KAOS ZORLAMAYA BAŞLADI
22 Kasım 2021, Pazartesi 08:27Finans sektöründe üst düzeyde görev yapan bir dostum, akaryakıt dağıtım şirketlerinin bayilerinin taleplerine sınırlama getirdiğini söyledi.
Akaryakıt bayisi olan bir müşterisi söylemiş, bunu ona.
Adamcağızın parası var ki elinde, “Ne yapıyım, ne önerirsin?” diye de, finansçı dostumuzu sormuş.
Bu ya da benzeri örneklere bakarak kimse tedirgin olmamalı.
Akaryakıt sıkıntısının olacağı falan da sanılmamalı.
Parası olan pahalı da olsa akaryakıt alacaktır.
Mesele, şimdilik döviz meselesi.
Döviz kurlarındaki beklenmeyen artışlar ve akaryakıta sık aralıklarla yapılan zamlar doğal olarak panik havası yarattı, insanlar arasında.
Dolayısıyla akaryakıt dağıtım şirketleri, bayiler ve kullanıcılar duruma göre pozisyon almaya çalışıyor.
Bakıldığında haksız olmadıkları görülecektir.
Satıcılar tarafında kaybetme ve küçülme endişesi ,kullanıcılar tarafında ise pahalanmadan ürün alma hesabı.
Geçen hafta yapılan büyük zam öncesinde ülkede akaryakıt istasyonlarının önünde uzun araç kuyrukları oluşmuştu.
Sebep?
Sebep malum..
Zam gelmeden araçların deposunu doldurabilmek.
Diğer bir sebep de, önümüzdeki günlerde akaryakıtın sınırlanabileceği kaygısı. Bunun bir adım ötesinde ise 80 öncesinin manzaraları. Yani ilk elde araç kontaklarının kapatılma ihtimali.
Bu olmaz ama “olur” cephesi güçleniyor.
Umutlar, gri ötesi renge bürünüyor.
Gri ötesi yani karanlık.
Olumsuz propaganda ve psikolojik tesir bu noktaya getirdi birkaç ay içinde insanları.
Belirsizlik de giderek güç kazanıyor.
Bu durumun yani yaşananların adı Panik.
Panik, önüne geçilmediği takdirde büyük sorunların sebebi olacak.
Fazla ilerlemeden önüne geçmek lazım bunun.
Bir yakınımın dediğine göre akşam saat 22.00’den sonra pompalarını kapatan akaryakıt istasyonları olmuş, geçen hafta içerisinde.
Bunun sebebi de belirsizlik kontrolsüzlük olmalı.
Gece gelecek zamlar, saat 24.00’den sonra uygulanacak. Dolayısıyla pompalar da zam yüklenmiş haliyle basacak akaryakıtı araçların depolarına. Bunun adı belirsizliktin istifade olmalı.
Ülkede adından bahsettiren büyük bir un fabrikası da bayilerine şayet doğruysa un satışında sınırlama getirmiş.
100 çuval un isteyen bayiye 50 çuval un.
50 çuval isteyene 25 çuval un olmalı.
Fabrikadan istediği kadar un alamayan uncu nereye gidiyor?
Döviz almaya gidiyor.
Eldeki parası ile döviz alıyor.
Bunu yapmayan insan, esnaf olsun ya da olmasın yok gibi.
Döviz ticareti bir sektör haline geldi.
Sebep?
Sebep, belirsizlik.
Sebep, umutsuzluk.
Sebep, güvensizlik.
Tek gerçek, döviz.
Gerçek olmayan örneğe de bakalım.
Ayçiçek yağı, “Yok..!” satıyormuş.
Markette 2 isteyene, 1 veriliyormuş.
Plastik ve tenekeler küçültülmüş.
Nerde?
Ülkede..
Ülkede olurda, burada olmaz mı?
Hafta sonu merak edip küçüklü/büyüklü bazı marketlere gidip baktım.
Ben karşılaşmadım böyle bir durumla. İsteyenin, istediği kadar Ayçiçek yağı aldığını gördüm.
Peki fiyat?
Fiyat, her kalem gıda ürünlerinde olduğu gibi Ayçiçek yağında da ne yazık ki yüksek.
Bu arada Tarım Kredi Kooperatifi bünyesindeki marketlerin Ayçiçek yağı satışlarına sınırlama getirildiğini duymuştum. Ama oraya gidip bakmadım.
Gerçekleş ve efsaneler aynı yatakta yatıyor.
İkisinin temelinde de, döviz kurlarındaki artış belirleyici etken.
Döviz kurlarındaki artış piyasalarda hakim güç.
Gerçek şu ki;
Her şeyi o belirliyor.
Yön veriyor. Eviriyor, çeviriyor ve istediği gibi kullanıyor.
Yön vermediği ve istediği gibi biçimlendirmediği ne insan var, ne de sektör.
Döviz piyasaları daraltıyor.
Döviz piyasaları sıkıştırıyor.
Onun ezen ve yok eden olağanüstü gücüne boyun eğmeyen ne insan, ne de kurum kaldı.
Günün sonunda, kaos.
Kaos kapıları zorlamaya başladı.
Kaosun kapıları kırarak, içeriye girmesi an meselesi.
İşte esas o zaman kopacak büyük gürültü maazallah. Yani ülkede 80 öncesi manzaralar.
Bir ses, bir nefes lazım, bu durum karşısında.
Bir ses lazım, güven duyulan.
Güven duyulan o ses, rahatlatacaktır ülkeyi her alanda.
İnanın, yüksek fiyatları ve döviz kurlarını bile.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.