İsyan! Türküye bulaşan Türkiye olur!
01 Şubat 2022, Salı 08:30Türkü isyandır! Türkü duadır ve müsekkin yerine geçebilecek sair her şeydir…
Otomobile yakıt alırken, doğalgaz ya da elektrik faturasını öderken ya da ne bileyim bir markete girip çıkınca ister isyan edip okkalı bir küfür savurun, ister fesuphanallah çekin, isterseniz müsebbipleri duaya boğun…
Ben öyle anlarda türkü dinlerim!
Çünkü Türkü dinlerken Türkiye turu atmamak mümkün değildir. Siz ozanlara eşlik ederken onlar da dertleşir sizinle. Dert varsa derbeder olmamak mümkün müdür?
Misal Mahzuni
Aşık Mahzuni Şerif, “Dokunma keyfine yalan dünyanın” derken, ipini eline dolamış gidenleri gösterir…
Oysa gözlerimin yaşı ona gizlidir ki dertliyi dertsizi sulayıp gider…
Gidenler de tuhaftır:
Kimi hızlı gider uzun yol yutar
Kimi altın satar kimi pul yutar
Kimi soğan bulmaz kimi bal yutar
Kimi parmağını yalamış gider
O, çalıp söylerken birileri çalıp götürür ve olan yine sana, bana, ozana olur… Kendisi anlatsın:
Mahzuni bu nasıl yazı Mahzuni
Bazen Şerif olur bazı Mahzuni
Yurdunda anasız kuzu Mahzuni
İnsanlık ardından melemiş gider
Her biri bir Prof. düzeyinde sosyoloji, psikoloji hatta ekonomi ve siyaset bilen her ozanın gidişi de gelişi de senin / benim gibi sıradan insanlardan farklıdır…
Veysel giderken
Koca Veysel, gördüğünü sanan körlere o kadar okkalı sözler etmiştir ki körlüğün gözde değil gönülde olduğunu belgelemiştir…
Mahzuni’nin ‘gidenleri’ ile Veysel’in ‘gidişi’ çok farklıdır.
O der ki:
Ben gidersem sazım sen kal dünyada
Gizli sırlarımı aşikar etme
Lal olsun dillerin söyleme yâda
Garip bülbül gibi ah ü zar etme
Bunu söylemekte o kadar haklıdır ki;
Gizli dertlerini ona anlatmış, sesini sesine katmıştır.
Yetmemiş; bebe gibi kollarında yaylatmıştır. “Hayali hatır et beni unutma” demek hakkı değil mi?
Kızıltuğ: Öf öf
Sazıyla alıp / vereceği ya da alıp / veremediği olan sadece Veysel değildir…
Ali Kızıltuğ da sözünü, “Baharımı yazımı” diye başlayan dörtlükle bitirmeye çalışırken, “Hangi kalem yazmış benim yazımı” diye sorular sorar ama derdi başkadır:
Dert ortağım olan dertli sazımı
Çalamam diyorum sen çal diyorsun
Ankara sokaklarında yankılanan türkü, dinleyene Türkiye turu attırırken bir gizli saz, bir gizli söz girer devreye…
O dem, Anadolu’nun bağrı yanık biçarelerinin isyan kokulu serzenişi çıkar ortaya:
Kahpe felek sana nettim neyledim
Attın gurbet ele parelerimi
Akıbeti beni sılamdan ettin
Kestin mümkünümü çarelerimi
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.