KOSKİ’NİN BANA GICIKLIĞI (!)

Millet olarak sandığa gitmemize sayılı saatler kaldı artık.

Yazacağımız her cümlenin her kelimenin yanlış anlaşılmasından korktuğum için bugün farklı şeyler yazmayı düşünüyordum.

Ama bu bizim Konya’da ne mümkün.

Huzur şehri diye kendimizi kandırdığımız bu şehirde bir insanın evden çıkmadan bile sinirlenmesi, gerilmesi için çalışan yöneticilerimiz var.

Aynı durumu geçtiğimiz yıl Ramazan ayı içerisinde mübarek günde de yaşamış ve bunu çok daha öfkeli bir biçimde dile getirmeye çalışmıştım.

Onun için bugün ne kızgınım ne de öfkeliyim.

Hatta KOSKİ yöneticilerini en üst seviyeden en alt birimde çalışan gariban işçi kardeşlerimize kadar ayakta alkışlıyorum.

Aferin sizlere.

Görev aşkı bu.

Seçime saatler kala vatandaşın boğazına geçerek para tahsilatı bu işte.

Bu iş ancak böyle sıkı ve sağlam yapılır.

Dün sabah saatleri nasıl yağmur yağıyor canım yataktan çıkmak istemedi.

Tam saat 08.45 kapı çaldı.

Hemen fırladım.

Ev bahçeli ev.

Önce kameradan baktım birisi var.

Zaten köpekler kapıya saldırıyorlar.

Üzerime bir şeyler alıp kapıya gittim açtım ki hiç kimse yok.

Sonra posta kutusuna baktım.

KOSKİ sağ olsun mübarek Ramazan gününde bile bu saatte gelmiş kapıyı bir defa çalmış sonra kafasına göre ortalama rakamı yazıp faturayı kesip çekip gitmiş.

Geçen senede mübarek ay içerisinde aynısı olmuştu.

Yahu arkadaş bu saatte dilenciler bile kapıyı çalmıyor.

Bu neyin alacak meselesi?

Vatandaşın yakasına bugün de böyle geçilir mi?

Oysa şahsıma KOSKİ’nin öyle bir büyük kazığı var ki ne eski Genel Müdürümüz Ercan Uslu abimiz ne de şimdiki Genel Müdürümüz Ahmet Demir abimiz bu durumu çözebildi.

Buna da Uğur Başkan şahit.

Her iki genel müdür yan yana iken Mevlana Kültür Merkezi'nde başkanın makamında bu durumu belirterek ikisinden de şikayetçi olmuştum.

Bugün mahkemeyle gitsem benim şahıs olarak Uğur Özteke’dan para olarak alacağım var.

Bu duruma yine bazı KOSKİ görevlilere de şahit.

O zaman da söyledim.

Kulluk hakkımı helal etmiyorum.  

…………….

Ama Allah aşkına mübarek günde siz hiç mi empati yapmayı bilmezsiniz yahu?

Bahçeli evde vatandaş bahçenin dış kapısına kadar ancak gelir.

Bunun yaşlısı var engellisi var.

Siz bahçe kapısını çaldınız diye anında oraya uçacak mıyız?

Demek ki zihniyet değişmiyor.

Yazık yazık gerçekten çok yazık.

KTO VE BAŞKAN

SELÇUK

ÖZTÜRK’Ü

TEBRİK EDERİM

Önceki gün küçük bir koli geldi.

Bana böyle pek koli gelmez şaşırdım.

Koli derken ben öyle internetten filan da alışveriş yapan birisi değilimdir.

Şaşırdım hemen açtım.

Konya Ticaret Odası’nın son dönemlerde çok kaliteli, çok değerli ve orijinal kültür hizmeti çalışmaları var.

Bu da bunlardan birisi idi.

Benim için kitap dergi en güzel, en anlamlı hediyedir.

Bana 10 koli çikolata vereceğinize bir kitap verin dünyalar benim olur.

Heyecanla kitaplara şöyle bir göz attım.

Gerçekten muhteşem.

Büyük emek var.

Her biri ayrı bir çalışmanın eseri.

Konya kültürü için anlamlı ve emeğin, beynin, göz nurunun eseri.

Teşekkürler Sayın Başkan Selçuk Öztürk.

Teşekkürler bu kitap için beynini veren, el emeği göz nuru döken değerli insanlar.

Sizlerin hakkı ödenmez.

YAŞANMIŞ BİR OLAY

Hindistan’da bir öğretmen, bir sınav öncesi öğrencilerinin anne ve babalarına şu mektubu gönderdi:

…Sınav haftasına kısa bir süre kaldı.

Çocuğunuzun başarılı olmasını ne kadar çok istediğinizi biliyoruz ama…

Unutmayın ki sınavlara girecek öğrenciler arasında matematiği anlamasına gerek olmayan geleceğin sanatçıları oturuyor olabilir.

Tarih ve İngiliz edebiyatı çocuğunuzun işine yaramayabilir; çünkü onun geleceğinde, belki de başarılı bir girişimci olmak vardır.

Çocuğunuz bir müzisyen olacaksa, kimya notlarının önemi kalmayacak.

Ya da bir sporcu olmak yatıyorsa düşlerinde, fizik dersindeki başarısının fiziksel yeteneklerinden daha iyi olması gerekmiyor.

Çocuğunuz iyi not alıyorsa, bu güzel bir şey…

Ama iyi not almıyorsa, onun kendine olan güvenini ve inancını sarsmayın.

Rahatlatın çocuğunuzu…

Bu yalnızca bir okul sınavıdır.

Yaşamının ilerideki bölümlerinde onu, daha değişik sınavların beklediğini söyleyin.

Ne not alırlarsa alsınlar, onları sevdiğinizi ve bir okul sınavında aldıkları notla yargılamayacağınızı duyumsatın onlara.

Lütfen yapın bunları.

Çünkü siz bunları yaptığınızda, o kendine daha çok güvenen ve yaşamı boyunca karşısına çıkacak engellerle kolayca savaşabilen bir çocuk olarak yetişecek.

Bir sınavın ya da düşük bir notun, onun düşlerini ve yeteneklerini alıp götürmesine izin vermeyin. Unutmayın: “Dünyanın en mutlu insanları, yalnızca doktorlar ve mühendisler değildir.”

SİZCE BİZ DE

BURADAN BİR

DERS ÇIKARTABİLİR MİYİZ?

Hoca yolculuk sırasında mola verip bir hana girer, bu sırada hana bir başka yolcu daha girer ve ikisi birden hancıdan yiyecek bir şeyler isterler.

Fakat hancı yiyecek olarak sadece bir balık olduğunu söyler ve bunu paylaşmalarını önerir.

Bunun üzerine Hoca:

– Ben balığın sadece başını yiyeceğim, der.

Hancı bunun nedenini sorar.

Hoca da:

– Balık başı zekâyı arttırır, balık başı yiyen insan akıllı olur, der.

Bunun üzerine diğer yolcu hemen atılır ve Hocaya:

– Balık başını niye sen yiyeceksin, ben yemek istiyorum, der.

Hoca da itiraz etmez ve balığın koca gövdesini Hoca yer ve bir güzel karnını doyurur, diğer yolcu ise sadece balığın başını yer ve sonra Hocaya seslenir:

– Sen koca gövdeyi yedin karnını doyurdun ben sadece kafayı yedim aç kaldım, der.

Hoca da bunun üzerine:

– Bak nasıl da hemen akıllandın, der.

…………..

Ben şahsen bundan sonra balık kafası filan yemem.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Tarih baştan aşağı, küçük fakat kararlı, cesur ve akıllı insan topluluklarının, hadiselerin seyrini değiştirdiklerini anlatan bir hikayedir.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Yanımıza selam vererek yaklaşan her kadın, erkek, çocuk, yaşlı yardım istemediği zaman daha iyi ADAM oluruz.