İttihat ve Terakki’nin Yanlış Politikaları (1)
04 Nisan 2018, Çarşamba 07:111-Beyinsiz ve ferâsetsiz davranıp kurtuluşu düşmanlarının himmetinde görmeleri. Ezelî ve ebedî Türk düşmanı olan Siyonistler ve Haçlılarla işbirliği ve gönül birliği yapmaları.(1) Onlar Osmanlıyı bertaraf etmek için var güçleri ile çalışırken, İttihatçılar kendi vatan ve milletleri aleyhine bazıları bilerek, bazıları da gafletle onlardan fazla çalışmış ve onların başarıya ulaşmalarını sağlamışlardır.(2)
2-Bu Avrupalılar ve Siyonistler bize pâdişahlığı kaldırın diyorlar ama kendilerinden onlarca devlet kral veya kraliçelikle idâre ediliyor. Bize Hilâfeti kaldırın diyorlar ama kendileri Papa’yı baş tâcı ediyorlar. Dinimize, dilimize, örf ve geleneklerimize yan bakmayı tavsiye ediyorlar ama kendileri her gün bunlara biraz daha fazla sarılıyorlar. Bizim içimizdeki azınlıklara sonsuz haklar tanımamızı talep ediyorlar, hürriyet, müsavat sözlerini dillerinden hiç düşürmüyorlar(3) ama kendileri sömürgelerindeki yerli halkı insan yerine koymuyorlar, onlara soykırımlar uyguluyorlar… Bunları gördükleri halde bu ne biçim iştir? deyip iz’anlı ve idrakli davranmamışlardır. Abdülhamid merhum sömürgelerdeki bu ezilmiş, horlanmış, hakları gasp edilmiş insanlarla meselâ Hintlilerle irtibat kurunca da “Kur’an’da ismi geçen ehli kitap ile iyi geçinmiyor, putperestlerle irtibat kuruyor, bu pâdişah din düşmanı!..” gibi yaygaralara koparmışlardır.(4)
3-Dış düşmanların propagandalarına kanıp dinî terakkiye mâni görmüşler ve birçoğu ladinî görüşlere saplanmış ve o yönde politikalar izlemişlerdir. Bunların ağabeyleri olan Genç Osmanlılar veya Jön Türkler de aynı politikaları izledikleri için Ziya Paşa’ya şu beyti söyletmişlerdir:
İslâm imiş devlete pâ-bend-i terakki;
Evvel yoğ idi işbu rivâyet yeni çıktı.
4-Yemen, Arap, Arnavut ve benzeri milletlerin isyanlarını İttihat ve Terakki’nin yanlış politikaları hazırlamıştır. Haysiyetlerine çok düşkün olan Arnavutlar, küçük hataları neticesi hanımlarının ve çocuklarının gözleri önünde köy meydanlarında dövmüşler ve isyan etmelerine sebep olmuşlardır.(5)
5-Suriye ve benzeri yerlerde Arap aydınları basit suçlarından dolayı idam etmişler,(6) Osmanlıyı bir yerde inkâr edip resmi evraklara “Genç Türk Devleti” ibaresini koydurmuşlar,(7) halîfeyi hafife almaya başlamışlar ve Arapların ayaklanmalarına sebep olmuşlardır. Nitekim Mekke Emiri Şerif Hüseyin “biz Osmanlıya değil, ittihat ve Terakki Fırkasının (partisinin) haksız uygulamalarına isyan ettik”(8) demiştir. Avrupa hayranlıkları yüzünden Kudüs’te Selahaddin Eyyubi Câmisi yıktırılmış yerine Hıristiyan kilisesi yaptırılması ve benzeri olaylar da tuz biber olmuştur.(9)
6-Asker ocaklarına politikayı sokmuşlar,(10) kendilerinden olmayanlara hayat hakkı tanımamışlar, rütbe vermemişler, ast-üst tanımamışlar, kışlada terör estirmişler, cephede bile muhalif oldukları birlikleri horlamışlardır. Pâdişah taraftarı olan Zabitan-ı Halaskâran denen subay ve askerlere düşman muâmelesi yapmışlar, birbirlerinden öyle nefret etmişler ki, savaşın en kritik anlarında bile bu nifak ve tefrikalarını devam ettirmişler, birbirlerine yardım etmemişlerdir.
İttihat ve Terakki mensupları iş başına gelince yaşlı ve savaş tecrübesi olan, muhalif gruba mensup birçok subayla birlikte “alaylı” tâbir edilen, ocaktan yetişen subay ve astsubayların
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.