KABE YOLUNDAKİ FETÖ KİM, NE VE NASIL BİR FETÖ?
15 Ağustos 2022, Pazartesi 00:01Dostlar ve bizi sevenler son zamanlarda sık sık beni uyarmaya başladılar.
“Hayırdır Uğur abi niye bu kadar kızıyorsun?”
“Sakin olan kardeşim akıllı ol sana ne şehrin halinden?”
“Özteke yine pek fena celallenmişsin. Salıver gitsin. Hala akıllanmadın mı?”
“Sen akıllı tecrübeli insansın. Hala bir inatla şehri savunacağım diye yazıp duruyorsun. Zaten emeklisin. Bırakıver git hayatını yaşa. Bak çoluğun çocuğun senin soyadın yüzünden sıkıntı çekiyor”
…………
Bu ve bunun gibi pek çok nasihat yüzüme yapılıyor.
Uyarılıyorum. İkaz ediliyorum. Artık çocuklarıma da maddi ve manevi zarar verdiğimi görüyor ve biliyorum. Onların benim yüzümden yaşadıkları ortada.
Vallahi bende mesleği bırakmak istiyorum.
Şöyle adam gibi bir jübile yapayım sonra becerebilirsem şehri değil ülkeyi bile terk edip hatunla çok çok uzaklara gideyim. Kalan ahir ömrümüzü de dişlerimizi sıkmadan huzur içerisinde yaşayalım.
Beni bire bir uyaran dostlarıma yalvarıyorum.
Bizi buradan takip eden okurlarımı da sesleniyorum. Dahası sizlere yalvarıyorum.
Ya bildiğiniz nefesi güçlü bir hoca varsa beni okutun gazeteciliği bırakayım.
Ya da bana iyi bir psikolog bilim adamı önerin onun terapileri ile gazeteciliği noktalayayım.
…………..
Bende bırakmak istiyorum.
Ama BE-CE-RE-Mİ-YO-RUM.
Yapamıyorum. Yapamıyorum.
Benimki bir meslek sevgisi aşkı alışkanlığı filan değil.
Benim ki artık illet bir hastalık.
Bu yaşta gözü dönmüş bir kara sevda gibi bir şey.
Hala rüyalarımda mesleğimle ilgili rüyalar görüyorum.
Hala içimden beynimden inanılmaz mesleki projeler geçiyor.
Bazı dostlar beni frenliyor daha zincirliyor.
Salıverin bakın Allah’ın izni ile daha neler yaparız.
…………….
Bu yazın için dün herkes Pazar tatili yaparken diye böyle bir giriş mi yaptım
Çok basit.
Çok sıkıntılı.
İnşallah bu yazı ile de yine başımı ağrıtmam.
Çünkü bu FETÖ’den yediğim kazığı ömür boyunca unutamam.
Ve klavye kahramanları, meydanlarda öz çekim yapıp ucuz kahramanlık şovmenleri benim yaşadıklarımın binde birini yaşamadıkları için bu satırlarda iki yüzlü değil yüz yüzlü yüzsüz bukalemunlar yine hiçbir şey anlamayacaklardır.
……………
İşte geçtiğimiz hafta birebir dinlediğim.
Dinlerken anlatan karı kocanın gözyaşlarını gördüğüm ve ağlamamak için olağanüstü çaba harcadığım, empati yapınca da ağladığım bur durumu,
Sonra da elimize ulaşan resmi tutanakların mahkeme kararlarının elimize ulaşması ile bunları sizlerle paylaşmanın vicdani sorumluluğu içerisinde bu satırları yazmaya çalışacağım.
…………………
Gelin önce gözlerinizi kapatın ve okurken empati yapmaya çalışın.
………………..
Bir karı koca Hac farizalarını yerine getirebilmek için işlemlerini tamamlarlar.
Çünkü yıllardır bekledikleri kura sonucunda kendilerine hac çıkmıştır.
Bu çift dünyanın en şanslı ve mutlu insanlarıdır.
Evlatları ile gelinleri damatları ile yakınları ile helalleşirler. Her türlü hazırlıklarını yaparlar ve Konya’dan yola çıkarlar.
Ankara havalimanında uçak saatlerini beklerler.
Uçaklarının anonsu yapılınca kapıya yönelirler.
Beyefendi kendi ifadesi ile o güne kadar yapmadığı jesti yapar ve son kontrol için polis noktası için eşine yol verir.
Eşi polis noktasında iken bir gariplik hisseder.
Birden başka polisler gelir ve eşi içeriye doğru götürülür.
Kocasınız. Eşsiniz. Hadi empati yapın.
Ne oluyor? Derken kendisinin de pasaportunu alan polis memuru yine bir yere telefon eder bu kez yine polisler gelir ve bu kez de kendisini alıp içeriye götürürler.
Kadıncağızın iki gözü iki çeşme hüngür hüngür ağlamaktadır.
Eşi şaşkın öfkeli çaresizdir.
Polisler her iki çiftinde yurt dışına çıkma yasağı olduğunu kendilerine bildirirler.
Kabe’ye gitmek için uçağa yönelen çift bu kez resmi olarak kendilerine bildirilen “yurt dışı yasağı” suçlaması ile herkesin içinde damgalı suçlu mührü ile hava limanından ağlayarak öfke ile ayrılırlar.
…………….
Şimdi geriye gidiyoruz.
100 e yakın işçi çalıştıran kurumun sahibi olan aile için 2018 yılında çalışan bir bayanın eşi, eşinin kendi isteği ile bu işyerinden ayrılmasına rağmen;
“FETÖ ihbarı ile …………………………… bunlar FETÖ den ihraç edilen polisleri öğretmenleri işe alıp çalıştırıyorlar. Yönetim kademesi hala irtibatta olabilirler.” İhbarında bulunur.
……………
Tabi ki polis ve hakim savcılar haklı olarak bu ihbarı değerlendirmeye alırlar.
Polisinin arka arkaya yaptığı gizli ve titiz çalışmalar neticesinde mahkemeye;
19 maddeden oluşan gerekçelerinden ardından HUKUKİ DEĞERLENDİRME bölümünün en sonunda
“…………… Yeterli şüphe oluşturacak bir delil bulunmadığı, adı geçen şüpheli hakkında iş bu soruşturma kapsamında bu aşamada kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği anlaşılmakta….
NETİCEDE de
Kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına
Tebliğe yer olmadığına …. Karar verilmiştir…
Demiş
Ve bu kesinleşme şerhi de 2021 NİN SEKİZİNCİ AYINDA Cumhuriyet Başsavcılığınca verilmiş.
………………………..
O kansızların bu darbe girişiminin ardından asılsız ihbarlarla pek çok insanımızın canının yanmasına vesile olmaya çalışanlar olmuş mudur?
Eninde sonunda er ya da geç polisin hakim ve savcılarımızın titiz yoğun yorucu çalışmalarının ardından adalet yerini bulmuş mudur?
Bu davada olduğu gibi bulmuştur.
Asılsız ihbarlarda bulunanlar hakkında yasal işlemler yapılmış mıdır?
Bu davada ki ihbarcı da olduğu gibi devleti ve devletin güvenlik güçlerini boş yere yoranlar gereken cezaları almıştır.
Bu örnek sadece bir tek kötü örnek değildir.
Allah daha yenilerinden ve beterlerinden korusun inşallah.
…………….
AMMA VELAKİN BAKIN YIL 2022.
Ve Hac yolunda resmi nihai karara rağmen bir karı kocanın uçağın kapısından suçlu görünerek “YURT DIŞI KARARINIZ VAR” gibi korkunç bir suçlama ile evlerine geri dönmelerinin, döndürülmelerinin adı nedir?
…………..
Durun yaşanmışlık bununla bitmiyor.
Aile o gün için yırt dışında bulunan Emniyet Müdürümüz Sayın Engin Dinç Beye kadar ulaşır.
Çünkü canları böyle bir suçlama ile çok çok yanmıştır.
Sayın Emniyet müdürümüz Dinç, İl Nüfus Müdürlüğü adeta alarmla geçerler.
Bu haksızlık bir haftalık bir bürokratik işlemin ardından ailenin haklı ve suçsuz olduğu bunun da mahkeme kararı ile onaylandığı hatta nihai kararın daha verildiği işlemlerdi tamamlanır.
Peki gözü yaşlı yürekleri yanın karı koca ne mi yaptı?
Türkiye’den gidecek son hac kafilesine aile yetişir.
Kendi kafileleri Mekke programını tamamlamış.
Medine’ye geçmiştir.
Aile Mekke’de ki hac kafilesine dahil olurlar. Görevlerini yapmanın mutluluğu ama yaşadıklarının acısı ile Konya’ya dönerler.
Sonra da bir tesadüf karşılaşmanın ortamında bize durumu anlatıp belgelerin bir nüshasını verirler.
Niye?
“Gazetecisin yaz. Yaz bizim yaşadıklarımız bir başkasının başına gelmesin” derler.
……………
Bizde naçizane yazmaya çalıştık.
Karı kocanın Emniyet Müdürümüze polislere, hukuka hakim ve savcılarımıza, Nüfus Müdürü ve çalışanlarına olan minnet duygularını tekrarlayarak bugünlük yazımızı noktalıyoruz.
Ama bu FETÖ var ya bu FETÖ.
Bunların yaşandıkça ne kadar korkunç ve tehlikeli olduğunu dahası izlerini hala görüyoruz yaaa.
Ben korkmaya devam ediyorum.
Bence sizde korkun.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Bir insanda üç şey arayın. Zeka, enerji ve dürüstlük. Bunda eğer sonuncusu yoksa ilk ikisiyle de uğraşmayın
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bir yandan haklı ve yasal olarak bisiklet yarışları ile bazı yolların kapanması diğer yandan düğün konvoylarında ki magandaların yolları kapatması ile şehrin insanına hafta sonunu rezilliğe dönüştürmediğimiz zaman daha iyi ADAM onuruz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
KHK'lı Polis
15-08-2022 09:38Uğur bey onlar özel sektörde oldukları için sadece yasal olmayan bir yöntemle mahkeme kararı olmaksızın anayasaya aykırı olarak seyahat özgürlükleri engellenmesidir. Bu konu tüm kamudan ihraç olanlara da yapılmaktadır. Takipsizlik yada beraat almış tüm ihraçlar da aynı sıkıntıyı çekmektedir. Bu yine basit bir durum aslında bizim yaşadıklarımızın yanında. Böyle bir ihbarla yada birilerininin "Buda Fetöcü olabilir" demesiyle ihraç edilen bir sürü insan var ve bir sürü hayat var mahvolan. Ben 17.08.2016 da ihraç oldum hakkımda bir soruşturma var 2017 de açılan dosyamda saçma sapan bir sd kart muhabbetş ve polis okulundan bir devremin 2016 yılında "2006-2008 yılları içinde bizde beraber birkaç kez eve gittiydik" diye ifadesi varmış ve ben bu yüzden ihraç oldum. ve ihraç olduğum tarihten bu güne hakkımda en ufak bir adli işlem görmedim. silahımı kimliğimi ihraçtan sonra kimse gelmeyince kendim gittim teslim ettim davalar açtım ama nafile. İhraç olduktan sonra ağzınızla kuşta tutsanız derdinizi anlatamazsınız. Ha bu arada herşey adaletle mi yürüyor. Tabi ki hayır 30.000 ₺ vererek iade olanı da var siyasi yolla iade olanda vb. bir sürü adaletsiz bir adalet sistemi içinde hak aramaya çalışıyoruz. Yurt dışına çıkamama bizim yaşadığımız en basit sıkıntı. Ama emin olun anlattığınız aile memur olsaydı direk ihraçtı. Belki madden güçlü ve tanınmış bir aile oldukları için emniyet müdürüne ulaşıp olayı bir şekilde çözmüşler. Sevindim çözmelerine ama keşke sadece kendi anlık sıkıntıları yanında genel bir çözğm bulunsa haksızlıklar giderilse. Keşke...
frenci osman
15-08-2022 08:39valla gurban ben okumamış bir cahilim amma gördüğüm şu bu gün fetöye en çok söven kim ise geçmişte o örgütün en muteber adamlarıydı bunlar.naptılar nettiler bilmem ama hepsi yüksek mevkilere geldiler.geçmişte fetöye sövenler ise nasıl olduysa fetöcü ilan edildiler.
Ahmet oztemel
15-08-2022 08:38Degerli abim, Allah Konya icin, ulke icin yazan, dusunen her ikisinin de daha iyi olmasi icin yillardir cirpinan sizin gucunuzu artirsin.
Oguz Oguz
15-08-2022 00:28Madalyonun 3 yüzü vardır, siyah, beyaz ve gri. Ama Türk milleti hep gri olanla yüzleştirilir. Çünkü oyunu kuranlar böyle olmasını ister. Algılarla oyunu yönetirler. Siyah derseniz, beyaz, beyaz derseniz siyah olduğunu iddia edersizi yorar, yıpratır, eskitirler. Çözümü eğititim ve sosyal psikolojiyi iyi yönetmektir.