KONYA POSTASI

Yıl, 1977.

1977’nin, 5 Kasım’ı.

O tarihte Konya’nın, 5. Yerel Gazetesi olarak Konya Postası yayın hayatına başladı.

Gazetenin yayın hayatına başladığı gün, orada bulunanlardandık.

Gazetenin fikir babası ve kurucusu Durmuş Alagöz’dü.

Durmuş abiyi biz gazetenin kuruluş yıllar önce tanımıştık. O genç bir siyasetçiydi. Bizde oldukça genç bir yaşta  Yeni Konya ve Türkiye’de Yarın gazetelerinde haftada iki-üç gün köşe yazısı yazıyorduk.

Durmuş Alagöz istikbal vadeden genç bir siyasetçiydi.

Çalışkan, son derece hırslı ve idealistdi.

Yakın dostu Ahmet Öğüt ve İhsan Kayseri ile birlikte kurdular gazeteyi.  Gazetenin ilk Yazı İşleri Müdürü İbrahim Sur, ilk spor müdürü de Galip Yenikaynak ‘dı.

Gazete matbaasının “kırımcı” işçisi de, Caner Arabacı’ydı.  Caner bey, daha sonra okuyup akademisyen ve profesör oldu.  Örnek alınması gereken bir yükseliş. Bu sebeple bahsettim Caner Hoca’nın eski bir matbaa çalışanı olduğundan.

Konya Postası iradenin eseri olan bir gazete.

Hemen belirtmeliyim ki; dün böyleydi, bugün de böyle.

Konya Postası tarihinde kimi dönem yaşanan türlü baskı ve zorluklar karşısında bile, hakiki manada gazete olma karakterine sıkı sıkıya bağlı kaldı. Mesela; 12 Eylül 1980 darbesinde ve daha başka dönemlerde de olduğu gibi.

1977’de CHP iktidardaydı,  Bülent Ecevit ise başbakandı.

Gazeteyi  kuranlar merkez sağ siyasetten geliyorlardı.

Farklı siyasi görüşte oldukları halde gazete kapılarını ve sayfalarını her görüşten fikre  açmıştı. Sağdan da, soldan da çalışanlar ve köşe yazısı yazanlar vardı gazetede. İdeolojik dil ve ideolojik söylem  bırakın gazeteye hakim olmayı, söz konusu bile olmadı.

Gazetenin kurulduğu yıllarda memleketin ekonomisi perişandı.

Yokluklar ve kuyruklar dönemi başlamıştı. Gazete kağıdı ve matbaa malzemeleri sıkıntısı da vardı.

Terör de tırmanıştaydı.

Sokaklar kan gölüydü.

Her gün çok sayıda insan sokak çatışmalarında hayatını kaybediyordu.

Her alanda büyük umutsuzlukların ülkeye hakim olduğu bir dönemde değil yeni bir gazete çıkarmak, sokaklara çıkmak bile cesaret gerektiren bir olaydı.

İktidara mensup siyasetçiler ötekileştirmişti, kendi görüşlerine mensup olmayan insanları. Bu durumda olan insanların sayısı da pek fazlaydı.  İtilip, kakalanıyor ve yere düşürülüyordu farklı siyasi görüşlere mensup insanlar.

Böylesine çok namüsait şartlar altında hiçbir güçten korkmadan yayın ilkeleri koydu çok az parayla kurulan gazete.   Cumhuriyetin kuruluş  felsefesine bağlılık, Atatürk, demokrasi, barış, kalkınma gazetenin en temel ilkeleri arasındaydı.

Yayın politikasının çıtasını bu kadar yükselten yerel bir gazete daha olmadı.

Kapatılan Sümerbank’ın arkasında ahşap bir dükkanda dünyada geldi, Konya Postası.

Gazetenin Yazı İşleri ve matbaası aynı yerdeydi.

Çok hizmetleri oldu gazetenin bu şehre.

Yaptığı girişimlerle, yaptığı haberlerle, köşe yazılarıyla yol göstericilik yaptı.

Üniversiteler, hastaneler başta olmak üzere kamu hizmetlerinin şehre kazandırılmasında son derece etkili oldu.

Gazete gibi, gazete oldu Konya Postası.

Bir gazeteden maksat neyse, o oldu  bu gazete.

Meslek hayatımızda   1985 yılında kısa bir dönem çalışan ve gene 1990’ın hemen başlarında çalışan/yönetici olarak bu gazetede görev yaptık.  Sonra başka mecralarda meslek maceralarımız oldu. Yıllardır da doğduğu gün yanında olduğumuz bu gazete köşe yazısı yazıyoruz.

Geçen hafta 5 Kasım günü, Konya Postası’nın kuruluş yıldönümüydü.

1977’nin, 5 Kasım’ı.

2021’in, 5 Kasım’ı.

On yıllar geçmiş aradan.

Kamu adına artarak süren sorumlu bir gücü temsil  ediyor, Konya Postası.

Gücümüz kamuoyu, kamuoyu gücümüz.

Gazete, bu gazete.