İSLÂM’DA TEMİZLİK (8)
11 Aralık 2019, Çarşamba 10:11İşte ihtiyaç fazlası suyun ihtiyaç sahiplerine verilmemesinin veya para ile satılmasının haram telâkki edilmesi, ayrıca bütün canlılara su ikramının büyük ecrinin oluşunun bildirilmesi... İslâm diyarında özellikle yol boylarının su hayratları ile dolmasına vesile olmuştur. Peygamber Efendimiz şöyle buyurur:
“Şu yedi şeyi yapan öldükten sonra da devamlı sevap kazanır: İlmî bir eser yazan, çeşme yapan, su kuyusu açan, meyveli ağaç diken, cami yapan, Mushaf yazan, arkasında Salih bir evlât bırakın”(1)
İslâm edep ve ahlak literatüründe bu kutsal ve mübarek suyun nasıl içileceği, nasıl kullanılacağı, nelere dikkat edileceği hususunda edepler de tezahür etmiştir.
Su cennet nimetlerindendir ve muttakilere cennette çok güzel evsafta sular ikram edileceği bildirilmekte Yüce Allah cennet ehlini tarif ve tavsif ederken şöyle buyurur: “Üstlerinde ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardır. Gümüş bileziklerle süsleneceklerdir. Rableri onlara tertemiz bir içecek içirecektir.”(2) Cehennem ehli bunlardan mahrum oldukları için cennet ehlinden su isteyecekler ve şöyle diyecekler: “Cehennemlikler de cennetliklere, ‘Ne olur, sudan veya Allah’ın size verdiği rızıktan biraz da bizim üzerimize akıtın’ diye çağrışırlar. Onlar, “Şüphesiz, Allah bunları kâfirlere haram kılmıştır” derler.(3) Yine bu nimetlerin en büyüğü olan Kevser suyu ve Havzı da Allah Resûlü ve ümmetine ikram edilecektir.(4)
Peygamberimiz hurma bulduğu zaman hurmayla, bulunmadığı zaman “su ile iftar edilmesini tavsiye etmiştir”(5)
Peygamber Efendimiz bazen ayakta zemzem içmiş ise de, suyun oturarak ve üçe bölünerek içilmesini, dibi görünmeyen kaptan su içilmemesini, su içerken içilen su kabının içine nefes verilmemesini(6) tavsiye etmiş ve “Böyle daha lezzetli, daha yarayışlı ve daha güzel oluyor” buyurmuştur.(7)
Bizim dinimizin her emir ve nehyinde yani tavsiye ve yasaklarında büyük hikmetler vardır. Tıp ve teknoloji ilerledikçe, bunlar daha iyi anlaşılır hale gelmektedir. Resûl-i Ekrem’in bu hadiste tavsiye ettiği oturarak su içme hususunun da hikmeti yeni yeni ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu hususta Başkent Üniversitesi yayın organı olan “Bütün Dünya” Dergisinden bir alıntı arz edeyim:
“Su Nasıl İçilmeli? İnsan midesinin ayakta ve oturur vaziyetteki pozisyonu farklıdır. Ayakta duran bir insan eğer sıvı gıda içerse doğrudan doğruya onikiparmak bağırsağına geçer. Midenin küçük eğriliği bölümünde Waldeyerin mide caddesi denen bir oluk bulunur. Sıvı gıdalar bu yolu takip ederek zaten devamlı küçük bir açıklığı olan mide çıkışını (pilor) geçerek 12 parmak bağırsağına (duodenum) geçer. Sıvı gıda oturarak içilirse bunlar önce midede birikir, asitle karışarak mikropları ölür ve sonra 12 parmak bağırsağına geçer. Oturarak su içme usulüne uymakla insan kolera da dâhil, birçok hastalıktan korunmuş olur. Rastgele yerde meşrubatı alıp ayakta içenler bu tehlikeye daha fazla maruz kalırlar.”(8)
Su içerken içtiğimiz suyun içine nefes vermeme ermininde hikmeti ortaya çıkmış, malum nefes alırken; insan oksijen yani tertemiz hava alır, karbondioksit yani kirlenmiş hava verir. Efendimiz bu durumu ta gün Allah’ın kendisine lütfettiği basiret sayesinde görmüş olacak ki, bu mikroplu, kirli havanın içilen veya yenen şeylerin içine verilmesini istememiştir.
Yine o dönemlerde şimdiki gibi cam, kristal, şeffaf plastik, bardak ve poşet gibi şeyler olmadığı için, içi görünmeyen, ağzı tam örtülmeyen toprak veya madeni kaplar mevcut idi. Bunların içine gidebilecek yılan, akrep, arı, tarantula gibi zararlı varlıkların, içene zarar vermemesi için veya daha başka hikmetleri sebebiyle dibi görünmeyen kaptan su içilmesini iyi görmemiştir. Nitekim günümüzde bile buna dikkat edilmezse, kabın içindeki arı içerken boğaza gidip ümükte sıkışınca orayı soktuğu, kısa zamanda şiştiği ve kişinin nefes alamayarak öldüğü birçok olaylar cereyan etmektedir.
Hz. Peygamberin Medine’ye hicretinden sonra, Mekke’deki Zemzem suyunun acıdığı, eski tat ve özelliğinin kalmadığı rivayet edilir, Şair Hayâlî bu durumu şöyle dile getirir:
Mâtem idüp kara giydi Kâbe, Zemzem acıdı
Çünki arz-ı iftirâk itdi Peygamber Kâbe’ye
Dipnotlar:
1-Müslim, Müsâkât 8, Tirmizî, Büyu 44; Naci Aslan, Su Medeniyeti Sempoz¬yumu KOSKİ Büyükşehir Bel. 2009 Konya, s. 432.
2-İnsan Sûresi, 21.
3-A’raf Sûresi, 50.
4-Kevser Sûresi, 1.
5-Tirmizî, Savm 10.
6-Sahih-i Müslim, c. 1, s. 334, hadis no 63.
7-Ebû Dâvûd, Eşribe 19.
8-Bütün Dünya Dergisi, sayı 2010¬/10, s. 90.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.