İSHAL-I FEM
02 Ekim 2016, Pazar 13:09İshal-i fem: Ağız ishali demek. İnsanın midesi bozulduğunda, sık sık, zaman ve mekân gözetemeden içindekini döküverdiği gibi, duygu ve düşüncesi bozulan insanlarda fikri kazuratlarını yerli yersiz ağızlarından döküverirler.
Dil: Görünüş olarak çok yumuşak bir uzuvdur, ama çok da tehlikelidir. Bunun için Allah onu kalelerin taşlarından sert dişlerin arasına hapsetmiş, anahtarını da sahibinin akıl ve iradesine tevdi etmiştir.
Dil: Bıçak gibidir. Bıçakla karınlar deşilip, gırtlaklar kesilebildiği gibi, en tatlı ve zevkli taamlarda kesilip insanlara sunulabilir. Dil de en iyi ve en kötü şeylerin malzemesi olabilir.
Bu sebeple Peygamberimiz: "iki dudağınızın ve iki bacağınızın arasına sahip olun bende sizin cennete girmenize kefil olayım"([1]) buyurur. Dilin pozisyonunu Yunus ne güzel dile getirir:
Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ide bir söz
İslâm; "Haksızlık karşısında susmayı dilsiz şeytan" olmakla bir tutmuş ama lüzumsuz, manasız, yersiz konuşmaları, yani gevezeliği de hiçbir zaman tasvip etmemiş: "Ya hayır söyle yahut sus"([2]) buyurarak ölçüyü koymuştur.
Yukarıda şairin dediği gibi bir söz kişinin başına en büyük felaketleri getirebilir. Başını kestirir. Mevki ve makamını mahveder. Hatta dilini ölçüsüz ve yalak alıştırırsa bir sözü (yemini) ile kırk yıllık eşini, hayat arkadaşını, çoluk çocuğunun anasını boşatabilir.
Kaşgarlı Mahmut boşuna dememiş; "Dil ile düğümlenen, diş ile çözülemez" diye. Bir başka hikmetli sözde şöyledir:
Bana benden olur ne olursa
Başım selâmet bulur dilim durursa
Şair Nef'i, devlet, siyaset ve ilim adamlarını sık sık tenkit eden, hicveden büyük bir şair, üstün bir yetenek, eşine ender rastlanan bir heccav’dır. Sultan lV. Murad'ın da çok sevdiği birisidir. Hicvettiği devlet yetkilileri sık sık onu padişaha şikâyet etmişler padişahta bir daha kimseyi hicvetmemesi için kendinden defalarca söz almış, ama o yine duramamış her defasında ahdini bozmuş. Son olayda Padişah çok kızmış ve şairi yanına çağırtmış. İdam edileceğini tahmin edince Nef'i, padişahın sevdiği zenci harem ağalarından birine aracı olması için yalvarmış, o da kabul etmiş. İkisi padişah kapısında, içeri alınmalarını beklerken harem ağası bir şeyler yazmaktadır. Bir ara kâğıdın üzerine divitinden bir damla mürekkep düşünce Nef'i; "Teriniz damladı" demiş. Aracı olacak harem ağası da aleyhe dönüp, padişaha şikâyet edince, boğdurulmak suretiyle idam edilmiştir. Yunus ne güzel demiş:
Kişi bile söz demini
Demeye sözün kemini
Bu dünya cehennemini
Sekiz uçmağ ede bir söz
Ama günümüzde ölçü kaçmış, ağızların kaytanı kalmamış. Neyzen Tevfik'in:
Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır
Geçmez ele bir pâye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk puşt olanındır.
dediği gibi, mikrofonlar, ekranlar mezkur kişilere kalmış, berber makası gibi kesse de, kesmese de, (doğru olsa da-yalan olsa da)ses çıkarıp iftira atıp duruyorlar. Kısacası ağız ishali olup kazuratlarını döküyorlar. Sözümüzü Fırâkî”' nin bir şiiriyle bitirelim:
Gülşeninde âlemin ermez bu sırrı hiç kes
Zağlar âzâde, bülbüller giriftar-ı kafes.
“Bu âlemin sırrına akıl ermiyor. Bed sesli kargalar serbest gezer, güzel avazlı bülbüller kafeste hapis.”
Dipnotlar:
1- Buhârî, Rikak, 23.
2- Buhârî, Edeb 31, 85; Müslim, İman 74, 75.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.