İNTİKAM
27 Temmuz 2015, Pazartesi 00:00Hak kulundan intikamın yine kul ile alır
İlm-i ledün bilmeyenler onu kul yaptı sanır
Cümle eşya Halik’ındır kul eliyle işlenir
Emr-i Bâri olmayınca sanma ki çöp deprenir.
Bahrî Dede
Cenâb-ı Allah’ın Rahmân, Rahîm, Afüv, Ğafûr gibi rahmetini, şefkatini, merhametini, affını, bağışlamasını dile getiren sıfatları olduğu gibi, Aziz, Cebbâr, Kahhâr, Adl, Müntekım…gibi hak edenlere hak ettikleri cezayı vereceğini, intikamını alacağını bildiren sıfatları da vardır. “İnnallahe azizün züntikam” “Allah, mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir” mealindeki kelimeler Kur’an’da birçok yerde zikredilir.([1])
Fakat Rabbimizin murad-ı ilâhisi; yakmak, kavurmak, haşlamak, kızartmak gibi insana haşyet veren uygulamalar değil, kullarına güzelliklerini göstermek, nimetlerinden istifade ettirmek, onları cennetine koymak ve cemalini lütfetmektir. Onun için bazı kabahat ve kusurları, günah ve isyanları birçok defalar affeder, bağışlar, fakat kul kabahatte ısrar ederse, o zaman yukarıda sayılan ikinci gurup sıfatlarını tecelli ettirir ve cezalandırır.
Bunu da; “Allah’ın parmağı var da gözüne mi sokacak” atasözünde olduğu ve yukarıdaki şiirde de ifadesini bulduğu şekliyle kulları vasıtasıyla yapar. Peygamber Efendimiz bunu şöyle dile getirmiştir:
“Zalim yeryüzünde Allah'ın adalet vasıtasıdır. Allah zalimin eliyle intikam alır.” ([2])
Teşbihte hata olmasın: Bir anne veya baba, yavrusunu çok sever, onun için olmadık fedakârlıklar yapar, bin bir türlü zahmet ve meşakkate katlanır, gerektiğinde onun için canını feda eder ama nadir olarak da canına tak dediğinde, tedip için ona bir tokat, bir şamar vurur.
İşte Rabbimiz de defalarca affeder, bazen de adlini icra eder ve cezalandırır. İyi insanların mizaç ve karakterleri de böyledir. Onlar da müntekım (intikam alıcı) değildir. Efendimize yapılan bütün eza, cefa, işkence ve hakaretleri, eline fırsat geçtiğinde affetmiş, bağışlamış, can düşmanlarına üstelik iyilik yapmış, onların İslâm’la müşerref olmalarına vesile olmuş, bu müsamahakâr tutumu ile, Ebu Cehil’in oğlu İkrime’nin bile dört dörtlük bir Müslüman olmasına vesile olmuştur. Şairler konuyu ne güzel beyan etmişler:
Kemalinden haber ver kimse senden ihtişam almaz
Muzaffer vakt-i fırsatta adüvden intikam almaz
Koca Ragıp Paşa
“Bir köpek seni ısırırsa, seninde illâ onu ısırman gerekmez” sözü de çok ibretlidir. İntikam almak, zarar vermek, öç almak, düşmanın gözünde kişiyi alçaltır. Bağışlamak ise yükseltir ve yüceltir. Onun pişman olmasına ve özür dilemesine sebep teşkil eder. Ama bu yolu tercih etmek her yiğidin harcı değildir.
Şirvanizade Rüştü Paşa, Sadrazam olunca sevmediği Mahmud Nedim Paşa’yı Adana valiliğine sürmüş. Ama bir müddet sonra kendisi de azledilip Halep valiliğine gönderilmiş. Halep’e giderken bindiği gemi Mersin’e gelince, Adana valisi Mahmut Nedim Paşa, gemiye bir görevli göndererek, müstehzi bir tavırla “birkaç gün misafiri olma şerefini esirgememesini” istemiş. Bunu anlayan Şinvanizâde şu beyti yazıp göndermiş:
Ne sendendir, ne bendendir, ne çarh-ı kîne-verdendir
Bu der-i ser-humâr neş’e-i câm-ı kaderdendir.([3])
“Bu durum ne sendendir, ne bendendir, insan tabiatına gizlenen kin duygusundan ve kaderin verdiği mevki sarhoşluğundan dolayıdır. Bak ben seni üzdüm, şimdi de sen beni üzüyorsun…”
Meydana geldi na’ş-ı rakıbi nemime sâz
Kıldım hulûs-u kalb ile ömrümde bir namaz
“Dedikoducu ve arabozucu rakibin ölüsü musallaya geldi de ömrümde ilk defa tam bir kalp huzuru ile namaz kıldım.”([4])
Dipnotlar:
İlmi ledün: Gizli sırları bilme ilmi, Emri Bâri: Allah’ın emri.
1- Ali İmran Sûresi, 3-4; Zuhruf Sûresi, 24.
2- Tahirül Mevlevî, a. g. e. c. 2, s. 502; c. 9, s. 266; c. 14, s. 177.
3- Ali Rıza-Mehmet Galip, a. g. e. s. 18.
4- İskender Pala, “Tavan Arası”, Kapı Yay. İst. 2008, s. 321.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.