Kitap Okuma, Sahaflar ve Osmanlı
13 Ekim 2017, Cuma 08:02Ecdâdımız at sırtından inmediği devamlı Batıya doğru aktığı, ömrünü akınlarda ve gaza meydanlarında geçirdiği için bir Endülüs kültür seviyesine ulaşamamış ama o dönemin Avrupalılarından da kat kat daha aydın ve kültürlüdür.
Yükselme ve yücelme illâki okuma ve kültürle olduğuna göre, o zirvelerde dolaştığımız günlere baktığımızda hem halk, hem de idâreciler okur-yazar ve kültürlü insanlardır. Birkaç misal vermemiz gerekirse:
Fâtih Sultan Mehmed’in İstanbul’u alır almaz 8 büyük medrese kurdurduğunu, kütüphâneler yaptırdığını, ilim adamlarına ne denli kıymet verdiğini, sarayda her branştan yüzlerle ifâde edilen ilim ve irfan sâhibi insan istihdam ettiğini, savaşlara giderken bile at üzerinde ilim adamları ile ilmî münazara ve münakaşalar yaptığını(1) daha önce yazmıştık. Kendisi kitap okumayı çok seven, Yunan Klasiklerini bile okuyan(2) bir insandır. Avrupa’da yazılan askerlikle ilgili ilk kitabı bile elde edip okuduğunu Gabor Agoston eserinde kaydeder.(3)
Yavuz Sultan Selim günde 3 saat uyuyan, 8 saat kitap okuyan, gündüz devlet işleriyle meşgul olduğu için gece gözleri kan çanağına dönünceye kadar, bazen seher vakitlerine kadar okuduğu için “sultanın biraz istirahat buyursanız” diye musahiplerinin i’kazına ma’rûz kalan, sefere giderken bile yanında kitap götüren, böylece dünyada ilk “Seyyar Kütüphâne” olayını başlatan ve sefere gittiği her yerden kitap toplatıp İstanbul’a getirten bir pâdişahtır.(4)
Oğlu Kanûnî de babası gibi okumayı çok seven birisidir, Filibevî mahlaslı Alaeddin Ali Çelebinin “Hümâyunnâme” isimli eserini takdim ettiği günün gecesinde yani bir gecede okuduğunu, bitirdiğini ve ertesi gün yazarı ödüllendirdiğini târihler kaydetmektedir.(5)
Yavuz şehzâde iken ilim adamları ile devamlı toplantılar, sohbetler yapan biridir. İktidara geldiği ilk birkaç gün, cülus gailelerinden dolayı bu sohbetlerden mahrum kalınca, dördüncü gün Hâlimî Çelebi’yi çağırtır ve şöyle der: “Hâlimi Çelebi pâdişah olduk ama ahval-i âlemden bîhaber kaldık (Yani dostlardan haber alamaz olduk) dört gün var ki ben seni göremiyorum. Böyle saltanatın tadımı olur?”(6)
Son birkaç pâdişah hariç Osmanlı Sultanlarının hepsinin divanları, şiirleri ve eserleri vardır. Divan Edebiyatımızın en fazla gazel yazan şâiri Kanûnî’dir 2779 gazeli vardır. Onu tâkip eden Zatî’nin 1825 gazeli vardır, Türk dünyasının en meşhur şâiri olan Ali Şir Nevaî’nin bile 2616 gazeli vardır. Yani liderlik Kanûnîdedir.(7) Sultan 3. Murad 3 dilde divan yazmış bir pâdişahtır.(8) Hâlbuki o dönemlerde Avrupalılar kitap yazanları kitapları ile birlikte yakmakta veya diri diri toprağa gömmekte idiler.(9)
O dönemde kitaplar mum ışığında okunduğu için bir ara mum karaborsaya düşmüş ve medrese talebeleri isyan etmişlerdir.(10) Sadrâzam Ahmed Vefik Paşadan, Mühr-i Hümâyun geri istenince, yani pâdişah tarafından başbakanlıktan azledilince; “Hay Allah Râzı olsun demek beni kitaplarımla baş başa bırakıyorsunuz” demiştir.(11)
Asker menşeli yazarlarımızdan A. Ragıp Akyavaş; Üstad-ı Hayat isimli nefis eserinde şöyle kaydeder; “Meşhur sahaflardan Raşid, Hâlis, Necati, Mahmud, Hulûsi ve Allah daha uzun zaman muammer etsin Raif Efendilerin içinde bir hazine yatan mütevâzı dükkânları, Beyazid Câmiinin yanındaki kapıdan girince hemen orada idi. Dahiliye Nâzırı Memduh Paşa, Sadrâzam Müşir Cevad ve Kamil Paşalar bu sahaflarda tesadüf ettiğim devlet adamlarıdır. Bu zevat nadide kitapları hiç kaçırmaz, esmânını detiye edip (bedelini verip) satın alırlardı. Sadrâzam Cevad Paşa’nın beş bin ciltlik çok zengin bir kütüphâneye malik olduğu rivâyet edilirdi.”(12)
Dipnotlar:
1- Faik Reşad, “Eslaf”, Tercüman 1001 temel Eser, s. 64.
2- Mustafa Armağan, “Osmanlı İnsanlığın Son Adası”, DA yayınları, İst. 2002, s. 317.
3- Gabor Agoston, “Osmanlıda Strateji ve Askeri Güç”, Timaş Yay. İst. 2012, s. 155.
4- Ahmed Şimşirgil, “Kayı-3”, KTB Yay. İst. 2013, s. 245.
5- Ahmed Şimşirgil, “Kayı-4”, KTB Yay. İst. 2013, s. 329.
6- Dursun Gürlek, “Muhabbet Ateşi”, Kubbealtı Yay. İst. 2014, s. 49.
7- Mustafa Armağan, “Büyük Osmanlı Projesi”, Timaş Yay. İst. 2008, s. 98.
8- Derin Târih Dergisi Aralık 2013 sayı 21, s.113.
9- İbrahim Refik, “Kültürde Dirilmek”, TÖV Yay. İzmir, 1998, s. 113.
10- İskender Pala, “Perîşan Güzeller”, Kapı Yay. İst. 2004, s. 83.
11- İlhan Bardakçı, “İmparatorluğa Veda”, Hülbe Yay. Ank. 1985, s. 154.
12- A. Ragıp . . . Derken ll s. 12.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.