tavan yaptı.
Bencilleştik.
Sonra insanı değerlerimizi derin bir çukura gömmeye başladık.
Bir kaç gün önce eski bir gazeteci dostumuz bir fotoğraf gönderdi bize.
O fotoğraftaki tanıdığım insanlardan birisi olan ve benim yıllardır “abi” demekten onur duyduğum Konya Büyükşehir Belediyesi eski genel sekreteri Haşmet Okur beyle fotoğrafı paylaştım.
Kendisi fotoğrafı gördükten sonra bize attığı mesajda şu notlara yer vermiş: “ Ali Rıza bey gönderdiğiniz fotoğraf muhtemelen 1985 veya 1986 yılları. Karapınar Süt Fabrikası ziyareti. Ali Talip bey Ereğli Belediye Başkanı. Ben Anavatan Partisi Karapınar İlçe Başkanı idim. Rahmetli Katıtaş’a bilgi veren Kaymakam Serdar İğdeler. Selamlar.”
Haşmet Okur Bey ANAP Karapınar ilçe başkanlığı yaptı. Sonra Karapınar Belediye Başkanı oldu. Rahmetli Prof.Dr.Necmettin Erbakan’dan ilgi ve destek gördü. Erbakan, Haşmet beyi kendi partisine transfer etti. Karapınar Belediye Başkanlığı’ndan sonra, Konya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı kuruluşlarda üst düzey görevlere getirildi. Mustafa Özkafa zamanında genel sekreter yardımcısı yapıldı. Tahir Akyürek bey 2004’de Büyükşehir Belediye Başkanı seçilince Haşmet beyi genel sekreter yaptı. On yıldan fazla genel sekreterlik yaptıktan sonra yaş haddinden emekli oldu.
Haşmet Okur güvenirliği ve samimiyeti ile Büyükşehir Belediyesi’nde yıllarca “abi” oldu. Başı daralan, başı sıkışan başta belediye personeli olmak üzere belediye ile iş yapan herkes ona gitti. Öte yandan çok ama çok dürüst bir insan olarak belediyecilik tarihine adını yazdırdı. İnşallah silme gafletine düşmezler. O, parayaz pula, belediye sırtından kazanmaya ve zengin olmaya hiç tenezzül etmedi. Son derece sade ve gösterişsiz bir şekilde ve ihlasla çalıştı. Başka bir şey daha: İstese ve hırs yapsa milletvekili olurdu.
Fotoğraftaki diğer bir isim olan Ali Talip Özdemir’e gelince.
Özdemir; Siirt’ten, Ereğli’yi gelip yerleşen yoksul bir ailenin çocuğu. Babası Ereğli Sümerbank’ta işçi olarak çalışırken çocuklarını okutmuş. Ali Talip Bey Makina Mühendisi olmuş. Abilerinden birisi subay olup, Kenan Evren’in Devlet Başkanlığı zamanında yaveriydi. Ali Talip Bey mühendis olduktan sonra Ereğli’de çalışırken, yeni kurulan ANAP’ın dikkatini çeker. Zorla aday yapılır ve 31 yaşındayken belediye başkanı olur. Belediye Başkanlığının 2. Döneminde 1987 yılında yapılan milletvekilliği genel seçimlerinde belediye başkanlığından istifa ederek, partisinden milletvekili adayı olur ve seçilir.
Ali Talip beyin milletvekili adayı olarak listeye girmesini, ANAP’ın ağır topu Mehmet Keçeciler sağlamıştı. Sonra Ali Bey siyasette inanılması güç bir ivme ile yükseldi. Milletvekili seçilir seçilmez ANAP’ta genel başkan yardımcısı oldu. Sonra sırasıyla ilk Çevre Bakanı oldu. İki dönem Bakırköy Belediye Başkanlığı yaptı. 2.defa milletvekili seçildi. Turgut Özal’dan sonra kurulan Mesut Yılmaz hükümetlerinde bakanlık yaptı. 2002’den sonra bir ara ANAP genel başkanlığı da yaptı.
Özel hayatında da Ali Talip Bey çok farklı bir hayat yaşadı. Milletvekili olduğunda 34 yaşındaydı ve bekardı. Bir süre Ankara’da da bekarlık hayatını sürdürdü. O sıralar Semra Özal’dan ilgi gördü. Semra Hanım Özdemir’i himayesi altına aldı. Onu evlendirmek üzere kız aramaya başladı. Sonra da Türkiye’nin en zengin ailerinin birininin kızıyla Özdemir’i evlendirdi. Özdemir’de, Semra hanıma adeta biat etti ve sadakatte kusur etmedi. Öyle ki Semra Özal’ın ANAP İstanbul İl Başkanı seçilebilmesi için, Türkiye’yi karış karış dolaşarak delege avcılığı yaptı.
Ve.. Yazının başında sözünü ettiğimiz fotoğrafta son derece müstesna bir isim.
O isim o dönemin valisi Kemal Katıtaş.
Katıtaş, bizimde yakın muhabbetimiz olan son derece sıradışı bir valiydi.
Birbirimizi severdik.
Bazen telefonla aratır özel kalem müdiresi Ayten ablaya “Bulun şunu. Gelsin bir konuşalım” dediği olurdu. Birinde de beni köyde harman işleri ile uğraşırken “Gelsin, konuşmamız lazım” demişti. Tabi o sıralar cep telefonu falan yok. Köyde tek telefon var, o da muhtarlıkta. Ordan aranırdık. Muhtar arayanı haber verir, bizde telefonun başına gider arayan kişi kimse onu arardık. O zor şartlar altında dönemin yerel yöneticileri ile temas sağlayabiliyorduk. Konuşabiliyorduk. Şimdi nerde? Adamları günlerce arasanda bulamıyorsun. Ulaşılamaz, görüşülemez adam olmuş mevki ve makam sahipleri. Acaba diyorum 35-40 yıl sonra hatırlanacak mı böyleleri? Zannetmiyorum, bir siyah beyaz fotoğrafları bile kalmayacak bu kafayle giderlerse geride.
Kemal Katıtaş’ın lakabı “İmparator”du. Halkın ona taktığı bu lakap İçişleri Bakanlığı tarafından da teyit ve tescil edilmişti. 1987 yılında bir yaz günü görevi başında rahatsızlanarak kaldırıldığı Devlet Hastanesi’nde aynı günün akşamı hayatını kaybetti.
Rahmetli vali Kemal Katıtaş şiir de yazardı.
Yazıyı Katıtaş’ın bir şiiri ile noktalayalım..
Yere atmışlar cevherleri,
Bulanın da avradını,
Yalan dolan haberleri,
Salanın da avradını.
Doğruya engel olana,
Hileyi düştur kılana,
Menfaat denen ummana,
Dalanın da varadını,
Çifte rozet takanın da,
Adaletsiz bakanın da,
Yağ çekerek makamında,
Kalanın da avradını,
Fare tutmayan kediye,
İltifak, bilmem ki niye,
Rüşvet, niyetli hediye,
Alanın da avradını,
Kemal’de coşuyor efkar,
Sözü etmez kimseye kar,
Maliyetine riyakar,
Olanın da avradını..
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.