KUDÜS VE OSMANLI(1)
25 Haziran 2018, Pazartesi 15:36Üç Dinin Ortak Başkenti:
Kudüs’ün İbranicedeki adı Yeruşalayim’dir. Batı dillerindeki adı da Jerusâlem’dir. Müslümanlar “bereket, mübârek” gibi mânâlara gelen Kudüs demişlerdir. Kur’an-ı Kerimde Mescid-i Aksâ diye geçen âyetten Kudüs ve havâlisi kastedilir.
Târihi MÖ 5. asra kadar gider. Birçok yıkımlara, istilâlara ve el değiştirmelere ma’rûz kalmıştır. Birçok peygamberin doğduğu ve ikamet ettiği bir şehirdir. Yahûdilerce Tanrı Yahova’nın ikamet ettiği ve kıyâmete kadar İsrail oğullarına başkent olarak verildiğine inanılır.
Yahûdiler ibâdet ve dualarında Kudüs’e dönmek mecburiyetindedirler. Hz. Îsâ bu şehirde doğup, dünyevi hayatı bu şehirde son bulduğu için, Hıristiyanlarca da kutsal şehir kabul edilir ve hac için buraya gelirler. Müslümanlar da ilk zamanlar Kudüs’e dönerek ibâdet etmişlerdir. Daha sonra Kâbe’ye dönmeleri emredilmiştir.(1)
Kur’an’da Mescid-i Aksâ ve havâlisinin (Kudüs’ün) mübârek ve mükerrem bir yer olduğu, Hz. Peygamberin Miraç’a giderken burada namaz kıldığı bildirilir.(2) Dolayısıyla üç büyük din tarafından da Kutsal bir şehir olduğu kabul edilir. Müslümanlar tarafından Mekke ve Medîne’den sonra üçüncü mübârek ve mümtaz şehirdir.
Hz. Ömer’in hilâfeti döneminde Ebû Ubeyde b. Cerrah komutasındaki İslâm orduları Filistin’i fethetmiş, Kudüs’ü de muhâsara etmiştir. Şehrin patrik ve din adamları, şehri Halîfe Ömer’e teslim edeceklerini bildirmişler, M. 638 yılında Hz. Ömer’in gelmesiyle şehrin anahtarı teslim edilmiş, hiçbir zulüm ve katliam yapılmamış, kimsenin malına, canına bir zarar gelmemiştir.
Emevîler, Abbasiler, Fatımiler, Büyük Selçuklular döneminde Kudüs bir ilim ve irfan şehri olmuştur. Gayri Müslimler rahat ve huzur içinde yaşamışlardır.
Haçlıların Mezbahası Olan Kudüs:
Haçlı orduları 15 Temmuz 1099 da Kudüs’ü kuşatıp, 461 yıl İslâm idâresinden sonra, Fatımî’lerin elinden almışlar, Hz. Ömer dönemindekinin aksine bütün Müslümanları, Müslümanlara yardım ettikleri gerekçesi ile bütün Yahûdileri katletmişlerdir. Öldürülen bu insanların 70 bin civârında olduğu târihî rivâyetler arasındadır.(3) Selahaddin Eyyubî’nin danışmanı Üsame İbni Münkız bu katliam hususunda şöyle demiştir: “…Kudüs’te zulüm ile öldürülenlerin hikâyeleri, yeni doğmuş bebeğin saçlarını ağartır.”
2 Ekim 1187 de Selahaddin Eyyubî tekrar alıncaya kadar 88 yıl Kudüs Haçlıların elinde kalmıştır. Selahaddin Eyyubî fethinde de yine kıyım ve katliam olmamış, isteyen gayri Müslimler her şeylerini alıp şehri terk etmişler, dileyenler de kalmışlardır.
1516 yılına kadar Eyyubiler, Fatımiler, Memluklar… Elinde kalan Kudüs, bu târihte, Yavuz Sultan Selim’in Mercidabık Meydan Muhârebesinde Memlukları yenmesiyle Osmanlının eline geçmiştir.
1917 yılına kadar 401 sene 3 ay, 6 gün Osmanlı idâresinde kalan ve birçok imar faaliyetleri gören, sosyal imkânlara kavuşan Kudüs, mezkûr târihte Osmanlı Ordusunun İngilizlere Kanal Savaşlarında yenilmesiyle elden çıkmıştır. Ne gariptir ki, zaman zaman Osmanlı aleyhine sözler söyleyen, Osmanlı Kudüs’ten çekilince ondan kalan izleri silip atan, kapılar üzerindeki Osmanlı tuğralarını bile kazıyan o sözde Arap aydınları, Osmanlının asırlarca elinde tutup savunduğu, Kudüs’ü 1948 savaşında ancak 31 saat ellerinde tutup müdafaa edebilmişlerdir.(4)
Kudüs’ün Mâkus Tâlihi:
1917’den 1948 yılına kadar İngilizlerin idâresinde kalan Filistin bölgesine birçok Yahûdi iskân edilmiştir. Bu esnada Araplarla Yahûdiler arasında birçok huzursuzluklar, isyanlar, arbedeler olmuş, 1948 yılında da Arap İsrail Savaşı vuku bulmuştur. Bu savaşta Kudüs ikiye bölünmüş, Batı Kudüs İsrail’in başşehri ilân edilmiştir. Doğu Kudüs Ürdün’de kalmıştır. İsrail 1980 de BM’in kınamalarına-boyamalarına! Aldırmadan Kudüs’ü İsrail’in ebedî başşehri ilân etmiştir.
Dipnotlar:
1-Bakara Sûresi, 144.
2-İsrâ Sûresi, 1.
3-Sâmiha Ayverdi, “Osmanlı Asırları”, Damla Yay. İst. 1977, 2. Baskı, s. 59.
4-Târih ve Medeniyet Dergisi, sayı 22, s. 30.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.