KENDİN OLAMIYORSAN KENDİNİ TAKLİT ET
15 Haziran 2024, Cumartesi 00:30Ruhsal yasalarda sıra onur yasasında. Onur yasasını doğru işletebilmek için önce kendimizin ne olduğunu anlamamız gerekiyor. Ayşe’nin Fatma rolü yapması, Ali’nin Veli rolü yapması değildir; özünde ve değerinde, iyi ve kötü dediğin bütün özelliklerinle kimsen, onları kabullenmek ve bütünleşmek onur yasasını doğru işler hale getirir. Taklit veya kendin olmayan bir yaşamı sürdürmek, kendinden çalmak demektir. Bu dünyaya gelme amacımız, bize verilmiş tüm özelliklerimize kucak açmak ve kendin olabilme özgürlüğü ile ilgilidir.
Sistemde desteklenmek ve tatmin edici bir hayat yaşamak için onurlu bir yaşam evrensel yasalarla korunmuştur. Buradaki onur, "elalem ne der" onuru değildir; buradaki onur yasası, senin kendine yüzde yüz gerçek olman ve bu dünyaya geliş amacını gerçekleştirmen ile ilgilidir. Onur yasasını işletmek kolay değildir. Cesaret ve sonsuz açıklık ister. Kendin olabilmek için tüm dünyayı karşına almak pahasına her ne olursa olsun "ben buyum" diyebilmekle ilgilidir. Gerçek onurlu yaşam tam da budur ve bu bir çaba ve özveri gerektirir. Belki de bu dünyada en zor şey kendin olabilmektir ve üzerinde çalışmaya en değer şey de budur.Belkide kendi rolünü oynamak seni kendine daha da yaklaştıracak. İlla birini taklit edeceksen kendini taklit etmekle işe başla çünkü sana cuk diye oturacak tek elbise yine seninki olacaktır.Her şey kolay olana kadar zordur! Çünkü bebekliğimizden bu yana toplum tarafından sürekli kodlandık, korkutulduk, baskılandık. Hele ki bizim memleketimizde, ata sporumuz neredeyse parmak kaldırıp "seni seni" yapmak. Kendimizden o kadar koptuk ki aramakla bir ömür harcıyoruz. Bizlerin sorumlu olduğu alan ise denemek, tekrar denemek ve başarıncaya kadar denemektir. Kendin olmayı başarmanın en basit yolu, zayıflıklarımızı da kabul ederek ilerlemektir. O zaman içimizdeki güç bize kendini açacaktır.
Onur yasası bize bütünlük sağlar; beden, zihin, duygu ve davranışlarımız uyum içinde ilerler. Toplumun değer yargıları, etik ve ahlaki kurallar, bize dayatılan her türlü düşünce kalıbına "evet" demek onurlu bir yaşam sürdüğümüzü göstermez. Örneğin, birisine yardım etmek içindeki şefkatten geliyorsa bu onurlu bir davranıştır. Ama suçluluk duygusundan ve başkalarının eleştirilerine maruz kalmamak için yardım ediyorsan bu onurlu bir davranış değildir. Her iki durumda da eylem aynı ama hareket noktası farklıdır ve bu farkı yalnız sen bilebilir ve kendini sadece sen onurlandırabilirsin. Eğer içinden gelmiyorsa, kendine ihanet etmek pahasına başkasına da yardım etme; çünkü orada bütünlüğünü bozmuş olacaksın. Bu bir örnekti, bunun gibi hayatının her alanına gerçek onuru entegre edebilirsen kutsanmış ve kendin olan o biricik halinle evrensel değerin inanılmaz artacak ve kendin olmanın haklı gururunu ve onurunu yaşamış olacaksın.
Her zaman için taklitler asıllarını yaşatır. Bu dünyaya tek bir görev için geldik: kendimizi bulmak ve kendimiz olmak. Öyleyse biz, kendimiz olduğumuz her an emin ve onurlandırılmış bir hayat yaşarız. Böylece, gerçek onur yasasını işlediğimiz her an, hakikat bunu görecek ve o eşsiz halimize bereketi, bolluğu ve birçok hediyeyi şükranlarını sunarcasına yağdıracaktır. Bir dahaki evrensel yasada görüşmek üzere, dostlar.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.