KARAPINAR

Ankara’da görev yapan 30 küsur yıllık bürokrat kadim dostum Yalçın Ceyhan memleketi Karapınar’ın kitabını yazmış.

Ceyhan’ın imzalayıp bize posta yoluyla gönderdiği  ve “Karapınar” adını verdiği kitabını dikkatli bir şekilde incelemeye çalıştım. İlgi çekici bir eser olmuş. Okuyunca Karapınar’ı öğreniyor insan. İlçenin tarihi. Sonra daha çok ilçeye has deyimler, atasözleri, dualar, beddualar, şiirler, sülaleler, lakaplar.

Kitabında unutulanları gün yüzüne çıkartan Yalçın Ceyhan’ın yapılmayanları yaptığını, yazılmayanları da yazdığını gördük. Ne kadar hoş ve anlamlı değer varsa bulup kitabına koymuş. Geçmişten geleceğe ışık tutan bir çalışma. Karapınar ve Konya’ya  kültürel bir miras. Memleket sevdalılarının okuması gereken bir kitap.

Kitaptan bazı alıntılar yapmadan önce Yalçın Ceyhan’dan bahsedelim.

Yalçın Ceyhan.

1964 yılında Karapınar’da doğdu. İlk, orta ve Lise eğitimin Karapınar’da tamamladı. Daha sonra Gazi Üniversitesi  İ.İ.B.F Kamu Yönetimi Bölümünde Lisans ve yine aynı üniversitenin Sosyal  Bilimler Enstitüsü Yönetim Ana Bilim Dalında master  eğitimini tamamladı. “Türkiye’de Çevre Yönetimi ve Çevre Eğitimi” konulu master tezi 1993 yılında yayınlandı

TBMM Çevre Araştırma Komisyonunda danışman, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda müşavir, Başbakanlık  Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği, Devlet Bakanlıklarında Özel Kalem Müdürlüğü ve Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu.  TSE Enstitüsü Hizmet Standartları Grup Başkanlığı görevinde de bulunan Ceyhan bakanlık bürokratı olarak görevini sürdürüyor.

Kitabının takdim bölümünde şöyle diyor Ceyhan “ Ben Karapınarlıyım. İnsanların doğdukları ve doydukları yerlere minnet duygularını ve memleketlerine olan gönül borçlarını bir şekilde ödemeleri gerektiğine inanırım. Gelecek geçmiş üzerine kurulur. Geçmişle gelecek arasında köprü kurmak bizlerin asli görevi olmalıdır. Bu çalışma böyle bir düşüncenin ürünüdür.”

Kitabının bir bölümünde şöyle yazmış Ceyhan “ Şimdiki yayla evlerimiz,  buzdolapları ve derin dondurucular ile donatılmışken “Bastırık”larda katık saklandığı zamanları da hatırlayacağız. Modern tarım makinaları ile tarladaki her türlü hasadı birkaç günde bitirirken günlerce “Yaba ile, “Anadut” ile, “Atkı” ile “Orak” ile, “Dirgen” ile, “Gosa” ile, “Düven” ile yapılan hasadın zorluğunu ve bereketini bu satırlar arasında gezinirken öğreneceğiz.”

Yöreye has deyimler,

Atasözleri,

Dualar,

Beddualar,

Şiirler,

Sülaleler,

Lakaplar..

Bütün bunlar Yalçın Ceyhan’ın “Karapınar” adını verdiği kitabında okunması ve  saklanması gereken zengin bir miras.

Kitapta yer verilen Karapınar tarihide bir hayli ilgi çekici.

Mesela Karapınar, M. Ö. 3000-200 yıllarında kurulmuş ve Hititler tarafından yerleşme merkezi olarak seçilmiş. Karapınar sonraki dönemde Truva Krallığı,  Frigler, Lidyalılar, Asurlular,  Persler, Büyük İskender ve  Bizans İmparatorluğu hakimiyetine girmiş. Malazgirt Zaferinden sonra Selçuklu İmparatorluğu hakimiyetine giren Karapınar, Karamanoğlu hamiyeti altına girdikten sonra  Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı İmparatorluğu hakimiyeti altına alınmış. Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Seferine çıkarken konaklığı Karapınar’da,  2. Selim’in eserleri bulunuyor.

Karapınar, deyip  geçmemek lazım geldiğini öğrendik Yalçın Ceyhan’ın kitabından..