KONYA’DA Kİ GİZLİ ZAMLARDAN YENİ HABERİMİZ  OLUYOR (!)

Bugün yine sizlerden gelenlerle şehir ile ilgili kendi küçük dünyamızda güzel dolu dolu yazılar yazmaya çalışacağız.

Ve hemen topa giriyoruz.

BİZİMLE AYNI

DÜŞÜNEN DEĞERLİ

OKURLARIMIZ VAR

Bir defa dahi karşı karşıya gelmedik. Çay kahve içmedik. Sadece yazışarak birbirimizin dilinden anlar olduk. Tıpkı tat kızın dilinden anası anlar misali.

İşte değerli okurumuz Muammer Bey düşüncelerimize ve yazılarımıza şöyle yorum yapıyordu

“Selamünaleyküm Uğur Bey,

İyi günler kolay gelsin

Bugünkü yazınızı okudum Hadimi tüneli ile ilgili kısmına üzüldüm sizin bu yazınızdan sonra inşaAllah.

Sayın bakanlarımız konunun önemine binaen çünkü yanıp kavrulan bir ovamız var suya hasret Türkiye’nin en büyük ovası bu ovayı suya kavuşturalım aynı zamanda ürün çeşitliliğini de ekonomik olarak belirleyip dar su kaynaklarımıza uygun ürün yetiştirme isteyenin istediğimi dikerim şeklinde değil, hem suyumuzu ekonomik hem verimin karlı ekonomik olanının yetiştirilmesini sağlamalıyız.

Bölgemizde eski kışlarımız yok kar az düşüyor.

Toroslardan gelen Göksu’nun suyunu ekonomik şekilde ovamıza biran evvel ulaştırmalıyız.

İnşallah bu sıkıntılar giderilir Uğur Bey bu konuyu dile getirdiğiniz için teşekkür ederim.

Konyalı senetli vadeli dükkan daire arsa dedin mi tamam hemen üye oluruz, mülke yatırım yaparız bizim yarımız olan illere bakın ticarette ihracatta sanayide bizden kat kat ilerideler.

Uzun zamandır gitmiyorum ama aslım tarafının her tarafı dükkan diyorlar inşallah atıl kalmaz önümüzde ülkemizin zorlu yılları var dar sermayeleri buralara kaydırmak ne kadar doğru bilmem…

Sayın Cumhurbaşkanımız hükümetimiz ülkemize dışardan kaynak sermaye ararlarken dileğim kaynaklarımızı üretime sanayiye teknolojiye kullanmak daha doğrudur sanırım.

Kask çok çok önemli yurt dışında kasksız binmek cezai hükümleri var.

Torunumla bisiklete binerdik kask takardık ikimizde öyle binerdik polis uyarır bindirmez küçük büyük bisiklete motora binen kask takmak zorunda bizde de vardır ama uyulmuyor nasıl emniyet kemeri kask bunlar can kurtarıyor.

Umarım bundan sonra daha hassas oluruz

Allah ülkemizin devletimizin yar yardımcısı olsun

Selam dua ile…

Muammer Yıldız

……………

BİZ KEDİ KÖPEK MESELESİNİ

ÇÖZEMEZKEN VAHŞİ LEOPARIN

YAPTIĞINA BAKAR MISINIZ?

Bir okurumuzun Millet Bahçesinden illallah diyerek gönderdiği fotoğraf ve isteği;

“Sa. Abi

Burası Millet Bahçesi kırkikindi lokantası önü.

Şu anda yaklaşık 8 adet.

Köpek gerisini sen biliyorsun işte

…………

Ve bir başka okurumuzun göndermiş olduğu fotoğraf ve

Yazdıkları

“SA. Uğur abiciğim

Hayırlı sabahlar.

Hayvan sevgisi böyle bir şey.

Sabah otobüs durağında çektim.

Bizde de kedi var.

Evin sanki bir ferdi gibi.

Hürmet ve saygılarımı sunuyorum”.

………….

Ve bir leoparın yani vahşi insanı, canlıyı parçalayarak yiyen leoparın bir inek ile ilişkisi.

Bu da fotoğrafları

Olay ise şöyle imiş.

Hindistan Assam’da bu ineğin sahibi geceleri köpekleri havladığı için kamera taktırdı.

Ve bu inanılmaz olayı gördü.

Leopar her gece ineği ziyarete geliyor ve inekte onun başını yalıyor.

Adam ineğin önceki sahibi ile konuşur ve leoparın annesinin 20 günlük iken öldüğünü ve ineğin onu sütü ile beslediğini söyler.

O zamandan beri leopar ineğin annesi olduğunu düşünerek onu her gece ziyarete geliyor.

…………

NANKÖRLÜK SADECE İNSANLARA ÖZGÜDÜR.

……………..

Şimdi Konya’dan, Dünya’dan arka arkaya gelen bu fotoğraf kareleri, düşünceler biz neyiz?

Neredeyiz? Nereye gidiyoruz diye kendimi kaptırıveriyor.

Bizde doğurduğu çocuğu çöpe atandan tutun da hayvana yapılan işkenceye, insanın karısına çocuğuna anasına atasına yaptıkları….

Bunu yapan insanoğlu arkadaşına komşusuna yoldaki vatandaşa neler yapmaz?

………..

Biz artık o biz değiliz.

Çok dua edeceğiz ve kendimizi ailemizi sevdiklerimizi sıkıntılı işlerden kurtarabildiğimiz kadar kurtarıp koruyup kollayacağız.

KURBAN DERİSİ

İŞİ ANKARA’DA DA

BİZDEKİ GİBİ İMİŞ

Ankara’dan bizleri düzenli olarak takip eden benim bir can Mehmet …. abimiz var.

Biz Konya’da ki tuzlanmış kurban derilerinin çöpteki fotoğraflarını sizlerle paylaşınca Mehmet abim de Ankara’dan bize yazıyordu;

“Yazdığınız için teşekkür ederim abi.

Ankara’da kurban kestik.

Allah CC kabul etsin inşallah.

Yenimahalle ilçesinde kurban derilerinin akıbeti aynen böyle idi.

Yüzüne bakan toplayan yok.

Milli servet çöpe gitti.

Konya’da önceden deri için toplayanlarla kavga ederdik.”

………….

Eeeee canım abim biz yazıyoruz sonra birileri bize kızıyor.

Türkiye’de ki birileri o kadar hata yapıyor, o kadar çok yattıkları yerden para kazanmaya alıştılar ki.

Şu sıcakta kokan derileri kim toplayacak?

Kim poposunu kaldırıp da zahmet edecek.

Kes at çöpe.

Nasıl olsa bir yerlerden bundan gelecek paradan çok daha fazlası geliyor.

Pardon para a-kı-yor

A-KI-TI-LI-YOR…   

DÜNYA’DAKİ İSLAMİ

FOBİ VE DÜNYADAKİ

BİZİM MÜSLÜMANLAR

Evet çok acıdır ki dünyanın belirli merkezlerinden kaynaklandığı, fonlandığı ve beslendiği belli olan bir İslami Fobi her yerden fışkırmaya başladı.

Buna karşı dünyada da takip edebildiğim kadarı ile en iyi mücadeleyi bilinçli bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti veriyor.

Burada siz değerli okurlarımız ile bayramda da canımı sıkan bir konuyu dile getirip bir Müslüman olarak iğneyi kendimize batırmak istiyorum.

………..

Almanya Başbakanı, Almanya’nın Futbol Federasyonu Başkanı, Almanlar tarafından önemli olan siyasetçi, spor, her kim varsa Kurban Bayramı’nda Müslümanların bayramlarını kutluyorlar

Peki bizim Almanya’daki Müslümanlar Bayramı bayram gibi kutladılar mı?

Kimse kusura bakmayacak,

Dost acı söylermiş.

Kızsanız da gerçek bu.

Bizim Müslümanlar bayram süresince dükkanlarını açtılar.

İş yerlerine gittiler.

İzin alıp gitmeyebilirlerdi. Yürekten bayrama inansalardı.

(Bunu da dev bir dünya markasında çalışan dostum söyledi.

Benim arkadaşım izin almıştı.

Oğlu izin almıştı.

Kızı izin almıştı.

O aile bayram yaptı Almanya’da)

Bizim diğer Müslümanlar normal işlerine devam ettiler.

Çocuklarını kreşlere okullarına gönderdiler.

…………

Yani bayramı kutlayalım ama biz önce işimize gücümüze gidelim para kazanmaya devam edelim dediler.

Bana kızmaca yok.

İğnenin ucunu önce kendimize batırmalıyız. 

BİZİM İÇİN

OKUR VELİ NİMETTİR

Dün saban gazeteye geldiğim zaman Haber merkezindeki gençler bana aşağıdaki yorumu göstererek sordular.

Bende hemen yayınlayın dedim.

Yorum şu.

UMUR HAZANGİL

“Sayın Yazar

1-Türkçe’ye itibar eyle.

“Bu tüneldeki tünel 18 km.” ne demek. Hele bir yazdığını oku da sonra anlat.

2-Sen bu gazetenin yazarı değil misin? Neden adın” Yazarlar arasında geçmez” de başka yerlerde namın görünür.

Daha önce de yazdım ve sordum ama sanırım gazete olarak cevap verme gibi bir sorumluluğunuz yok galiba. “Ne zaman adam oluruz” (Okuyucuyu ciddiye aldığımız zaman) diye yazabilir misiniz?”

………….

Değerli okuyucumuz;

1-Bu uyarınızda haklısınız. Özür dilerim.

2-Bu maddede de sizde farkında olmadan cümle değişikliği yapmışsınız. Olabilir. İnsanlık hali. Siz çok iyi edebiyatçı, yazar ve Türkçeyi kullanan bir kişi olabilirsiniz. Ama ben cahil bir Matematik mezunuyum. Arada bir yaptığımız hatalar ve yapacaklarımız için de peşin peşin tüm okurlarımızdan özür dilerim.

Daha önceden yazdım dediğiniz yazarlar arasında olmamama ve namımın başka yerlerde görünme işini anlamadım. 

Demek ki siz bana biraz fazla öfkelisiniz. Bunu da anlarım saygı duyarım.

Ama lütfen biraz daha dikkatli bakın olur mu?

Ben ilk günden bu yana KONYA POSTASI’nın yazarlar bölümünde varım.

3-Adam olma meselesinde okuyucuyu ciddiye alma işine gelince.

Bana kızgınlığınızdan olsa gerek işi biraz abarttınız ya da beni devamlı düzenli okumuyorsunuz.

Bu sütunlarda bir değil, on değil, en az yüz defa yazmışımdır.

Beni sevmeyen bize yazdıklarımıza görüş olarak katılmayan ama bizi okuyan her okurumuz benim için velinimettir.

Sizde.

Böyle düşünmeseydim rahatça ADAM olma bölümüne yazardım.

VE KONYA’NIN

BİLİNMEDİK

YENİ ZAMLARI

Dün 56 yaşında bir bürokrat abimiz aradı. Bilmediğim ve ilk defa duyduğum KONYA’ da ZAM modellerinden bahsetti.

Bu durumu önceki günde Başkan Muharrem Karabacak Beye bizzat aktarmış.

………….

Hani bayram sonrası Konya’da içtiğimiz sudan bindiğimiz dolmuşa her şeye zam geldi yaaa.

Bu çerçevede yeni yeni uygulamalarda olmuş.

Şehir Hastanesinden Erbakan Tıp Fakültesi dolmuş hattı bugüne kadar 6 TL imiş.

Yeni zamlı tarife ile bu hat 8.50 TL olmuş.

Pardon olmamış.

Dolmuşlara yapılan ve ne yazık ki şehri yönetenlerinde onaylaması ile bu tarife değişmiş.

Şehir Hastanesinden biniyorsunuz merkeze kadar 8.50 TL.

Ama siz oradan binip eskisi gibi Tıp Fakültesine kadar gideceğim diyorsanız bir fark daha veriyormuşsunuz.

Nasıl yani? Mi dediniz.

Evet o zaman 10 TL veriyormuşsunuz.

…………….

Bu uygulama abimizin dediğine göre Konya’da yeni başlamış.

Durum Muharrem Başkana direkt aktarıldığına göre durumu bilen bilmeyene, duyan duymayana diye bizde iletelim istedik.

İki; bu bürokrat abimiz çok dertli idi.

Şöyle devam ediyordu;

“Abi en düşük memur maaşı 22 bin TL dendi.

Vallahi benim elime 21 bin küsur TL geçiyor.

Nerede 22 bin TL?

Daha para elimize geçmeden bunu duyan ve buna inanan herkes zam üstüne zam yapıyor.

Abi birde ben yılbaşında 6 aylık iki dönem şeklinde ödenecek olan ÖTV vergisini peşin ödemiştim.

Ne oldu şimdi bir daha öyle mi?

Abi bu adalet mi?

Tamam asrın depreminde hepimiz maddi manevi her türlü yardımı yaptık.

Ama şimdi depremin faturasını bize böyle giydirmenin adı ne Allah aşkına?”

……………..

Bugünlük bu kadar.

Yarın görüşürüz inşallah.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Kokmuş ete tuz, yüzsüz insana söz kar eylemez.

NE ZAMAN ADAM OURUZ?  

Sivaslı Ali kemal caddesinde motorlu kuryeler kırmızı ışıkta geçmedikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.