Kıristof Kolomb ve Amerika’nın Keşfi (1)
22 Ekim 2021, Cuma 09:22Kristof Kolomb, uzun gemi yolculuğuna çıktığı sıralarda, Avrupalılar hâlâ dünyânın yuvarlak olmayıp dümdüz olduğuna inanıyor ve yapmaya kalkıştığı işin, intihardan başka bir şey olmadığını Kolomb’a söylüyorlardı. Durmadan batıya gidecek olan geminin dünyânın kenarına varacağını ve sonsuz bir çukura yuvarlanacağını anlatıyorlardı.
Kolomb, gemi yolculuğuna çıkmadan önce, o kadar zaruret içinde idi ki; İspanya Kraliçesini görmeye giderken yolda dilenmek mecburiyetinde kalmış, kraliçeyi yalvara yalvara ikna edip gemiler almış ama bu seferde kimse o gemilerde tayfa olarak denize açılmak istememiştir. Kraliçe gemide tayfa olarak gitmek şartıyla, hapisteki kâtiller ve suçlulardan bâzı kişileri razı edip denize salmışlar ve tesadüfen Amerika’yı bulmuşlardır.(1) Keşfetmişler diyemiyorum, çünkü kendilerinden birçok kişi bile bunu kabul etmiyor ve gerçekleri haykırıyor.
ABD li popüler yazar Dale Carnegie, “Meşhurların Bilinmeyen Yönleri” isimli eserinde; “Hâlbuki Kolomb’dan asırlar önce Amerika keşfedilmiş, biliniyor ve üzerinde milyonlarca insan yaşıyordu”(2) diyor ve Kolomb’u Amerika kâşifi olarak kabul etmiyor. Fakat bunu bizim memlekette söylediğin zaman, batılılardan önce içimizdeki yerli köleler ayağa fırlayıp itiraz ediyorlar.
Bu deniz yolculuğunda Kolomb’a Rodrigo isimli bir denizcinin rehberlik ettiğini birçok kitap yazmıştır ama 1924 yılında Paris Milli Kütüphânesinde ele geçirilen Kolomb’un hatıraları, bu esrar perdesini biraz daha aralamıştır. Hâtıratta Kolomb, Rodrigo için şöyle yazar: “...Bu adam gelişi güzel bir denizci değildi. Yabancı bir bahriyeye mensuptu. Gizli din ve isim taşıyordu. Bunu benden başka kimse bilmiyordu. Ben de yenidünyanın keşfi için Kraliçenin ortaya koyduğu 10.000 İspanyol lirasını, resmen bir yabancıya vermek istemediğim için kendisine teslim etmedim” demektedir. Hatırattan anlaşıldığına göre, seyahat boyunca gemileri sevk ve idâre eden de Rodrigo’dur. Kolomb, Rodrigo için özellikle Müslüman demekten kaçınmış, onu “farklı bir dine ve bahriyeye mensup bir denizci” olarak tanıtmıştır. Onun döneminde en tecrübeli denizciler Osmanlı, Ceneviz ve Venediklilerdir. Dahası Kolomb bir Hristiyan’dır. Venedikliler ve Cenevizliler de Hristiyan olduklarına göre, Farklı bir dinden kasıt geriye Müslüman Osmanlı kalmaktadır...”(3)
Kolomb Amerikayı keşfetmedi, işgal etti. Dolayısıyla Amerika’nın kâşifi değil, kâtilidir. Sömürgeciliğin de babasıdır. Vahşi Batılıların oraya vardıktan sonra, hiç kötülük bilmeyen yerlilere neler yaptıklarını, nasıl soykırımlar uyguladıklarını, nasıl târihin gördüğü en dramatik vahşetleri uyguladıklarını, Kolomb’la berâber giden kişilerden birinin oğlu Bartolome de Las Casas’ın (1474-1566)yazdığı “Kızılderililer Nasıl Yok Edildi?” isimli hatıralarından(4) okuyucularımın lütfen okumalarını özellikle tavsiye ederim.
Bir misal olması bakımından kısaca birkaç özet bilgi: Hisponiola adası Kolomb’dan önce 1 milyon nüfusa sâhipken, 20 sene içinde 28 bin kişiye düşmüştür. Meksika nüfusu 25 milyon iken, İspanyol istilası sonunda sâdece 1 milyona düşmüştür. 100 sene içinde 70 milyon insan Avrupalıların katliamları ve bulaştırdıkları bulaşıcı hastalıklar sâyesinde hayatlarını kaybetmişlerdir. dünyânın en fakir ülkesi olan Haiti’den bile 20 senede 15 ton altın Avrupa’ya aktarılmıştır.(5) Avrupa medeniyeti bu yağmanın üzerine bina edilmiştir. Bu yağma 500 yıldır devam ediyor. Biz bunu yenidünyanın keşfi olarak tanıyoruz(!).(6)
Western Kovboy filmlerindeki Kızılderililere isnat edilen kafa derisi yüzme vahşeti, ilk olarak Kolomb tarafından başlatılmış ve yerlilerden kafa derisi yüzülüp getirilen her kelle başına mükâfat ödenmiştir. Batılı bu hâinliğini gizlemek için bunu karşıya, yâni Kızılderililere yüklemiş ve dünyâya öyle lanse edip, Kovboy filmleri ile öyle kabul ettirmiştir. 1600-1800 yılları arası 80 milyon Afrikalı köle diye ABD ve Batıya getirilmiştir. Bu taşımalar esnâsında takriben 40 ila 60 milyon kölenin de yolda zor şartlar altındaki seyahatte öldüğü, denize atılıp balıklara yem olduğu tahmin ediliyor. Yola çıkarılan her 4 tutsaksan 3’ünün zor şartlar ve bulaşıcı hastalıklardan öldüğü tespit edilmektedir.(7)
Dipnotlar:
1- Ahmet Sarbay, Târih ve Düşünce Dergisi, Aralık-Ocak sayısı, s. 47.
2- Dale Carnegie, “Meşhurların Bilinmeyen Yönleri”, Pozitif Yay. Terceme Yusuf Özkan Özburun, İst. 2004, s. 90.
3- Ahmet Sarbay, Târih ve Düşünce Dergisi, Aralık-Ocak sayısı, s. 47.
4- Bartolome de Las Casas, (1474-1566) Madrid doğumlu, Kristof Kolomb’un arkadaşlarından birinin oğludur. Piskopostur. Amerika’da yerlilerin nasıl soykırıma uğradığını bizzat görerek bir kitap yazmış, Bunu o dönemde İspanya Prensi Felipe’e göndermiş, ama kitabı 1875 yılına kadar baskılar netîcesi yayımlanamamıştır) “Kızılderililer Nasıl Yok Edildi?” Şule Yay. İst. 1999, s. 10 (önsöz).
5- Jared Diamond, “Tüfek, Mikrop ve Çelik”, TÜBTAK Yay. 21. Baskı, Ank. 2010.
6- Ahmet Sarbay, Târih ve Düşünce Dergisi, Aralık-Ocak sayısı, s. 47.
7- Derin Târih Dergisi, sayı 33, Aralık 2014 s. 92
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Oğuz Oğuz
26-10-2021 12:15Tebrik ederim. Vikingler de zannediyorum eski Amerikan yerlisi.