KONYA ŞEKER TOHUM ÜRETİYOR

Türkiye bazı tarımsal bitki tohumlarını ithal eden bir ülke. Geleneksel bir takım tarım ürünlerinin tohumunun yanısıra,  çok fazla miktarda sebze ve meyve tohumunu da ithal ediyoruz.     İthal  ettiğimiz tohumların döviz karşılığı bir bedeli var.Bu ithalat kalemleri için dışarıya ne kadar döviz ödüyoruz? Bu konuda hem devlet hem de özel sektör ithalatçı konumunda olduğu için kesin bir rakam yok ortada. “Yaklaşık tahminler”var. Dolayısıyla ifade edilen rakamların  ne kadar doğru olduğu, ne kadar güvenilir olduğu şüpheye açık.

Tohum ithalatı  sadece döviz çıktısı ile sınırlı kalmıyor.Olayın burası da önemli. Ama bundan  çok daha önemli olan başka hususlar da var.  O nedir peki? İthal edilen tohumların her ne kadar bir standartı olsa da, fazla bir bilimsel gerçekliği ifade etmiyor. Genetiği ile oynanan ve yaşlı tohumlar ithal edilebiliyor. Buna bağlı olarak topraklarımız hastalanıyor. Bu hastalığın iyileştirilmesi yıllar alıyor.Bu arada   üretici için  beklenmedik bir maliyet ortaya çıkarken, verim düşüyor ve kazanç kaybı oluyor.

Bir de tarımsal bitki tohumlarını nerden ithal ettiğimiz konusu var ki, bu da önemli.

Yıllarca İsrail’den havuç,domates,salatalık,patates tohumu ithal ettik. Gene İsrail’den farklı tarımsal bitki tohumları, sebze ve meyve tohumları ithal ettik.

Avrupa’da; Fransa’dan, İspanya’dan, Almanya’dan, Hollanda’dan tarımsal bitki tohumları ithal ettik.

 Son yıllarda tarımsal bitki tohumu ithal ettiğimiz ülkeler arasına Çin’i de koyduk.

Bu bilgileri toplayıp bir araya getirdiğimiz zaman,  ülkemiz adına hazin bir manzara çıkıyor ortaya. Hazin ki, ne hazin. Toprağımız var, suyumuz var, yüzlerce Ziraat Fakültemiz var, üreticimiz var,mühendislerimiz var, ilgili kurumlarımız, kuruluşlarımız var ama biz tohum üretemiyoruz. Peki niye? Her şeyden önce devletin  bu konuda bir politikasının olmamasından dolayı. Daha bir çok sebepten söz etmek mümkün. Mesela, “Tohum Lobisi” gibi. Tarım bakanlarının  bu önemli konuyu, önemsememeleri gibi. Büyük güçlere boyun eğerek, onların karşısında yıkılmaları gibi.

Bu konuyu burada noktalayalım.

Esasen yazı konu itibariyle bu değildi.

‘Ne yazacaktık, nereye geldik’

Yazacağımız konu, yukarıda yazdıklarımızla yakından ilintili.

KONYA ŞEKER FABRKASI, PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk müthiş işler yapmaya devam ediyor. Bugüne kadar kimsenin yapmadığını ve yapamadığını yapıyor. Yapılması gerekenleri yapıyor. Ülkenin, üreticinin, milli ekonominin ihtiyacı olan işleri yapıyor.

Nedir  diyeceksiniz?

Konya Şeker tam 27 çeşit tohum ve fide üretiyor.

En çok önem verilen tohumların başında ise patates tohumu yer alıyor.

Patates son yıllarda Konya ve civarında önemli bir tarım ürünü haline geldi. Bir çok köyde üretici patates ekiyor artık. Ekiyor ve iyi de para kazanıyor. Üreticinin iyi kazanması için “tarlada verimi artırmak” şart. Bu şartın “olmazsa, olmazlarının” en başında da iyi ve kaliteli tohum gelir. Konya Şeker’in son üç yıldır yürüttüğü yerli tohum çalışmaları olumlu sonuçlar verdi. “Doku Kültürü Labaratuvarı’nda” başlayan tohum üretim süreci önemli bir noktaya gelmiş durumda.

2018 yılında 2 bin 200 ton elit tohumluk patates üreticiyle buluşturuldu.

2019 yılında da 3 bin 600 ton elit tohumluk patates üretici ile buluşturulacak.

Üretilen  patates tohumu ile 7.5 milyon euro civarında bir döviz ülkede kaldı.

Üreticinin istifadesine sunulan  genç jenerasyon patatas tohumları ile yüksek verim ve nitelikli ürün alınacağı kesin. Çünkü Konya Şeker’in  ürettiği tohumlar her şeyden önce toprağa  ve iklime uygun.

Konya Şeker’in ürettiği 27 çeşit tohum ve fide, yüzde yüz yerli ve milli olması bakımından da çok önemli. Tohumda dışarıya bağımlılığın az da olsa önüne geçmesi bakımından da  önemli.

Dileyelim ki. Tarımsal bitki tohumlarında, sebze ve meyve tohumlarında yerli üretime teşebbüs edenlerin sayısı artsın.               

Konya Şeker ne diyor? “ Tarımsal ürünü işleyecek tesislere ne kadar önem veriyorsak aynı önemi tohum üretimine de veriyoruz”

Yapılması ve olması gereken tam da bu işte.