KUDÜS DAVASI NAMUSUMUZDUR
02 Ağustos 2017, Çarşamba 07:52Kardeşinin davası ile hem hal olamayan ona sahip çık(a)mayan İslam dairesi içerisinde sorgulamalıdır yerini. Hiç kimse bana ne Araplardan diyemez. Hatta bir kısım kandırılmış kabilelerin Osmanlı’ya yönelik ihanetini ön plana çıkararak ne Şam’ın şekeri ne Arabın yüzü de diyemez. Zaten böyle birkaç ihanet şebekesinin batılıların oyunu ile kendilerinin bazı vaatlerle kandırılarak pişmanlık duyduklarını ve oyuna geldiklerini söylemeleri de işin diğer panaroması.
Hatırlarsanız bir zamanlar Konya’mızda bir Kudüs mitingi yapılmıştı. Tarihler 6 Eylül 1980’di. Tertip komitesinin dışında atılan sloganlarla bambaşka bir amaca ve niyete yönelik, kitleleri isyana teşvik eden bir gayretin gizemli hali ile yaklaşık 50 kişilik bir grubun istiklal marşı okunurken oturması mitingin seyrini değiştirmiş belli ki işin içinde başka hesapların yattığı kendini göstermişti. Aklı başında bir müslümanın “Allah bu millete bir daha istiklal Marşı yazdırtmasın diyen Akif’in sözlerinin” ve kahraman ordumuza hediyesinin tescili olan ve kurtuluş savaşının özetini ortaya koyan bu dizelerini böyle bir muhalif anlayışla bir nevi protestoya kalkışılması resmen bunun amacı dışına taşırılmak istendiğine dair kuvvetli bir işarettir. Ve ajanların provokasyonudur.
Neyse bu bizim konumuzun dışında şu an. Bizim şu an konumuz KUDÜS’TÜR. Siyonizm’in kıskacı altında türlü oyunlarla bizden alınmaya çalışılan ve yıkılmak istenen bir dava var ortada. Kudüs’ün düşmesi demek siyonizmin zaferi demektir. Siyonizm’in dünyaya tamamen hâkimiyeti demektir. Arzı mevud’un taçlandırılması demektir. Büyük İsrail devletinin Ortadoğu’da tek devlete dönüşmesi ve her şeyi kontrolüne alması demektir.
Bölgedeki diğer İslam topraklarının da işgale uğraması demektir Kudüs’ün düşmesi. Sanılmasın ki bugün İsrail ve ABD adına ve diğer kölesi oldukları batılı ülkeler adına yönetimde bulundukları İslam coğrafyasında kendi halkına zulmeden kralların şeyh ve emirlerin tahakkümü altında inletilen Müslümanların başındaki bu şer odakları; israilin emrine girmekle rahat edeceklerini sanıyorlarsa aldanıyorlar, çünkü Yahudi zihniyeti asla onları da rahat bırakmayacaktır. Onları zulümleri devam ettirdikleri müddetçe hoş tutulacaklar aksi bir durumda ise alaşağı edeceklerdir. Ama bu arada şeref namus haysiyet diye de bu batılı kölemenlerde hiçbir şey kalmayacaktır.
Filistin davası ve Kudüs bizim için inanç davasıdır. Müslümanın ilkesidir. Birlik beraberlik ve kardeşlik simgesidir. Müslümanların ilk kıblesi olan Mescidi Aksa üzerindeki siyonizmin emelleri 1948 yılından itibaren korsan bir devlete dönüştükleri halle beraber başlamış bir dava değildir. Her Yahudi dünyanın neresinde olursa olsun bu dava ile boyanmıştır. Müslümanların ise batılıların tasallutundan bir türlü kendilerini kurtaramadıkları kavram kargaşası tuzağında takıldıkları bir örümcek ağında adeta elleri ve kolları bağlanmış vaziyette sadece nefes alır ve emirleri harfiyen uygular pozisyonuna düşürüldükten sonra kımıldatılmayacak şekilde kontrol altında tutularak, bu kelime ve kavram kargaşa dünyasında birbirleriyle mücadele sahası açılmış ve herkes birbirine kardeş olacağı yerde batılı yönetim organizasyonları ile düşman kardeşlere dönüştürülmüş ve aralarında fitne alıp başını gitmiştir. Böylece herkes kendi kaderine terk edilmiş bir iç esir hüviyetinde her an korku ve endişe ile yaşar hale gelmişlerdir.
İslam dünyasında bir tek Cumhurbaşkanımızın dirayetli tavrı BM nezdinde girişimleri ve Ortadoğu’daki bağımlı mankurtların gözünü gönlünü açmak ve dikkatleri bu yöne çevirme çabaları meyvelerini vermiş bulunmaktadır. Bu büyük mankurtların başında gelen Suudi Amerika kralı Selman’ın başını çektiği ve baş fitne İngiltere’nin gayri meşru çocuğu durumundaki BAE ve diğer satılmış yönetimler KATAR’LA uğraşır hale getirilmiş Filistinliler ve Kudüs yalnız başına kaderine terk edilmek istenilmiştir. Aslında bu oyunlar her zaman böyle oynanıyor. İslam coğrafyası kendi hallerinde kavga ettirilirken temel mesele Kudüs davası İsrail ve Büyük şeytanların baskın tutumları ile bir olupbittiye getirilerek şer güçlerin zaferine dönüştürülmek istenilmiştir. Mesela büyük şeytanlardan İran’da eğer Kudüs düşerse sanmasın ki kendisinin umurunda olmayacak. Hayır, böyle bir düşünce yanlıştır. Yahudi’nin zihniyetinde İslam formasyonu kendilerinin birinci derecede tehlikeli düşmanıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın; "İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı olarak, uluslararası toplumu Harem-i Şerif'te ibadet özgürlüğünü kısıtlayan uygulamaların derhal kaldırılması için harekete geçmeye çağırıyorum" sözü etrafında İslamların kenetlenmesi gerekir.
Kendi içinde birlik olamayanın dışarıya sesini duyurması hayaldir. Ancak ümmet bilinci söz konusu olursa sesimiz gür çıkar. Eğer 1,5 milyar İslam dünyası 8 milyonluk Yahudi’nin sesini kesemiyorsa, onu durduramıyorsa bu aralarındaki birleşememenin aczi yetin ve ikircikli ve keyfi davranışların tablosudur.23 Temmuz 1980’de Kudüsü kendine başken ilan etti Yahudi Siyonizm’i. Ve 1948’de İsrail’i ilk tanıyan ülke idi Türkiye.
Kudüs davası resmen inanç şekillenmesi ve mümin iç dünyanın gizemli hali ile alakalıdır. Ya Allah’ın yanındasın ya da şeytanın ve nefsinin emrindesin.1948 yılının haleti ruh iyesi ne olursa olsun, eğer bir devlet isen, üzerinde taşıdığın misyonun ağırlığını taşımak ve ileriye götürmek zorundasın. Bizimkiler o zamanda kolayı seçtiler. Çünkü onlarda kendi misyonlarına düşman olup batılılarla aynı hizaya gelmişlerdi. Onların söyleyecekleri bir ONE MİNUTE’ları yoktu. O’nu söyleyecek cesaret sahibi yöneticileri yoktu.
Yahudi tarihte kendilerine eziyet eden diğer milletlerden çektiğini bugün vahşi köpekler gibi Filistinlilere uyguluyor. Osmanlı onları Hıristiyan zulmünden kurtardı ama yine nankör köpekliklerini yapmaktan geri kalmadılar. Lobileri ile dünyanın her yerinde elleri kolları ve adamları olan siyonizmin belini tek kıracak ülke TÜRKİYE’DİR. Onların korkularıda bu. Ve gün gelecek dile gelecek ağaç ve diyecek ki; arkanda Yahudi var. Yakındır inşallah o günler. Yıkılacaksın ey kahpe Siyonizm. Çünkü batıl mahkûmdur yok olmaya. Ve İslam Güneşi aydınlatacaktır yine dünyayı, ilham salacaktır, kök salacaktır yine gönüllere, geleceğe ve aydınlığa… KARDEŞİM SEN ÖZGÜRSÜN UNUTMA !.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.