KUDÜS, KANAL HAREKATI VE ARAPLAR(5)
03 Nisan 2020, Cuma 09:27Osmanlı ordusunun içindeki Arap asıllı paşaların bile İngiliz propagandası tesiri altında kaldıkları, olumsuz davranışlarda bulundukları, buna onları iğfal eden Albay Lavrens’in bile hayret ettiğini yazan eserler vardır.(1) Daha başka misaller de vardır. Ama Hicazdan çekilişimizi sadece bu ve benzeri söylentilere bağlamak en büyük hata olur.
Osmanlı sadece onların kalleşliği neticesi yenilmiş değildir. Bazılarının yaptığı gibi, bunun vebal ve sorumluğunu tamamen onlara yüklemek, her halde haksızlıkların en büyüğü olur. O zaman Balkanlarda 600 sene uşaklığımızı yapan Bulgarlara neye yenildik? Edirne’ye kadar onlar nasıl gelebildiler? Tarihteki bu menfur oyuna hâlâ inanmakta ısrar etmeyelim.
“Bazı tarihçilerin ‘Araplar Osmanlıyı arkadan vurdu’ demeleri hiçbir delile dayanmamaktadır. Şerif Hüseyin Paşa’nın emri altında toplanan birlikler; para gücüyle toplanmış bir tür lejyoner bedevilerdi. Bunlar Hicaz çöllerinde göçebe hayatı yaşayan, yağmacılık, hırsızlık ve talanla geçinen son derece cahil, dünyadan habersiz kimselerdi. Bunlar çarpıştıkları Osmanlı askerlerinin mahiyetinden bile habersizdiler. Aklı başında olan Araplardan şehir halkından kimse bu isyancılara katılmamıştır.”(2)
Yine bazı insaflı ve tarafsız tarihçiler; Arap isyanı diye bir şey yoktur. Araplar O günkü İttihat ve Terakki idarecilerinin yaptıkları haksızlık ve zulümlere isyan etmişlerdir.(3) Filistin Ordusu Komutanı olan Cemal Paşa’nın Roma’nın Sertapları (valileri) gibi, bir imparator gibi gaddar ve acımasız davranması, birçok Arap aydınını astırması, aşırı şiddet ve tahakküm uygulaması gibi sebeplere(4) isyan etmişlerdir diye değerlendirenler vardır. Yinede insaflı adamlar ki; Memleketten sürüp çıkardığımız Padişahlarımızın ölülerini bile biz kabul etmez, ortada kalırken, onlar kabul etmişler, onların yardımı ile cenaze hacizden kurtarılıp, Şam’a götürülüp defnine imkân bulunmuştur. Akif Merhumun bu husustaki değerlendirmesi ne kadar ibretlidir:
Türk Arab’sız yaşamaz. Kim ki “yaşar” der, delidir!
Arab’ın, Türk ise hem sağ gözü, hem sağ elidir(5)
Gerçekten bunun böyle olduğu, Gazze savaşından (01.01.2009)sonra daha iyi anlaşılmıştır.
Münferit veya küçük çaplı olumsuzluklar oldu ise de; Osmanlı ordusu Filistin’den çekilirken “Bizi kimlere bırakıp ta gidiyorsunuz ey Osmanlılar!” diye ağlayan Araplar, Kudüs Surlarından Osmanlı bayrağı indirilirken: “Biz bu bayrağın yokluğuna nasıl dayanacağız” diyerek ağlayan, feryat eden, göz yaşı döken, Türk asker ve subaylarının eline ayağına sarılıp nesi var, nesi yok anlara vermeye çalışan Araplar ve yetkililer de olmuştur.(6)
Lozan görüşmeleri esnasında TBMM kapılarında gece gündüz dolaşıp; “Bizi İngiliz kurtlarının eline teslim etmeyin” diye Türk Milletine yalvaran Arap yetkililer de olmuştur.(7)
Bunlar yan etkiler olabilir ama, esas yenilgimizin sebebi Osmanlının her yönden zayıf olması ve ordumuzun içine politika mikrobunun girmesidir. O dönemlerde Türk ordusu içinde görev yapan Hans Guhr isimli Alman Generali: “Filistin’de İngilizlerin teknik imkânları, Osmanlınınkinden 40 misli daha fazla idi” der.(8) Yine Ordumuz içinde görev yapan ve Hatıralarını yazan Alman Generallerden Von Kres, Son Haçlı Seferi (Kuma Gömülen İmparatorluk) isimli kitabında: “Bizim memlekette hiçbir hayvan, Filistin savaşında bizim içtiğimiz suyu katiyen içmez”(9) der ve Osmanlı ordusunun yokluk, kıtlık ve imkânsızlıklar içinde kıvrandığını ve neticede yenildiğini yazar.
Araplar Osmanlının kıymetini İngilizler ve Fransızlar Ortadoğu’ya yerleştikten sonra anlamışlar, şimdi Yahudi ile yapılan savaşlardan, icra edilen insanlık dışı zulüm ve katliamlardan sonra daha da iyi anlamaktadırlar. Bunu Mülazım Mehmet Sinan isimli hatıralarını yazan bir askerimiz yaşadıklarını ve gördüklerini bizzat anlatıyor ve Arapların Osmanlıdan sonra gelen İngiliz ve Fransızlardan hiç memnun olmadıklarını ve savaşın akabinde Osmanlıyı aradıklarını yazmaktadır.(10) Bundan dolayıdır ki; bizin 401 sene kaldığımız o diyarlarda İngiliz ve Fransızlar 20 sene ancak kalabilmişler, ama fitne çıbanının başını da kanatıp, Yahudi’yi getirip Filistin’e yerleştirmişlerdir.
Lübnanlı Dürzi Lider Velid Canbulat da: “Osmanlı zamanında işler daha iyiyiydi. Bu ulus devletler bir felaket. Osmanlıda Araplar birlik ve beraberlik içinde idiler” demek suretiyle bu gerçeği itiraf etmiştir.(11)
Dipnotlar:
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.