İslâm Âleminde Coğrafyacılık Haritacılık ve Seyyahlar
15 Ekim 2021, Cuma 09:05Yüce Allah Kur’ân’da 12 yerde gezip dolaşmayı, Seyahat etmeyi tavsiye ediyor. Hac yolculuğu, namaz vakitleri, ramazan ve bayram tespitleri, Müslümanları astronomiye ve coğrafyaya yöneltmiş ve Müslümanlar bu sahada kısa zamanda öne geçmişlerdir.
İpek Yolunu yürürlüğe sokup, ayrı dünyaları ve yabancı iklimleri birbirine bağlamışlar, Birûnî, İbni Batuta, Mesudî, Mervezî, İbni Fadlan, Nâsır-ı Hüsrev, Ahmed b. Cübeyr ve Evliya Çelebi gibi gezginler yetiştirmişler,(1) bu insanlar o günün seyahat zorluklarına rağmen, 100 bin km. den fazla mesâfeler kat edip dünyâyı dolaşmışlar, haritalar çizmişler, hatıralarını yazmışlar, ama değil dünyâ çocuklarından, Müslüman çocuklarından bile, bunları bilen pek azdır.
Varsa yoksa Marko Polo, Macellan, Vasco dö Gama ve benzeri Batılı şarlatanların ismi bilinir ve genç nesillere öğretilir. John Lloyd-John Mitchinson isimli Avrupalı yazarlar bile bu sahtekârlıklara isyan ediyorlar ve Marko Polo’nun seyahatnâmesinin sahte olduğunu, onun anlattığı yerleri gezmediğini, ancak gemicilerin anlattığı hikâyeleri kâğıda döktüğünü iddia ediyorlar.(2)
Theodore Zeldin’e göre “Ticareti teşvik eden ilk ve son din İslâm’dır.” Ticaret Müslümanlar için o kadar önemli ki, Hacda ihramlı iken her tür hayvanı öldürmek ot koparmak av yapmak yasak olduğu halde, ticâret yapmak serbesttir. Bu sebeple Müslümanlar eskiden çok gezen, seyahat eden ve gittikleri yerlere örnek ahlâklarıyla numune olup, birçok bölge ve belde insanlarının kılıç çalmadan, silâh patlatmadan Müslüman olmalarına vesile olan insanlardır. Endonezya, Malezya gibi yerler bu kabildendir.(3)
İsaac Asimov’a göre, gemilere dümen ilâve edenler Müslümanlardır. Batılılar dümeni ilk kez Haçlı Seferlerinde Müslümanlardan görmüşlerdir.(4) dünyâ haritası denebilecek ilk ciddi haritaları da Müslümanlar çizmiştir. İbni Havkal’ın “Sûretü’l-Arz” isimli eserinde bu haritalardan örnekler vardır.(5)
Bâzı gerçeklerin günümüzde anlaşılmaya başlanması, bunun resmi ağızlardan telaffuz edilmesi ve devletimizin yayın organlarında dillendirilmesi iyiye doğru bir gidiş ve uyanış olarak değerlendirilmelidir. TÜBİTAK dergisinde yayımlanan şu satırlar bu kabilden bizleri sevindiren misallerdir: “Mâcellandan (1480-1521)çok daha önce Suriyeli Ebü’l-Fida,(6) dünyâyı dolaşan bir yolcunun, gittiği yöne bağlı olarak, takvimden bir gün geri kalacağını ya da bir gün ileri olacağını hesaplamıştı… Nitrik asidi, sülfürik asidi, madenleri eritme ve tuz ruhu elde etme yöntemlerini Arap kimyacılar bulmuştur.”(7)
Vasco dö Gama ve arkadaşları, Müslüman denizcilerin rehberliği ile Hindistan’a gitmişler, oradan elde ettikleri haritalarla Portekiz’e gelince, yazılarını ve rakamlarını Portekizceye çevirmişler, kendilerine mal etmişler, o haritalara sâhiplenip, kâşif sıfatını almışlardır.(8) Avrupalıların ellerindeki basım, yayım ve iletişim imkânları ile çok çok popüler hâle getirilen Amerika’nın keşfi ve Kıristof Kolomb meselesi de böyle bir şişirme ve kandırmacadır. Bu hususta da biraz mâlûmat verelim:
Bu konuda Batılı J. H. Kramers’in itirafları aynen şöyledir: “…Hristiyan âlimlerin, Arap irfânına âşina olmak için toplandıkları başlıca merkez, Kastilya Kralı Alfons’un zapt ettiği Toledo şehri idi. Burada coğrafya noktai nazarından araştırma yapanların bazıları, Müslümanlardan aldıkları ilhamla, dünyânın yuvarlak olduğuna inanmakta idi. Yoksa bu inanç Müslümanlar tarafından muhâfaza edilmeseydi, Amerika keşfine imkân kalmazdı… Kıristof Kolomb, Müslüman coğrafyacıların kitaplarından dünyânın yuvarlak olduğunu öğrendi.”(9)
Batılı bilim adamı Alexander von Humboldt, 150 yıl önce şöyle itirafta bulunmuştur: “Endülüs olmasa ve onların geliştirdikleri denizcilik ve coğrafi bilgiler olmasa Amerika’nın keşfi düşünülemezdi. Zaten buna da keşif denilemezdi. Çünkü İ. Ö. 596’lı yıllarda bile Herodot’un kaydına göre, Firavunların emriyle Fenikelilerin Afrika’yı gemi ile dolaşıp Çin ve Hindistan ile ticâret yaptıkları bugün bilenen bir gerçektir.”(10)
Bugüne kadar bize Nil nehrinin haritasını çıkaran kişinin David Liwinstone adında bir İskoçyalı misyoner olduğu yutturulmuş idi. Ama bugün Vatikan arşivlerinde çıkan belge ve haritalara göre, ondan iki asır önce Evliya Çelebinin, Nil Nehri haritası çizdiği ortaya çıkmıştır.(11)
Dipnotlar:
1- Fuat Sezgin, a. g. e. c. 1, s. 61.
2- John Lloyd-John Mitchinson, “Câhillikler Kitabı” Çev. Cihan Aslı Filiz ve Emre Ergüven, NTV Yay. İst. 2009, s. 22.
3- Ahmed İsa – Osman Ali, a. g. e. s. 69.
4- Ahmed İsa – Osman Ali, a. g. e. s. 58.
5- Mehmet Bayraktar, a. g. e. s. 167.
6- Fuat Sezgin, a. g. e. c. 1, s. 44.
7- Gökhan Tok, “Asya’da Rönesans”, TÜBİTAK, Bilim ve Teknik Derg. 2001, Sayı 407, s. 96.
8- Fuat Sezgin, a. g. e. c. 1, s. 69.
9- J. H. Kramers, “İslâm Medeniyeti Târihinde Coğrafya ve Ticaret”, Çev. Ömer Rıza, Asar İlmiye Kütüphânesi, Yay. İst. 1934, s. 23.
10- Fuat Sezgin, a. g. e. c. 1, s. 174.
11- Mustafa Armağan, “Gerçek Târihin Peşinde”, Timaş Yay. 2011, İst. s. 47, 178.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.