İYİLİĞİN ÜSTÜNE DÜŞEN LEKE
27 Şubat 2023, Pazartesi 01:10Zamların zamanı olurdu bayağı bir eski zamanlarda.
Çalışanların maaşlarının yılın belli periyotlarda artmasının ertesi gününde piyasalardaki mal ve hizmetlerin fiyatı da artardı.
Çalışan işçi,
Çalışan memur,
Asgari ücretle çalışanlar,
Bunların emeklileri,
Gelirlerinin az da olsa artmasın mutluluğunu yaşamadan zamlarla karşılaşırdı.
Yılın ilk yarısındaki ücret artışlarından sonra da zamlar olurdu.
Son yıllarda zırt pırt zam yapılmaya başladı.
Esas zam zamanı gene de yılın başıydı.
Yıl başının gelmesi çalışanlarca hem istenir, hem de istenmezdi.
Gelse ne olur, gelmese ne olurdu?
Verilen geldiği gibi giderdi, çünkü.
Çalışanların gelirlerindeki artış, daha maaşlar alınmadan değersizleşirdi.
Ayrıca ücret artışlarından bağımsız zamlarda yapılırdı piyasa aktörlerince.
Maliyet artışları, o zamansız zamların gerekçesiydi.
Üretip sattığını, yeniden sattığı fiyatla üretemeyecek olmak maliyet artışlarına dayalı zamların temel gerekçesiydi. Ama her sektör için bu böyle miydi acaba? Ya da bu işin bir oranı var mıydı? Fırsat, fırsat mı yaratıyordu yoksa? Buna bakılmadığı hiçbir devirde. “Yırtılan deli Bekir’in yakasıydı” nasıl olsa.
Serbest piyasa ya da Neo Liberalizm anlayışla izahı mümkün olmayan bir durum söz konusu bu anlamda bizim ülkemizde. Zamlar karşısında piyasaların kendini denetlemesi ya da kamu marifetiyle bir biçimde denetlenmesi şart. Bunu yapacak kurumların ve yasaların olması, piyasaların denetleniyor olduğunu göstermez.
İYİLİĞİN ÜSTÜNE DÜŞEN LEKE
13.5 milyon insanımızın yaşadığı deprem bölgesine geri kalan ülke nüfusunun yardımda sınırlarını zorlanmış olması inanılması güç bir olay.
Deprem bölgelerine iyilikte yarışıyor insanlar.
Devlet, ülkede mevcut tüm kurum ve kuruluşlar, siyasi partiler, STK’lar, gönüllüler, halk depremin yerle bir ettiği yerlerde çalışıyor.
Birlikte üzüldük, birlikte ağlıyoruz.
Savaştan beter bir durum.
Yaşanan acılar, tarif edilemeyecek acılar, tarifi imkansız acılar.
Sınırları zorlayan iyilik örnekleri peş peşe yaşanırken, zamlar olmaya başladı. Son günlerde görülen zamların sebebi ne yazık ki deprem oldu.
Demire zam haberleri çıktı.
Çimentoya zam haberleri yapıldı.
Yurdun her köşesinde konut fiyatları yükseldi.
Yurdun her köşesinde konut kira fiyatları yükseldi.
Bu nasıl yaman bir çelişki böyle?
Örneği görülmeyen iyilikler yapan ülke nasıl oldu da bu zamları sıkıştırdı araya?
Sırası mıydı yani?
Zamlar demir, çimento, konut fiyatları ve konut kiraları ile sınırlı kalmayıp “iğneden ipliğe” örneğinde olduğu gibi, gıda fiyatları başta olmak üzere çok sayıda mal ve hizmet son bir hafta içerisinde zamlandı.
Et ve et ürünleri zamlandı.
Şarküteri ürünleri zamlandı.
Zeytin, peynir fiyatları uçtu.
Süt zamlandı.
Çay zamlandı.
Yumurta fiyatları yerinde durmuyor.
Soğan, patates zamlandı.
Bakliyat çeşitleri zamlandı.
Domatesin kilosu 40 liraya yaklaştı.
Patlıcanın kilosu 40 liraya yaklaştı.
Piyasalarda fiyatlar yükselişe geçti.
İyiliğin üstüne leke düştü.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.