IRKÇILIĞIN OSMANLIDA OLMADIĞI (2)
17 Nisan 2018, Salı 07:39Yahûdi ve Hıristiyanların Irkçılığı:
Avrupa; Helen (Yunan) kültürünün mirasçısıdır. Antik Yunan kültürü; başka milletleri doğuştan kendilerinin kölesi telakki eder.(1) Aristo’ya göre hele hele Asyalılar tabiatı icapları köledirler.(2) Bu sebeple Yunan kültürüne göre; “Faziletli olanların, köle ruhlu barbarları köleleştirmesi caizdir.”(3)
Avrupa kültürü Yunan kültürünün mirasçısıdır. Dolayısıyla aynı zihniyet onlara da geçmiş ve kendilerini dünyanın efendisi, geri kalan bütün milletleri de kendilerinin hizmetçisi gibi görmüşlerdir. Daha önce zikredildiği üzere din, ilim ve edebiyat adamlarından birçoğu da bu felsefeyi destekler görüşler bildirmişlerdir.
Kilise bu aşağı ırkların(!) köleleştirilip çalıştırılmasını, onların ruhlarının kurtarılmasını, bedenlerinin arındırılmasını dinî bir görev gibi göstermiş ve teşvik etmiştir. Bu ırkçı zihniyetleri yüzünden asırlarca Afrikalılara, Asyalılara, Amerikalılara kan kusturmuşlar, soykırımlar uygulamışlar ve bunu zevk alarak büyük bir iştahla dinî bir vecibeyi yerine getirmenin huzur ve gönül rahatlığıyla yapmışlardır.
Avrupalının nasıl bir yaratık olduğunu anlamak için, aslında geçmişe bakmaya da gerek yok. Medeniyetin beşiği kabul edilen 21. asır Amerika'sında bile sırf renklerinden dolayı birçok yerde hâlâ zencilerle beyazlar aynı mahallede oturmamakta, okulları, lokantaları, eğlence yerleri, kiliseleri ve kabristanları ayrı bulunmaktadır.
Kanunlar nazarında eşit değillerdir. Çalışma ve ücret hususunda eşit haklara sahip bulunmamaktadırlar. Zahirde kölelik kalkmış durumda ise de, hakikatte halen devam etmektedir. Avrupa ve Amerikalılarla aynı kökenden olan Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki beyazların zencilere bugün yaptıkları gözlerimizin önündedir.
Haçlıların diğer insanlara bakış açısını kısaca anlatabilmek için, Falih Rıfkı Atay'ın Gezerek Gördüklerim adlı kitabından kısa bir iktibas yapalım:
"Bir zencinin sâhibinden gördüğü zulüm ve hakaretler karşısında, ona yapabileceği en büyük kötülük, kendi kendini öldürerek sâhibini yeni bir köle satın almak mecburiyetinde bırakıp, onu 2 dolar zarara sokmasıdır."
40 yıl öncesine, yani 1970’li yıllara kadar Avustralya ve Yeni Zelenda yerlileri, oraları sömürgeleştiren İngiliz kanunlarına göre resmen köle kabul edilirlerdi. 1950’li yıllarda 100 bin yerli çocuğu medenileştirilmek maksadıyla ailelerinden zorla almışlar ve kamplarda güya eğitip, kendi hizmetlerinde kullanmışlar, bundan dolayı bu halktan hâlâ özür dilemiş de değillerdir.(4)
İngilizlerin Hindistan’daki ırkçı uygulamalarını 20. Asır Müslüman gezgini Abdürreşid İbrahim şöyle anlatır: “bir İngiliz teğmen bile Hintli bir generale elini vermez, onunla aynı masada bulunmaz, aynı masada yemek yemez, maaş durumları da eşit değildir, İngilizler Hintli subaylardan beş kat daha fazla maaş alırlar, hâlbuki bu Hintli subaylarda Londra’da tahsil görmüşlerdir, onlara insan nazarıyla bile bakmazlar, Hintliler de bunu gâyet normal görüyor, “niye?” dendiğinde: “İngilizler sahiptir-Efendidir” diye cevap veriyorlar ve en ufak bir tedirginlik duymuyorlar, kabullenmişler.”(5)
26 yaşında Profesör olarak son 300 yılda en genç yaşta bu unvanı alan kişi olarak bilinen ve IQ’sünün Einstein’dan bile yüksek olduğu söylenen meşhur ilim adamımız Prof. Oktay Sinanoğlu konuyla ilgili şöyle der:
“İngilizler dünyanın en ırkçı kafalı ve haçlı ruhlu milletidir. Fakat bunu gâyet usturuplu yapan bir millettir. Batılının hepsi aynı karakterdedir. İnsanlıktan bahsederler ama aslında insanlıkla alakaları yoktur. İngilizler gitmiş Kızılderilileri yok etmişler. İspanyollar gitmiş güney Amerika’daki bütün medeniyetleri yok etmişler. Kitaplarını yakmışlar. Bu hadiseler hâlâ devam etmektedir. Amerikalılar kötü de Avrupalılar iyimi? Avrupalıların kafası aynı haçlı kafası. Ama bizimkilerde bir Avrupa hayranlığı sürüp gidiyor... Bana sık sık Amerika’dan Türkiye nasıl görünüyor? Bunun cevabı çok basittir; Görünmüyor, Türkiye diye bir yer görünmüyor, adı sanı yok. Türkiye diye bir yerin varlığından kimsenin haberi yok…”(6)
Bugün bile aynı çarpık zihniyeti devam ettiriyorlar. UCM (Uluslararası Ceza Mahkemesi) kararlarını ABD tanımamıştır. İşledikleri suç ne kadar büyük olursa olsun bir ABD askerini dünyanın hiçbir yerinde hiçbir mahkeme yargılayamaz, yargılarsa bunu savaş sebebi sayacağını dünyaya kabul ettirmiştir.(7) Bunlar kendilerini insanüstü varlıklar olarak kabul ediyorlar.(8)
Dipnotlar:
1-Arkeo Atlas, Doğan Burada Yay. Sayı 6, 2007, s. 103.
2-Ali Çimen-Göknur Göğebakan, “Târihi Değiştiren Savaşlar”, Timaş Yay. İst. 2010, s. 28.
3-Mustafa Armağan,“Avrupa’nın 50 Büyük Yalanı”, Timaş Yay. İst. 2009, s. 98.
4-CNN Türk haberleri, 28. 05. 2000.
5-Abdürreşîd İbrâhîm, a. g. e. s. 297, 305.
6-Oktay Sinanoğlu, a. g. e. s. 280.
7-Mesut Karaşahan, a. g. e. s. 96.
8-Milliyet Gazetesi, 02. 07. 2002.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.