Kadının İlim Tahsili (2)
13 Mayıs 2020, Çarşamba 08:12Yüce Peygamberimiz kadının kadri, kıymeti ve hakları ile ilgili yüzlerce hadis söylemiştir. Bunlardan birkaç tânesi:
“Bana üç şey sevdirildi. Kadın, güzel koku, Namaz ise göz nurum kılındı”(1)
“Sizin hayırlınız, âilesine, kadınlara hayırlı olanınızdır”(2)
“İnsanı helâk eden şu 7 şeyden kaçınınız: 1-Allaha şirk koşmak, 2-Sihir ve büyü yapmak, 3-Cana kıymak, 4-Fâiz yemek, 5-Yetim malı yemek, 6-Savaştan kaçmak, 7-Suçsuz ve namuslu kadına iftira atmak”(3)
“Bir erkeğin dünyâda sâhip olduğu en kıymetli varlık, sâliha bir kadındır.”(4)
4 İncil’in (Matta, Markos, Luka, Yuhanna) tamamında kadın 30 yerde geçer.Kur’ân’da ise 130 yerde geçer.(5) Peygamberimiz kadınlara son derece mültefit davranmış, haklarını korumuş, câhiliye dönemindeki gibi kadınların ezilmelerine mâni olmuş, kadın şâir ve sanatçılara iltifat etmiştir.(6)
İslâm; bîat denen usulle, 1400 sene önce, halk oylaması ve seçimlerde, kadına oy hakkı tanırken, dünyânın en medeni devleti dediğimiz İsviçre'de ve bâzı Batı devletlerinde, kadınların 1980’li yıllarda bile oy kullanma hakkı yoktu.(7)
İlim tahsili husûsunda da İslâm; kadının okumasını, ilim ve irfân sâhibi olmasını, aslî görevi olan analık vazifesini en iyi şekilde icra etmesini, evinin efendisi olmasını, çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmesini istemiş, mecbur kalırsa ve şartlar uygun olursa da çalışmasında bir beis (zarar) görmemiştir. Peygamber Efendimiz şöyle buyurur:
“İlim öğrenmek, kadın erkek her Müslüman’a farzdır”(8), “Cennet anaların ayakları altındadır”(9)
Kadının ilim tahsiline, ticâret yapmasına, savaşlara katılıp doktorluk, hemşirelik ve sıhhıyelik görevi üstlenmesine, fakihelik, müfessire ve muhaddiselik, yâni ilim adamlığı, kariyer ve profesörlük yapmasına müsâde etmiştir. Kısaca aile ve sosyal hayatta etkin rol yüklenmesine, şartlar uygun olduğu takdirde her türlü işi yapıp, âilesine, cemiyetine, devletine ve milletine katkıda bulunmasına hor bakmamıştır.(10) Şu misaller bu husûsun açık delilidir:
Hz. Aişe‘nin, en çok hadis rivâyet eden dört kişiden biri olduğu, Rasûlüllah’tan 2210 hadis rivâyet ettiği bilinmektedir. Abdurrahman’ın kızı Amra, Hz. Aişe’nin yanında yetişmiş, hadis husûsunda kendisine sık sık müracaat edilen bilgili bir kadındır.
Talha kızı Âişe’nin; Peygamberimizin eşi Hz. Aişe’nin kâtibeliğini yaptığı, ona etraftan gelen mektupların cevaplarını yazıp gönderdiği rivâyet edilmektedir. Hz. Ömer pazarın denetlenmesi (muhtesibe - zabıta) görevi için Şifa binti Abdillah adlı bir kadın görevlendirmiştir.(11)
Hasan kızı Nefise, ilmi sahada otorite sayılacak bir kadındır. İmam-ı Şâfi bile kendisinden hadis tahsil etmiştir.(12) Abdurrahman’ın kızı Zeynep te ilmi sahada yetkili bir kadındır. Keşşâf Tefsirinin sâhibi Zemahşerî bile kendisine icâzet (yetki belgesi) vermiştir.(13)
Garplı yazar Moorish; “Spain (Lonrda 1963)” adlı kitâbında verdiği bilgilere göre 10. Asırda Kurtuba şehrinde 170 kadın kitap istinsahı (el ile kopyalama, çoğaltma) ile uğraşmaktadır.(14)
Evliya Çelebi (1491-1547) Seyahatnâmesinde, o devirde İstanbul’da bulunan dokuz bin hafızın üç bin tânesinin kadın olduğunu zikretmektedir.(15) Kadın Hattatlarımızın eserleri bugün bile bu sâhanın en güzîde örneklerini teşkil etmektedir.(16)
Kocası Osmanlı Devleti nezdinde İstanbul’da İngiliz elçisi olarak bulunduğu için. O’nun yanına gelen ve gördüklerini İngiltere’deki dostlarına gönderdiği mektuplarda anlatan, daha sonra bunları “Türkiye Mektupları” diye kitaplaştıran Lady Montagu (1689-1762); Osmanlı’da kadınların Avrupa'dan daha hür, daha rahat, daha bilgili ve onurlu olduklarını yazmaktadır.(17)
Okuma-yazma öğrenen kadınların, “Ruhuna şeytan girmiş” diye, diri diri yakıldığı, bırak ilim tahsil etmesini İncil’e el sürmesine bile müsâade edilmediği bir çağda, kadının ilim öğrenmesinin farz olduğunu bildiren, bu hususta büyük mesâfe kat eden İslâm’a ve müntesiplerine “İslâm; kadını eve hapsetmiştir, ilim tahsilini yasaklamıştır” gibi sözlerle iftira atmak en büyük vebal ve haksızlıktır.
A. Shustery, İslâm Kültürü hakkındaki çalışmasında, çağdaşlarına göre İslâm kadınlarının ilimden uzak olmadıklarını, çok bilgili ve kültürlü olduklarını kaydeder. Hârun Reşid’in saray hekimelerinden Tevaddüt isimli bir kadının, çok bilgili ve yetenekli bir doktor olduğunu kaydeder.(18)
Dipnotlar:
1- Nesâî; İşreti’n-Nisâ 1; Müsned c. 3, s. 129, 199, 285.
2- İbni Mâce, Nikâh, 50; Dârimî, Nikâh 55.
3- Buhârî, Vasâyâ 23, Tıbb 48; Müslim, Îman 144.
4- Müslim, Radâ 17.
5- “İnsan Sevgisi”, DİB Yay, 2007 Panelleri, 2008 Ank. s. 57.
6- “İnsan Sevgisi”, DİB Yay. 2007 Panelleri, 2008 Ank. s. 258.
7- Hürriyet Gazetesi, 08. 10. 1981.
8- Câmiü’s Sağîr, hadis no: 1110; Feyzü’l Kâdir, c. 1, s. 542.
9- “Keşfül Hafâ”, c. 1, s. 335, hadis no: 1078; Konu ile ilgili diğer bir hadis meâli de şöyledir: “Anaya babaya itaat Allaha itaattir, onlara karşı gelmek Allaha karşı gelmektir”, “Câmiüs-Sağîr” hadis no: 2545; Feyzü’l-Kâdir, c. 4, s. 262.
10- İ. Hâmi Dânişmend, “Târihî Hakîkatler”, Tercüman 1001 Temel Eser,İst.1979.c.1,s.55.
11- Roger Garaudy, “Endülüs’te İslâm”, s. 95; Mustafa Hizmetli, “Endülüs’te Hisbe Teşkilatı”, TDV. Yay. 2011 Ank, s. 46.
12- İbrâhim Canan, “Hz. Peygamber’in Sünnetinde Terbiye”, DİB Yay. Ank. 1980, s. 355.
13- Vefâyât, c. 2, s. 237.
14- Derin Târih Dergisi, Haziran 2016, sayı 51, s. 36.
15- Tayyip Okiç, “İslâm’da Kadın Öğretimi” DİB Yay. Ankara. s. 49.
16- A. Ragıp Akyavaş, “Üstad-ı Hayat-2”, TDV Yay, Ankara 2005, c, 2, s. 154.
17- Lady Montagu, “Türkiye Mektupları”, 1001 Temel Eser, s. 132.
18- Ahmed İsa –Osman Ali, “Müslümanların Rönesans’a Katkısı”, Türkçesi Emre Miyasoğlu, 2. Bas. İst. 2014, s. 105, 143.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.