KİN ve BUĞZ
19 Temmuz 2017, Çarşamba 07:12İyilik ve ibadet olsa da dağlar gibi
Ancak baruta benzer olmasa güzel ahlak
Kibir kin riya haset yakar ateş misâli
Kalb-i selîm istedi bizlerden Cenâb-ı Hak
Veysel Öksüz
Daha önceki bölümlerde açıklandı: İslâm’ın şiarı ve Müslüman’a yakışan; affedici ve müsamahakâr olmaktır. Çünkü Allah ve Resûlünün emir ve tavsiyeleri bu minval üzeredir. Bu hususta yüzlerce ayet ve hadisler vardır. Buna rağmen şeytan mizaçlı bazı insanlar; “dinim, kinimdir” diyebilmektedir. En tehlikeli hastalıklardan birinin bu olduğunu şair şu mısraları ile dile getiriyor:
İfsâd-ı mecâlü imtizâce
Dünyada sebep garaz, îvazdır
Te’sir-i garîbi var imtizâce
En tehlikeli maraz garazdır.
“Dostluk ve beraberliklerin bozulmasında akıl almaz bir tesire sahip olması sebebiyle, kin ve garaza hastalıkların en tehlikelisi demek gerçeğin ta kendisidir.” Büyük şair Nâbî, Müslümanların bu hususta tutmaları gereken yolu ise bir beyti ile şöyle tavsiye ediyor:
Izhâr-ı kin şiârı dilizârımız değil
Ağyâr ile cidâl bizim kârımız değil
“İnsanlara kin beslemek acılı kalbimizin kârı olmadığı gibi, hasım ve rakiplerimiz ile nizâ (itişip kakışma) da bizim adetimiz değildir.”
Mülkiye nazırlığında bulunan Pertev Paşa çok güzel bir yazı görünce kimin yazdığını sorar. “Akif Efendi yazdı” derler. Akif Efendiyi çağırtır ve nereli olduğunu sorar. O, “Yozgatlıyım Efendim” der. Paşa; “Yozgat’tan deveci çıkar zannederdim, böyle ehl-i hüner de çıkar mı?” der. Aradan yıllar geçer, Akif Efendi ilerde paşa olur, ama kinci bir zat olduğu için bu sözü hiç unutmaz, bir yolunu bulup Pertev Paşa’yı Edirne’ye sürdürür hem de idam fermanını padişaha imzalatır. Cellâdı da çağırtır ve şöyle der: “Pertev paşanın boynunu vuracağın zaman selamımı söyle ve deki Yozgat’tan yalnız deveci çıkmaz, deve kinli paşada çıkar de.”([1])
Mevlânâ Hazretleri şöyle der: “Din ehli ile kin ehlini ayırt et. Celis-i İlahi olanları ara bul, onlarla otur.”(3710)
Şeyh Sadi’nin bu husustaki nasihati ise şöyle: “Sertliğin aşırısı kin doğurur. Hoşgörünün aşırısı otoriteyi zayıflatır. Ortayı bulabilirseniz ne küçük görülür, ne de hakarete uğrarsınız.”
Dipnot:
1- Ö. Faruk Yılmaz, “Osmanlı Fıkraları”, Osmanlı Yay. İst. 2000, s. 65.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.