İSLÂM MEDENİYETİNİN BAŞLANGICI VE GELİŞMESİ(1)
08 Haziran 2020, Pazartesi 08:38Medeniyet Ne Demektir?
Medeniyet: Bir millet ve toplumun maddî, mânevî varlığına âit üstün niteliklerden, değerlerden, fikir ve sanat hayâtındaki çalışmalardan, ilim, teknik, sanâyi, ticâret vb. sahalardaki nimetlerden yararlanarak ulaştığı bolluk, rahatlık ve güvenlik içindeki hayat tarzı, yaşama biçimi, medenîlik, uygarlık.(1)
Medeniyet kelimesi; Batı düşüncesindeki “civilisation” teriminin ifâde ettiği anlamı karşılamak üzere, Osmanlının son dönemlerinde kullanılmıştır. İlerlemiş toplum, yerleşik düzen, şehir hayatı, sosyal devlet düzeni gibi manaları da ifâde eder. Hicret’den önce adı Yesrib olan şehrin adı, Hicretten sonra, yâni sosyal yapısı değişmeye başlayınca adı medeniyet kelimesinden mülhem, “Medine” olarak değiştirilmiştir. Göçebe hayatı terkedip, ilk yerleşik düzene geçen Türk boyunun Uygurlar olması hasebiyle, “medenî” kelimesinin müradifi (eş anlamlısı) olarak “uygarlık” kelimesi de kullanılmaktadır.
Târihte hiçbir medeniyet ilme dayanmadan yükselip yücelmemiştir. Medeniyetlerin temel taşı ilim ve irfândır. İslâm’da bunun için en çok ilim ve irfâna önem vermiştir. Bununla ilgili âyet ve hadisleri yukarıda zikrettik. Allah ve Rasûlü’nün başlattığı ilim seferberliği, irfân hamlesi, kısa zamanda netîce vermiş ve bir milenyum(2) (bin sene) târihe damgasını vuracak İslâm Medeniyeti başlamıştır.
İnsanlık târihinde 4 büyük medeniyetten bahsedilir:
1-Sümerler ve Mısırlıların kurduğu İlk Çağ medeniyeti.
2-Yunan (Helen) Medeniyeti.
3-İslâm Medeniyeti.(3)
4-Batı (Avrupa) Medeniyeti.
Çin, Uygur, Aztek, Maya medeniyetleri, kendi içlerinde büyük inkişaflar (gelişmeler) sağlamasına, muasırı oldukları diğer milletlere tekaddüm etmelerine (önüne geçmelerine) ve kendi kavimlerine, klanlarına refah ve huzur getirmelerine rağmen, insanlığın gidişatına, medenî sıçramalara fazla katkıları olmamış, küresel etki sağlayamamışlardır.
Medeniyetler sâdece bir kavmin veya bir milletin kâbiliyet ve mahâreti ile değil, çeşitli milletlerden devreden bir ortak kültür mirasıdır. Bundan dolayı ilerde bahsedileceği üzere, Emevîler ve Abbâsîler “ilim müminin yitik malıdır, ne zaman, nerede bulursa alır”(4) hadisini hayat prensibi ittihaz edip, kendinden önceki kültürleri hiç tereddüt etmeden almış, hazmetmiş ve sosyal hayata tatbik etmiştir.
Dolayısıyla İslâm Medeniyeti; Çin, Hint, Arap, Îrân, Yunan, Endülüs, Osmanlı (Türk) kültürlerinden faydalanmıştır, etkilenmiştir, ama Her medeniyet kendine has bir eşya ve insan tipi üretir. Dayandığı inançlar, ilkeler, değerler, örf, âdet ve gelenekler icâbı bir insan tipi yetiştirir. Bu tip diğerlerinden ayrılır, bir Osmanlının, bir Batılının, bir Hintlinin birbirinden farklı ve ayrı olduğu gibi. Hayata ve sanata etkisi de böyledir.
Aynı medeniyetin mensupları, bâzı ortak paydalarda birleşirler. Meselâ İslâm Âleminin her yerine gidildiğinde küçük değişikliklerle minâreler, kubbeler, câmi stilleri görülür. Bu Batı Medeniyetinde de böyledir. Kiliseler, çan kuleleri ve mimari stiller benzerlikler gösterirler. Resimlerine bakılacak olursa, Roma’da Saint Peter Katedralinden 1500 sene sonra inşa edilen ABD Kongre binası, her yönüyle aynıdır. Bu kültür ve medeniyetlerin tezâhürüdür.
Oxford Üniversitesi profesörlerinden ünlü târihçi J. M. Roberts; “medeniyetleri dünyâya ve insanlığa sağladıkları katkıya göre değerlendirmiş ve İslâm Medeniyetini bu konuda en başta gelenlerden biri olarak ilân etmiştir. Avrupa’da kralların çoğunluğunun okuma-yazma bilmediği, yalnızca kendi isimlerini yazmayı bildikleri bir dönemde, Müslüman çocuklarının büyük çoğunluğu okuma yazma biliyorlardı.”(5) demiştir.
İslâm Medeniyeti; çok kısa zamanda doğup, inkişaf edip, dünyâyı etkisi altına alan bir medeniyettir. Doğuşundan bir asır sonra sınırları Çin Seddinden Atlas Okyanusuna dayanmıştır. Bunun seyrini ve serüvenini arz etmeye çalışacağız.
İslâm Medeniyetini şu ana bölüm başlıkları altında inceleyebiliriz
1-Asr-ı Saâdet dönemi
2-Emevîler dönemi
3-Abbâsîler dönemi
4-Selçuklular dönemi
5-Endülüs dönemi
6-Osmanlılar dönemi
Dipnotlar:
1- Kubbealtı Misalli Sözlük.
2- Medeniyetlerin ömrü insanlarınki gibi birkaç yıldan ibaret olmadığı için, yaklaşık 1500’lü yıllarda İslâm medeniyeti durağanlaşmaya başlamış ve 1918 de sona ermiştir.
3- “İslâm hem belli özelliklere sâhip bir dinin hem de bu dinin târih içerisinde meydana getirdiği bir medeniyetin adıdır.” Alparslan Açıkgenç, “İslâm Medeniyetinde Bilgi ve Bilim”, İsam Yay. İst. 2013, s. 17.
4- Tirmizî, İlim 19, (2688).
5- Ahmed İsa – Osman Ali, “Müslümanların Rönesans’a Katkısı”, Türkçesi Emre Miyasoğlu, 2. Bas. İst. 2014. s. 18, 27.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.