KIRMIZI İBİKLİ KÜÇÜK TAVUK
25 Eylül 2023, Pazartesi 00:00Hafta sonu sizlerde mutlaka farklı farklı işler yaptınız.
Yapmaya çalıştınız.
Mangal keyiflerinden düğün derneklere pilavdan pilava koşturmaktan ana baba ziyaretlerine yerli Konya adet gelenek ve göreneklerinden konu komşuya hava olsun diye sosyal medyada ya da dizilerde seyrettiklerimize özenerek kendi çaplarımızda hava yapmaya hepimiz kendi küçük dünyamızda severek isteyerek içimizden gelerek gelmeyerek bir şeyler yaptık.
Bu arada hastanelerde koşturan, hasta anasına babasına bakmaya çalışan dostlarımızda vardı.
Onlarda onların duasını almaya çalışıyordu
Sonuçta insanlık için hayır duası almak için bir şeyler yapsak da artık millet olarak genel anlamda biz biz değildik.
Gününüz insanları olarak buna tabii bende dahil kendi benliğimizi öylesine yitirmiş durumdaydık ki.
Bu karmaşık duygular içerisinde bugünkü yazımı yazmak için bilgisayarın karşısına geçiyordum.
………..
Bende işim ve ailem başta olmak üzere küçük küçük oynaşlarla cumartesi pazarı dolu dolu geçirdik.
Yalan dünyadan ömürden iki gün daha gitti.
Tabii bu koşturmaca içerisinde yine okumaya, notlar almaya, bazılarını da arşive saklamaya çalıştım.
İşte arşive sakladığım notlardan biriside Cemil Meriç’in BİR FACİANIN HİKAYESİ idi.
…………….
KISSADAN HİSSE
BİR FACİANIN HİKAYESİ
ABD ve İngiltere’de ilkokul çocuklarına okutulan, Rus kökenli bir halk masalı vardır:
Kırmızı İbikli Küçük Tavuk.
Kırmızı ibikli küçük tavuk, gezinirken buğday tanesi bulur, o buğdayı tarlaya ekebilmek için çiftlikteki öbür hayvanlardan yardım ister, hiçbiri yardım etmez, kırmızı ibikli küçük tavuk mecburen iş başa düştü der, kendisi eker, kendisi büyütür, kendisi hasat eder, kendisi değirmene taşır, kendisi un yapar, neticede ekmek yapar.
Mis gibi ekmek kokusu etrafa yayılır. Kırmızı ibikli küçük tavuk “beraber yiyelim mi?” diye sorar.
O hiç yardım etmeyen öbür hayvanların ağzı sulanır, “eveeeet yiyelim” derler.
Kırmızı ibikli küçük tavuk acı acı gülümser, “yok öyle yağma” der, bir lokma bile vermez.
………………………
Bu masalı okuyan Amerikalı, İngiliz ve Rus çocuklar kıssadan hisse çıkarırlar, ders alırlar,
Çalışmayana, üretmeyene, karnını doyurmak için başkasından medet umana ekmek mekmek olmadığını kavrarlar.
E herkes çocuk değil tabii.
Büyüklerin de okuması için bu masalın bir başka versiyonu var.
…………..
Küreselleşme karşıtı aktivistler tarafından revize edildi,
UNICEF’in sitesinde yayınlandı… Ki, büyükler de anlasın!
……………….
Kırmızı ibikli küçük tavuk, gezinirken buğday tanesi bulur, o buğdayı tarlaya ekebilmek için çiftlikteki öbür hayvanlardan yardım ister.
Ördek “sen buğdayı filan boş ver, sana kahve tohumu satayım, acayip para kazanırsın, istediğin kadar buğday alırsın” der.
Domuz “sen buğday yerine kahve ek, nasıl satarım diye merak etme, ben senin adına pazarlarım” diye seslenir.
Fare iyice cesaretlendirir, “buğdayla uğraşma, kahve ekebilmen için istediğin kadar borç vereyim, ufak ufak ödersin” diye akıl verir.
Kırmızı ibikli küçük tavuğun aklına yatar.
“Kahve üretiminden anlamam ki, nasıl yapacağım” diye sorar.
Ördek “sana gübre satayım, çok çabuk büyür” der.
Domuz “böceklerden korumak için ilaç satayım” diye seslenir.
Fare gene finansal açıdan yaklaşır, “gübre ve ilaç alabilmen için sana istediğin kadar borç vereyim, ufak ufak ödersin” diye akıl verir.
Neticede hasat vakti gelir.
Kırmızı ibikli küçük tavuk “şimdi ben ne yapacağım bu kahveyi” diye sorar.
Ördek “paketlemek için benim fabrikama getirebilirsin” diye akıl verir.
Domuz “kusura bakma, herkes kahve ekti, fiyatlar acayip düştü, senin kahve beş para etmez” diye seslenir.
Fare ise “borcunu öde artık” der!
Kırmızı ibikli küçük tavuk, ibiğini kaptırdığını fark edince…
“Aç kaldım, ekmek verecek yok mu” diye ağlar.
Ördek “ekmek kolay da, alacak paran var mı” diye sorar.
Domuz “herkes kahve ekti, buğday karaborsaya düştü, kusura bakma, istersen ekmek yapman için sana ithal buğday tohumu satayım” der.
Fare ise avukatıyla gelir, “borcuna karşılık tarlanı haczetmek zorundayım, uslu tavuk olursan artık benim olan tarlamda yevmiyeyle çalışıp buğday yetiştirmene izin veririm” diye akıl verir.
Şimdilerde maalesef, kırmızı ibikli küçük tavuk, eskiden kendisine ait olan tarlada ırgat olarak çalışıyormuş.
Yevmiyeyi almaya gittiğinde, ördek, domuz ve farenin aslında senelerdir şirket ortağı olduklarını öğrenmiş.
Böyle bu işler.
Dünyanın en bereketli topraklarına sahip olan, kendi kendine yeten yedi mucizevi ülkeden biri olan ülkemizde tıpkı BU masalda anlatıldığı gibiyiz
……………….
Rusların yazdığı Amerikalı ve İngilizlerin çocuklarına okuttuğu bu hikayeden bugün çocuklarımız değil ama biz büyükler kendimize bir ders çıkartabilir miyiz?
Gelin çıkartalım.
Vallahi içinde bulunduğumuz sonbahardan değil sağ ve sağlıklı olursak önümüzdeki ilkbahardan korkuyorum.
Hem de çok korkuyorum.
BÖYLE BİR GENEL GİRİŞTEN
SONRA YEREL MEVZULARA GİRELİM Mİ?
Şehrin belli bölgelerinde semtlerinde zaman zaman burnumuzun kemiğini kıran o b… kokusuna esnafın aldığı poşetli önlemlerden söz etmiştik.
Buyurun size bir örnek.
Esnaf arkadaş bu konudan o kadar rahatsız olmuş ki dükkanının içini b…..k kokusu sarmasın dükkana giren müşteri düşüp bayılmasın diye böyle bir önlem almış.
Tek duamız ya da korkumuz bu tür tedbirler burada unutulmamalı.
Allah korusun üç gün sonra yağmurlar başladığı zaman bu poşetleri toplamaz isek bu kez farklı bir tehlike oluşur.
ATIK DÖNÜŞÜM
KONTEYNERLERİNDEKİ
TEHLİKE
Bir büyüğümüz üşenmeden gece gündüz fotoğrafını çekip bir tehlikeye parmak basıyordu
“İyi akşamlar üstadım,
Gödene mahallesi atık dönüşüm konteynerinin kapak kilidi kırılmış ve içindeki malzemeler meçhul kişilerce karıştırılmış, boşaltılmış.
Korunmasız veya kontrol edilmiyor
Fikrinden hareketle de bu tür fevri davranışlar olabiliyor.
Üstadım Sıfır Atık dolabı günlerdir açık,
Bir tane vatandaş kibrit çaksa hem yangın çıkar hem de arkadaki elektrik trafosu patlar
Allah korusun
Arz-ı hürmetlerimle”
YENİ MÜDÜRÜMÜZ
SAYIN KARABULUT
FARKLI VE HALKTAN
BİR EMNİYET MÜDÜRÜ
Konya’da yaşarken zaman zaman insanımızın halinden genel durumdan feryatlar etsem de bu şehrin topraklarındaki dualı isimlerin suyu hürmetine zaman zaman iyi yönetildiğimize de inanıyorum.
Son İçişleri kararnamesi ile malum şehrimize yeni bir Emniyet Müdürü Atandı.
Mahmut Karabulut Bey
Bizde KONYA POSTASI Yayın Grubu olarak Sayın Müdürümüzü makamında ziyaret ettik.
Tahminlerimizden fazla Sayın Müdürümüzle samimi içten sohbetlerde bulunduk.
40 küsur yıldır isimlerini bile hatırlayamadığım Emniyet Müdürü hatta Emniyet Genel Müdürleri ile çalıştım.
Elbette her yiğidin kendine özgü bir yoğurt yiyişi vardı.
Ancak makamdan ayrılırken benim gözümde ve hafızamda oluşan tablo Sayın Müdürün çok daha farklı bir polis müdürü oluşu idi.
Mardin’den Doğu’dan Güney Doğu Anadolu bölgesinden halk insan polis devlet ilişkilerine kadar pek çok yaşanmışlığı Sayın Müdürümüz tüm içtenliği ile bizimle paylaştı.
Bizde Sayın Müdürümüze kendi ve polis adına Konya’nın sıkıntılarını(!) paylaştık.
Size bir şey söyleyeyim mi Mahmut Müdür Konya ve Konyalıyı çözmüş.
Zaten gelir gelmez kucağında bulduğu Şefik Can çetesi ve terörünü de nasıl bizzat yönettiğini kendisinin işin içine nasıl girdiğini anlattı.
Şehirden geçen uyuşturucu ve fuhuş yoluna kadar kendine özgü nerede ise sıkıntılı tüm konular Müdür Beyin ajandasına çözüm yolları ile girmiş.
Müdür Beyi tek kelime ile özetle derseniz “Tam bir Anadolu insanı” derim.
Bizi yöneten devleti temsil eden insanlarımız ne kadar samimi içten ve işlerinde usta olursa hepimiz rahat uyuruz.
Sayın Müdürüm şehrimize hoş geldiniz.
Allah mahcup etmesin.
Başarılarınız hep daim olsun inşallah
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Olumsuz insanlardan uzak durun zira her çözüm için bir problemleri vardır
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Özellikle hafta sonları şehir trafiğinin içine eden düğün konvoylarındaki araç sürücüleri bir an için bile olsa kul hakkı ölüm ve Allah korkusu yaşadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Vatandaş
25-09-2023 20:52Güzellemelere devam.. Konyaya atanan emniyet müdürlerimize ve valilerimize ilk güzelleme senden gelir niyeyse. İşi biliyorsun
Ahmet Sevindi
25-09-2023 16:31Teşekkürler sayın ÖZTEKE, Dizi film gibi günlük takip ediyorum. İnşallah herkes hissesine düşeni alıyordur.
meczubun biri
25-09-2023 16:30ülen abi şu memleketin her yetkilisi her sorumlusu her makam sahibi maşallah dört dörtlük görevini ifa ediyor o halde yaşadığımızın tüm vebali ben meczuba ait.Sen gördüğün tüm eksiği gediği aksaklığı ve vurdum duymazlığı bu meczub yaptı diye yazıver gitsin.
Oguz Oguz
25-09-2023 10:17Yav işte "Dış Güçler " malum. Sizde hiç kusur yok. Berat'la Nebati gelsin, Daha güzel masal anlatıyorlar.
Rgndgd
25-09-2023 09:40Yine bir solukta okuyuverdik kalemine yüreğine sağlık hissemize ne düşer bilmiyorum ama güzel hikaye
VATANDAŞ
25-09-2023 09:12Yeni Emniyet Müdürümüz Mahmut KARABULUT beye hoş geldiniz diyerek başlıyorum. ŞEFİK CAN ÇETESİ öyleki polisler parkta gezdikleri halde birçok Çocuk ve babası 15 kişiden oluşan çetenin darbından hastanelik oldu.Buna polis seyirci kaldı. Çünkü parkta polis var ama müdahale etmiyor. Kişi zarar görüyor ve karakolda derdini anlatıyor. Öyle ki kişi bu çeteden korktuğundan dolayı hastanelik olduğu halde korkusundan önce şikayetci olduğu halde sonra başıma birşey gelir diye şikayetinden var geçiyor. Bu benim yakın arkadaşımın başına geldi. Bunu evim o civarda olduğundan dolayı buna benzer birçok olaylar şefik can parkında konuşulmaktadır. İnşallah bu mafya vari çetelere bir çözüm bulurlar