İyi Evlat Vezir, Kötü Evlat Rezil Eder..
20 Eylül 2021, Pazartesi 09:08Türkiye’nin bir çok bölgesinde sağ beyinle ilgili seminerler verdim. Binlerce insanla tanıştım ve onlarla sohbet etme şansı buldum. Bu sayede sağ beynin dünya hayatında ne kadar etkin ve önemli rol oynadığına, birebir yaşadığım olaylarla şahit oldum.
Sağ beynin Allah’ın bir hediyesi olduğunu ne kadar anlatmaya çalışsak da hayata dair yaşanmışlıklara örnekler vermeden ve hissettirmeden bu konuyu tam olarak anlatmış sayılmayız. Çünkü sağ beyin; okuduğuna, dinlediğine değil sadece gördüğüne ve yaşadığına inanır.
Sağ beyin; vicdandır, merhametttir, edeptir, güzel ahlâktır, hâyâdır. İnsanı insan yapandır.
Sağ beyin, Allah’ın kendisinden insanlara emanet olarak teslim ettiği “ruha” bağlı cennetin bir anahtarıdır.
Sağ beyin ancak ergenlikten önce geliştirilebilir, şekillendirilebilir ve güzel bir karaktere dönüştürülebilir. Ergenlikten sonra ise iş işten geçmiştir. Huy ve karakterin değişimi, dağı iğne ile kazmak kadar zordur artık.
Nasıl mikrop girdiğinde vücudun hazırlıklı olması için aşı vuruluyorsa sağ beynin de hayat ile yaşanacak zorluklarda Allah’ın yolundan ayrılmaması için merhamet, vicdan, güzel ahlak ile tanıştırılması ve Allah sevgisiyle aşılanması gerekir.
Ergenlikten önce anne babaların önceliği; okul ve akademik başarı değil, hayat başarısı olmalıdır. Edep, hâyâ ve güzel ahlak olmalıdır. Yüksek insani ilişkiler ve özgüven olmalıdır. Kısaca mükemmel yetişmiş bir sağ beyin olmalıdır. Aksi halde bir gün çocukları karşılarına vicdansız, merhametsiz ve ana baba sevgisinden yoksun bir doktor, bir hakim, bir mühendis, bir kaymakam ya da bir vali olarak çıkabilir.
Sağ beynini kullanmayan insanlar merhamet ve vicdan duygularından uzak, samimi olmayan kibirli insanlardır. Bu duygulardan mahrum olanlar, ana babalarından uzak insanlardır. Ana babaya uzak insanlar, Allah’a uzak insanlardır. Bu insanlar şeklen âlim görünseler dahi Allah katında zâlimdirler ve gidecekleri tek yer cehennemdir.
Ağacı yaş iken eğerseniz, ağaç eğdiğiniz yöne doğru büyür ve gelişir. Kuruduğunda eğmeye çalışırsanız, ağacı kırarsınız ve kırdığınız o ağaç ya ocağınızı cayır cayır yakar ya da sırtınızda ömür boyu kaybolmayacak izler bırakır.
Anlatmaya çalıştığım bu konu ilgili olarak bir annenin mektubunu sizle paylaşmak istiyorum.
“Hocam biz eşimizle severek evlendik. Bir kızımız oldu. Dünyalar bizim oldu. Mutluluğumuz kısa sürdü. Eşim vefat etti. Ben çok genç yaşta 3 yaşında bebeği ile yapayalnız kalan bir anne konumuna düştüm.
Artık her şeyimi kızıma adamıştım. Gelen evlenme tekliflerini dâhi hiç ama hiç aklımın ucundan bile geçirmedim. Kızım öksüzüm ne istedi ise gerçekleştirmeye çalıştım. Parasız kaldığım ve aç yattığım gecelerin sayısı oldukça fazladır.
Kızım okula başladı. Onun geleceği için, her imkanımı sonuna kadar kullandım. Kızım ilkokula devam ederken kansere yakalandım. 3-4 sene yoğun kemoterapi tedavisi aldım. Kızıma ilaçlar zarar vermesin diye onu çoğu zaman ananesinin yanına bıraktım. Cebimdeki son kuruşları bile ilaçlarımdan önce kızımın okulu ve dersleri için harcadım.
Kızım öksüzüm önce fen lisesini kazandı. Sonra tıp fakültesini kazandı. Bitirdi ve doktor olarak doğuda bir ile atandı. Çok mutlu oldum. Çileli günler artık sona ermişti.
Kızımı yalnız bırakmamak ve ona destek vermek amacıyla onunla beraber atandığı ile gittik. Kızım doktor olmuştu. İçim içime sığmıyordu. Artık çok huzurlu ve mutlu idim.
5-6 ay sonra anlamadığım bir şekilde kızım benden rahatsız olmaya başladı. Davranışları ve söylemleri oldukça sertleşti. Yemin ediyorum hayatta onu ne kırdım ne de ona bırakın vurmayı yüksek sesle bağırarak bile yüzüne konuşmamışımdır.
“Defol ! Sen artık benim annem değilsin” sözü ile birlikte beni yanından kovdu. Her gün ağlaya ağlaya artık göz pınarlarım kurudu ve 5-6 ay sonra yendiğim kanser hastalığına yeniden yakalandım. Aylar oldu telefonla dahi beni ne aradı, ne sordu. Dayanamadım ben aradım. Telefonlarıma cevap vermedi.
Hocam, bugün öğrendim ki kızım benden habersiz evlenmiş. Soyadı değişince sonradan haberim oldu. Ben onu telli duvaklı gelin görmek için tam 27 sene beklemiştim oysa.
Ölümüme günler kaldı artık. Çaresizim. Yorgunum ve kırgınım. Hem de çok …
Ölüm artık benim kurtuluşum bayramım olacak hocam.. “
“Allah, hiçbir anne babayı evladı ile imtihan etmesin.” diyelim ve sağ beynin önemini tekrar hatırlatarak yazımızı noktalandıralım.
Sağlıcakla kalınız..
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Okur
20-09-2021 09:22Hocam her zaman gibi kaleminize yüreğinize sağlık