İŞTE BUNUN İÇİN LEYLA ŞAHİN USTA….

İki gün önce Konya’da çok ciddi bir şey oldu farkında mısınız?

Farkında olan oldu ama bazıları endişelerinden dolayı bu konuya teğet geçmek zorunda kaldılar.

Kısaca hatırlatma yapalım;

“Konya'da çiftçiler karayolunu ulaşıma kapatıp eylem yaptı

Konya'da çiftçiler, bu yıl Beyşehir Gölü'nden kota fazlası suyu temin edip tarlalarını sulayamadıkları gerekçesiyle Konya- Adana karayolunu traktörlerle ulaşıma kapattı.

Konya’da bir grup çiftçi, Konya – Adana kara yolunu, Yarma Mahallesi yakınlarında trafiğe kapattı. Traktörlerini yola indiren İsmil, Sakyatan, Hayıroğlu, Ovakavağı, Karakaya, Göçü ve Yarma Mahallesi çiftçileri, traktörlerini yola indirip her iki yönden de geçişe izin vermedi.

İhbarla olay yerine polis ve jandarma ekipleri sevk edildi.

Çiftçilerin, ova sulama birliğini protesto ettikleri, sulama birliğinin Beyşehir Gölü’nden temin etmesi gereken sulama suyunu getirmediğini belirterek, yetkililer bir çözüm bulana kadar yola açmayacaklarını söylediği öğrenildi.

Jandarma ekiplerinin çiftçileri ikna çalışması sürürken, Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker de çiftçilerle görüştüler.

Çiftçilerin eylemi nedeniyle kapatılan Konya-Adana kara yolunda uzun araç kuyrukları oluştu.”

…………………

Bu haberi birazcık açalım mı?

Bu milletin en saf, en temiz, en gani gönüllü üç kesimini say deseniz ben 46 yıllık tecrübeme dayanarak Türk Çiftçisi derim.

Çiftçinin yani dünyası sadece toprak olan bu milyonların asla art niyeti olamaz.

Pandemi ülkede zor geçiyor. Bu tarihi zor süreçte sesi hiç çıkmayan kesimin başında da Türk çiftçisi, Anadolu insanı geliyor.

…………..

Peki biraz daha geriye gidelim.

Konya’mızda terzi, berber, ayakkabı, lokantacı velhasıl bilimum insanımıza “Konya’nın en önemli sorunu nedir?” diye sorsak bu sorunların en ciddisi olarak alacağımız cevap hemen hemen SU sorunu gelecektir.

Bu sadece şehrin değil ülke olarak bu işin başındaki bürokratların en önemli meselesidir.

Az olan suyumuzu doğru yönetip daha fazlasını başka bölgelerden transfer etmeliyiz.

………..

Peki birden bu çiftçilerimize ne oldu da işi yol kapatma eylemine gidecek kadar öfkelendirdi?

Nasıl canları yandı ki gözleri hiçbir şeyi görmez oldu?

Çünkü o bölgede şehri yönetenler su konusunda bu kadar hassas iken suyun yönetilememesi de ne demek?

Burada bir bilgisizlik mi vardı yoksa acziyet mi?

Diğer şık art niyeti ise hiç aklımıza dahi getirmek istemiyorum.

O gün çiftçilerimizin haklı ama bilmedikleri birçok konuyu, haklı feryatlarını doğru yoldan doğru yoldan giderek doğru sonuçlar üzerinden çıkartmak zorundayız.

Buradaki asıl mesele yaptığımız görüşmelerin ardından bizi şuraya getirdi.

Zaten sınırlı olan suyu her tarafı sulamaya değil, yanan hububat alanlarına zamanında verilmesi gerekiyormuş.

Bizim bildiğimiz çiftçilerimizin de çok daha iyi bildikleri konu suyun kış yağışlarının yetersiz olmasından dolayı Beyşehir’den daha az su gelecek, daha az alan sulanacak velhasıl yeşil ürün yerine hububatı sulayabilirsek konu halledilmiş olacaktı.

10 Martta başlayan Ziraat Odası ve çiftçi kuruluşlarının hububatları yanmaması için suyun erken açılması istekleri Beyşehir’den Apa’ya suyun transfer edilmesi feryatları önce karşılık bulmuş sonra ise kapatılmış.

Yani bu işin içindeki taraflar bu konunun ana yolun trafiğe kapatılacak noktaya geleceğini dünden biliyorlarmış.

Yani benim inancım o dur ki bu bizim vatan millet sevdalısı çiftçilerimizin bir başkaldırı olayı değildi.

Devlet yolunu beş saat kapatma işi yanan çiftçinin haklı bir feryadı idi.

Yine basına yansıyan haberlerden gördük ki yol kapatma eylemi sırasında canı yanan çiftçi tüm üst düzey bürokratları, DSİ Müdürünü parti ayırtmaksızın tüm vekilleri orada görmek istediklerini söylüyorlardı.

Gözünüzde canlandırabiliyor musunuz? Konya-Adana karayolu tam beş saat ulaşıma kapalı kalıyordu. Pek çok insan bu yol kapatma eyleminden dolayı mağdur oluyordu.

Çiftçi derdini anlatacak yetkili bulamıyordu.

Haberlerini yapacak TV kanalı, gazetede bulamamıştı. Bu yüzden Konya için tarihi bir eylemi göze alıyordu.

…………….

İşte tam bu eylem ve kargaşa anında cesaretli duyarlı siyasetçi Leyla Şahin Usta hanımefendi aracına atlıyor ve yanındaki birkaç siyasi ile eylem alanına gidiyor.

Yanında da Konya Milletvekili Halil Etyemez Bey, bölge Karatay olduğu için Karatay Belediye Başkanı Sayın Hasan Kılca ve Karatay Kaymakamı A. Selim Parlar Bey’i alıyor.

……………

Tekrar tekrar ifade etmeye çalışıyorum. Siyasiler bürokratlar olarak şehrimizi yöneten değerli büyüklerimiz sahaya inmek, çiftçimizi, tüccarımızı, sanayicimizi, esnafımızı, iş adamını dinlemek bu kadar mı zor?.

Ha diyeceksiniz “biz zaten sahadayız”. Yok gerçek saha işte eylem anındaki sahaydı.

Leyla Şahin Hanım bence çok önemli bir adım attı. Olmaz ama deniz yanar mı yanar. Orada olumsuz bir olay olsaydı bunu göze alan isim Sayın Leyla Şahin Usta Hanım idi.

Ve bizler yeri geldiği zaman eleştiri yapıyorsak bu durumda da yiğide hakkını vermek zorundayız.

Yine bize ulaşan bilgilere Leyla Hanımın alanda çiftçi ile yaptığı birebir görüşme esnasında görevli olan Sulama Birliği Başkanı görevden alınmış

Leyla Hanımın yaptığı çiftçinin gazını alma meselesi değildir, bu biiiiiir.

Bu görevden alma işlemi de SU konusunda yeterli değildir, ikiiii.

Söz konusu Sulama Birliği Başkanı suyu zaman ve kullanma açısından doğru yönetemedi ise bu görevlendirmeyi yapanlar da bu işin vebali altında ezilirler.

Bu işlemin bir pansuman tedavi olmadığını çiftçide şehirde görmelidir.

Çünkü SU Anadolu için pansuman yapılması gereken bir konu değil ameliyat edilmesi gereken hayati bir mevzudur.

Bu vesile ile bir kez daha Leyla Şahin Usta hanımefendiye kendini yakmaya hazır haldeki çiftçinin yanına gitme onları dinleme cesaretini gösterdiği için bir kez daha, bir kez daha çiftçilerimiz adına teşekkür ediyorum.

MEHMET BAŞKAN COK DERTLİ

KONYA POSTASI Gazetesi’ndeki yeni serüvenimiz münasebeti ile Allah eksikliklerini göstermesin dost tanıdık, büyük küçük her kesimden ziyaretçilerimiz var. Dün sabahta bu nezaket ziyaretinde bulunan isimlerden birisi de Kahveciler, Çay Ocakları ve Büfeciler Esnaf Odası Başkanı Sayın Mehmet Adil bey idi.

Pandemide esnafın en dertli isimlerinden birisini karşımızda görünce dayanamadık Sayın Başkanı biraz kurdaladık. Başkan her ne kadar bir şey söylemek istemese de temsil ettiği esnafın durumu perişan. Hükümetin bugüne kadar vermiş olduğu destek inanın bu insanların boğazından bile geçmemiş durumda.

Kiraları 25 bine kadar giden bu esnaf bu desteklerle ne yapabilirler ki? Peki bu kesim ne bekliyor? Ne istiyor?

Öncelikle Vergi affı istiyorlar.

Sigorta affı istiyorlar.

Faizsiz kredi bekliyorlar

…….

Daha da başka şeyler yazıp Sayın Başkanı üzmek istemem ama kahveciler, çay ocakları işletmecileri ve büfe sahipleri, kafe sahipleri gerçekten çok çok ama çok durumdalar. Bizden bir kere daha büyüklerimize durumu hatırlatmak düştü.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Fuzuli'ye sormuşlar: “sevmek mi daha güzeldir, sevilmek mi?” “Sevmek” demiş; “çünkü sevildiğinden hiçbir zaman emin olamazsın.”

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Birbirimizi sabırla sonuna kadar dinlemeyi becerebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.