KONYA'DA HZ. MEVLANA VE SELAM VAKTİ
13 Aralık 2018, Perşembe 08:432018 yılı "Şeb-i Arus Mevlana'nın 745. Vuslat Yıldönümü" münasebetiyle belirlenen tema, Hz. Mevlana'nın eserlerinde öne çıkan ve tasavvufi görüşlerinde önemli olan ve öncelikli yer tutan "selam" kavramı olarak dikkat çekmektedir.
Hz. Mevlana'nın "selam denizi coştuğunda gönüllerden kini giderir." sözü selam vakti başlığı altında verilmektedir. Bu söz, Peygamber Efendimiz (sav)'in "yaptığınız takdirde aranızda sevginin artmasını sağlayacak bir şeyi size söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız." (Müslim) hadis-i şerifini hatırlatmaktadır.
7-17 Aralık tarihleri arasında 81. kez düzenlenen Hz. Mevlana'yı uluslararası anma törenleri etkinliklerinin çok farklı programlarla zenginleştirilmesi uygun olmuştur.
7 Aralıkta II. Uluslararası İslam Sanatları Yarışması'nın ödül töreniyle başlayan programlar, türbe ziyaretleri, dualar, hüsn-i hat sergileri, atölye çalışmaları, fotoğraf ve sanat yarışmaları sergileri, tiyatrolar, tekke musikileri, Mesnevi dersleri, sohbetleri, ikramlar, Türk Tasavvuf Müziği konserleri, sema törenleri, türbe önü buluşmaları, söyleşiler, konferanslar, paneller, sempozyumlar ile belki de şimdiye kadar icra edilen anma etkinlikleri içinde en çok kültürel, sanatsal ve bilimsel faaliyetlerle dopdolu bir anma etkinliği olmuştur.
Bu zengin etkinlikleri düzenleyen Konya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü başta olmak üzere emeği geçen tüm üniversite, vakıf ve araştırma merkezlerine teşekkürü bir borç bilmeliyiz. Konyalılar'ın ve bütün milletimizin bu etkinliklere katılması ve destek vermesi de Hz. Mevlana'ya verilen değerin bir yansıması olacaktır.
Hz. Mevlana Celaleddin Rumi, hem kendi çağındaki insanlara faydalı olmuş hem de tarih boyunca ve günümüzde yaşayan insanlara faydalı olmaya devam etmektedir.
Hz. Mevlana, eserlerinde muhabbet diliyle ve yumuşak bir üslupla insanları Allah'a ve Rasülüne iman edip itaat etmeye çağırmış, bu kapsamda selamlaşmanın önemi üzerinde de durmuştur.
Selamlaşma konusu dinimizde, Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'de ve Peygamber Efendimiz'in (sav) hadislerinde ve uygulamalarında da önemli bir yere sahiptir.
"Aynı zamanda Cenâb-ı Hakk’ın isimlerinden olan selâm kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de kırk kadar âyette geçer.
Bu âyetlerin bazılarında selâm veya selâmün aleyküm şeklindeki sözlerin daha önceki bazı peygamberler zamanında da kullanıldığı (Meryem 19/33, 47) meleklerin Hz. İbrâhim’e ve Nûh’a gittiklerinde (Hûd 11/ 48, 69; el-Hicr 15/52; ez-Zâriyât 51/25), yine meleklerin cennet ehline (er-Ra‘d 13/ 24; el-Hicr 15/46; en-Nahl 16/32; ez-Zümer 39/73; Kāf 50/34), cennet ehlinin birbirlerine (Yûnus 10/10; İbrâhîm 14/23), Allah’ın mümin kullarına (el-Ahzâb 33/44; Yâsîn 36/58), peygamberlere (es-Sâffât 37/79, 109, 120, 130, 181) bu şekilde selâm verdiği, Resûl-i Ekrem’e de kendisine gelen müminlere selâmün aleyküm diye hitap etmesinin emredildiği (el-En‘âm 6/54) haber verilmektedir.
Bir âyette de selâmlanan kişinin selâma aynı ifade ile karşılık vermesi veya daha güzel bir ifade kullanarak muhatabına hayır duada bulunması emredilmekte (en-Nisâ 4/86), bir hadiste de daha güzeliyle mukabele etmiş olmak için yapılan ziyadelere ayrıca sevap verileceği belirtilmektedir (Tirmizî, “İsti'źân”, 2).
Hz. Peygamber, selâm vermeyi sevap kazandıran (Buhârî, “Îmân”, 20) ve cennete girmeye vesile olan (Tirmizî, “Ķıyâme”, 42), önemli amellerden biri olarak tarif etmiş müslümanların çokça selâmlaşmasının karşılıklı sevgiyi arttıracağını (Müslim, “Îmân”, 93; Ebû Dâvûd, “Edeb”, 142), hayır ve bereket getireceğini (Tirmizî, “İsti'źân”, 10) ve insanı Allah’a yaklaştıracağını (Ebû Dâvûd, “Edeb”, 133) bildirmiş, selâm vermekten kaçınmanın bir tür cimrilik olduğunu söylemiştir (İbn Hibbân, X, 349-350).
Âyet ve hadislerde geçen selâmlaşma ifadeleri dinin ana kaynaklarında yer alması sebebiyle mânevî bir değere ve özellikle ayrı dilleri konuşan müslümanlar arasındaki iletişimde bir nevi sembol işlevi görmesi bakımından özel bir öneme sahip olmakla birlikte, selâmlaşmanın asıl amacı karşılıklı sevgi, dostluk, iyi niyet ve güzel dileklerin açıklanmasıdır." (Mehmet Efendiğoğlu, "Selam", DİA, c. 36, s. 342-343)
O halde aramızda sevginin, dostluğun ve kardeşlik duygularının güçlenmesi için selamlaşmayı yayalım. Çocuklarımıza, gençlerimize ve tüm insanlara selamlaşmanın ve barışın önemini anlatalım. Ne mutlu kendisiyle barışık olup diğer insanlara selam ile hitap edenlere; barışın ve huzurun yeryüzünde hakim olmasına gayret edenlere.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.