KATMERLİ HACILARIMIZ

Hac İslâm’ın beş temel esasından biridir. Hanefi mezhebine göre zen­gin hükmünde olan kişilerin üzerine bir defa gitmek farz olan bir ibadettir.

Birden fazla gidişler nafiledir. Gidersen sevabını alırsın, gitmezsen Cenâb-ı Allah niye üçüncü, beşinci defa hacca veya umreye gitmedin diye sormayacak. Ama akrabalarından veya mahallende, karnını doyuramayan­lar varsa, odun kömür alamayıp kışı titreyerek geçirenler varsa, parası ol­madığı için çocuğunu okutamayanlar varsa, hasta olduğu halde yoksulluk­tan tedavi olamayanlar ve aynı sebepten evlenemeyenler, hatta namusunu pazara çıka­ranlar... varsa, bunları halletmek zenginler üzerine farzı kifaye olduğu için Allah bunları zenginlerden soracak ve kusurları varsa cezasını verecek.

Bazıları İslâm’ı Hıristiyanlıkla karıştırıp, onlardaki günah çıkarma gibi, haccı bütün günahları orada döküp gelme gibi anlıyorlar ama hata ediyor­lar. Bu anlayışa göre zenginlerin işi öbür dünyada da fıstık. Bas parayı at günahı. Ama Allah'ın adaleti böyle değil. Kul hakkını hiçbir şeyin            affetti­remeyeceğini bildiren açık hadisler var. Hatta şehitlerden bile kul hakkı sorulacak.([1])

Cenâb-ı Allah: "Zenginlerin malları içinde fakirlerin muayyen (ta­yin ve tespit edilmiş)hakları vardır".([2]) buyurur. Sen bu hakları gasbet. Yapaca­ğın görevlerin üstüne yat. Fakir fukaranın ahu eninine kulaklarını tıka. Hatta onların, tüyü bitmedik yetimlerin hakkına tecavüz et. Çal, çırp, topla yığ. Helâl haram mefhumu diye bir şey tanıma. Ondan sonra günah dökmek için hacca git bu olmaz. Sevgili Peygamberimiz: "Üzerinde zerre kadar kul hakkı olan (onu ödemeden) cennete giremez".([3]) buyurur. Ama bir kuruş zekât vermediği halde, defalarca hacca giden zenginleri bizzat görüyoruz. Ne büyük tezat. Bakın Yunus ne diyor:

Aksakallı bir koca

Bilmez ki hali nice

Emek vermesin hacca

Bir gönül yıkar ise

Mevlâna Hazretlerinin bu husustaki sözü çok daha manalı:

Kâbe bünyadi Halil-i Azerest

Dil nazargâh-ı Celil-i Ekberest                                                                                                      "Bir gönül hoş etmek, Haccı ekber sevabı kazandırır. Kâbe’yi binlerce defa tavaftan daha faziletlidir. (Çünkü) Kâbe Azer oğlu İbrahim’in yaptığı bir bi­nadır. Gönül ise Allah'ın nazar kıldığı bir yerdir. (Beytullahtır)"

Farz dururken nafileye koşan kardeşim, ikinci gidişler yasak olduğu için ilk gidiyorum diye yalan beyanda bulunan kardeşim. Gidecek hacı sayısı sı­nırlı olduğu için, hiç gitmeyenlerin önüne geçip ikinci üçüncü defa giderek onların haklarına tecavüz eden kardeşim. Aşırı izdihamdan hacc’ın vecibele­rinin yerine getirilmesini zorlaştıran kardeşim. Gel o, nafile hac ve umrenin parasını insana yatırım yap. Gönül kazan. Dua al. Birkaç talebenin kitabını elbisesini al, onlara burs ver. ihtiyaçlarını karşıla. Öksüzleri, ye­timleri, garip­leri sevindir. Şu hadis-i şerif bize ibret olsun:

"Ahir zamanda ümmetimin âlimleri riya için, zenginleri (Turistik) gezi maksadıyla, orta hallileri ticaret için, fakirleri de dilenmek için hacca gide­cekler". ([4])

Dipnotlar:

[1]- “Tergıb ve Terhib Tercümesi” c. 3. s. 212.

2- Me’âric Sûresi, 24-25.

3- Tecrîd-i Sarîh Tercemesi c. 7. s. 356.

4- Deylemi'nin  Rivayeti, “İhyâu Ulûm’i d Dîn”.