KTO’DA ON ÜSTÜNDEN DAHA FAZLASI
22 Ocak 2020, Çarşamba 09:04Bir takım insanların, kurum ve kuruluşların hiç hoşuna gitmez eleştirilmek.
Eleştirmek şöyle dursun, “Niyet okuyuculuğu” ndan dahi rahatsızlık duyulur. Aynı şekilde herhangi bir konu hakkında görüş ve öneri de, eleştiri olarak kabul edilir.
Oysa iyi niyetli ve önyargısız bir eleştiri insanları, kurum ve kuruluşları doğru olan yolun başına getirip koyabilir. Dolayısıyla eleştiri mekanizmasına kötü gözle bakmamak ve yazarını muhalif olarak görmemek gerekiyor. Kaldı ki her insan yanlış yapabilir, yanlış düşünebilir. Bunları neye yazdık? Bizim yazılarımızın öznesi daha çok kritik ve eleştiri esasına dayanır. Bu tarzımızın bazı çevrelerce muhalif tavır olarak nitelendirilmesi bizi bazen üzüyor.
Fikrimiz belli. Yetiştiğimiz kültür iklimi belli.
Geçmişten bugüne hangi siyasetçilerle ve kimlerle oturup kalktığımız ortada.
İlk gençlik yıllarından beri milliyetçi/ muhafazakar fikre mensup olduğumuz da ortada.
Bilmeyenler bir baksın. Sorsun, araştırsın. Masa başında ve gıyaben lakırdı yapmasın.Şu kadarını söyleyim devlet ve millet çoğunluğu nerdeyse biz oradayız. Çok renkli ışıldak olamadık hiç bir zaman.Ortak düşüncelerimiz olan insanlara da kurşun atmadık, atmayız.
Konu buraya gelmişken Yunus Emre’nin çocukluğumdan beri aklımdan çıkmayan bir beytini paylaşalım sizlerle. “Bilmeyenler ne bilsin bizi. Bilenlere selam olsun.”
Nerden nereye geldik.
Bizim yazılarımızın öznesi daha çok kritik ve eleştiri esasına dayanır, demiştik.
Bunun istisnaları yok mu?
Hiç olmaz olur mu? Elbette var.
Yiğidin hakkını yiğide vereceksin.
İyi bir icraatı, iyi bir yöneticiyi, iyi bir siyasetçiyi, işini hakkıyla yapan kurum ve kuruluşları gerekirse takdir edeceksin. Haddimiz olmadan “Marifet, iltifata tabidir” diyerek, yazdığımız böyle yazılar da var.
Bugün böyle bir yazı daha kaleme aldık. Okuduğunuz da böyle bir yazı. Anlayacağınız yazının esas konusu KTO Başkanı Selçuk Öztürk önceki gün yaptığı basın toplantısında, 2019’u değerlendirmesi ve 2020’den beklentilerini açıklaması.
Konya Ticaret Odası’nın yönetim kurulu başkanı olan Selçuk Öztürk aynı zamanda TOBB’da bilindiği üzere başkan yardımcısı. Uzun sayılabilecek ve ayrıntılı bir konuşma yaptı başkan söz konusu basın toplantısında. Üst düzey ve teknik bilgiler verdi. Başkan önce dünya ekonomisini değerlendirdi. ABD ve Çin arasındaki rekabet ve ticaret savaşlarından söz etti. Bu iki ülke arasındaki rekabetin diğer ülkeler üzerindeki yansımalarından söz etti. Çok sayıdaki ülkede yaşanan kur ve faiz dalgalanmalarından söz etti. 2020 yılının küresel ekonomide toparlanma yılı olacağını söyledi.
KTO Başkanı Selçuk Öztürk Türkiye ekonomisinden söz ederken de bir hayli iyimser gelişmelerden söz etti. Faizlerin düşmesini yatırımlar açısından olumlu bulan başkan, geçmişte yüksek faizler nedeniyle yatırım yapılamadığını dolayısıyla işsizliğin daha çok bu sebepten kaynaklandığının altını çizdi. Türkiye’de kişi başına düşen milli gelirden, ülkenin ihracat ve ithalat performansından övgüyle söz eden başkan, ülkenin iyi yolda ilerleyişini sürdürdüğünü söyledi.
Dünyadan ve Türkiye’den söz ederken doğal olarak KTO Başkanı Selçuk Öztürk, Konya’ya özel bir paragraf açtı. Esasen bunu yapmazsa olmazdı. Başkan, 2019 yılında Konya’nın ekonomideki olumsuzluklardan fazla etkilenmediğini ve iki milyarlık ihracat yaptığını söyledi.
Basın toplantısıyla ilgili detaylı haberler yerel basında geniş bir şekilde yer buldu. Tekrar olmaması bakımından verilen bilgileri daha çok yazmak istemedik. Ayrıca KTO başkanının yaptığı basın toplantısı hakkında fazla söz seylemeye de gerek yok. Değerlendirecek olursak: On üstünden ondan daha fazlası vardı basın toplantısının konuları arasında.
Gelelim Selçuk Öztürk’e..
Başkan Ticaret Odası’na altın çağını yaşatıyor. Oda’nın bizim yakından tanıklığını yaptığımız son 45 yılda en iyi, en başarılı 2-3 başkanından birisi oldu.
Selçuk Öztürk, MÜSİAD’ın da gelmiş geçmiş en iyi iki başkanından birisiydi.
Başkan, KTO Karatay Üniversitesi’ne de çağ atlattı. Üniversiteyi dedikodudan, hizipten, gurupçuluktan temizledi , gerçek ve çağdaş anlamda modern bir tüzel kişiliğe kavuşturdu.
Başkan KTO ve KTO Karatay Üniversitesi’ni, beklemekten, tartışmalardan yorulduğu ve bitap düştüğü bir yerden alıp, gitmesi gereken yere alıp götürdü.
Başka bir şey daha.. Selçuk Öztürk’te “Ben yaptım. Ben olmasam yapılmazdı” hastalığına yakalanmadı.Ayrıca onda kibir yok, ekabirlik yok.
Farklı bir konudan da söz etmezsem olmayacak. Selçuk bey hakkında, eski başbakan Ahmet Davutoğlu ile yakınlık eleştirisi yapılıyordu. Lakin bu eleştiriden öte gidemedi. Başkan, yaptığı açıklamalarla bu eleştirileri boşa çıkardı. İlişkilerinin eski başbakan ve KTO başkanı düzeyinden ibaret olduğunu hal ve hareketleriyle ortaya koydu. Bize göre de Selçuk Öztürk, geçmişte yaptığı yanlışlarla anılmaya başlanan Ahmet Davutoğlu kamburunu, sırtına almaz ve siyaseten yanında olmaz.
Sonuç: Üzerinde fazla söz söylenmeye gerek olmayan bir basın toplatısı yaptı başkan.
Bize gelince.. Kritik, eleştiri tamam ama. Hakkını teslim etmek için yeni yiğitler de bekliyoruz. Doğrusunu söylemek gerikirse hakkını teslim etmek için sabırsızlıkla beklediğimiz çok sayıda insan, yönetici, siyasetçi, belediye başkanı, kurum ve kuruluş var bu şehirde.
Yeter ki ortaya çıkıp, kendilerini göstersinler, kendilerini anlatsınlar.Biz buradayız ve bekliyoruz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.