KÜFÜR SÖVMEK (1)
27 Ocak 2016, Çarşamba 08:43
Sözünü yerinde söyle, demiri tavında döv
Öveceğin adamı iyi tart da öyle öv
Söveceğin adamın yüzüne tükür de söv
Yüzüne tükürmezsen onu iltifat sanır
Eşeğe gem vurmayın kendisini at sanır
Namdar Rahmi Karatay
Konyalı hemşerimiz Namdar Rahmi, her ne kadar kinaye olsun diye, “söveceksen” diyorsa da, bu tutum iyi bir davranış değil. Müslümanlığa ve efendiliğe yakışır bir tavırda değil.
Cenâb-ı Allah şöyle buyurur:
“Onların (müşriklerin), Allah’ı bırakıp tapındıklarına sövmeyin, sonra onlar da haddi aşarak, bilgisizce Allah’a söverler. Böylece her ümmete yaptıklarını süslü gösterdik. Sonra dönüşleri ancak Rablerinedir. O, yapmakta olduklarını kendilerine bildirecektir.”([1])
Ahlâk-ı Hamide sahibi Peygamber Efendimiz, hiç kimseyi dövmemiştir, hiç kimseye de sövmemiştir. Kendisine söven müşriklere hiçbir zaman mukabele etmemiştir. Ama maalesef tarihte ve günümüzde Allah’a, Peygamber’e, Din’e ve bütün kutsallara sövenler olmuştur.
Hele Emevi hanedanının hilafeti döneminde Ehl-i Beyt’e sövmek, hatta cami hutbelerinde bu hakareti yapmak mutattan olmuş, ancak Halife Ömer b. Abdülaziz bu kötü alışkanlığı kaldırmıştır.([2])
Bu sebeple ecdadımız Allah’ın isimleri olan Aziz, Kerim, Rahman, Rahim gibi isimlerinin ve Peygamberimizin Muhammed isminin salt olarak çocuklara konmasına sıcak bakmamışlar, başına “abd” kelimesinin getirilmesini benimsemişler “Abdurrahman, Abdürrahim, Abdülaziz…” Çünkü bu isimdeki insanlara bir küfür edildiğinde, bir hakaret yapıldığında direk Allah ve Peygamber anlaşılmasın diye.
Fakat o ince düşünceli insanların çocukları olan bizlerde onlara yani ecdadımıza söveceğiz, geriye dönüp onlara hakaret edeceğiz diye epey zaman kaybettik. Milletlerin maraton koştukları dönemlerde biz geriye dönüp onlara hakaretle meşgul olup, seneler kaybettik.
Avrupalı Roma’yı yakan Neron'a, açlıktan kıvranan halka "ekmek bulamazlarsa pasta yesinler" diyecek kadar halkından uzak olan Mari Antuanet’e, gelinlerin ilk gecelerini kralların odasında geçirmelerini kanunlaştıran idarecilere([3]) ayak bağı olmasınlar diye kendi yaralılarını zehirli iğne ile öldüren Napolyon’a, Lawazi’ye gibi alimlere ölüm cezası verenlere, Galile’yi dünya dönüyor dedi diye idam cezasına çarptıranlara, elli milyon insanın ölümüne sebep olan Hitler, Lenin, Stalin gibi zalimlere, yakın tarihte halkının milyarlarca dolarını yurt dışına kaçıran İran Şahına, Kral Faruk'a, Markos'a, Çavuşeşku’ya sövmekle vakit geçirmiyor.
Gürcistan Rusya’dan kurtulur kurtulmaz 1810 da sürgünde Trabzon’da ölen kral Salamon'un kabrini hemen Gürcistan’a nakletti([4]) ama biz hala gece ve gündüz ecdada sövmekle vakit geçiriyoruz. Konfüçyüs ne güzel söylemiş: “Karanlığa küfür edeceğinize bir mum yakın.”
Aslan hayvanları korkutmuş ve her gün biriniz gelip ben yiyeceğim gelmezseniz şöyle asarım böyle kesirim... Birçoğunu yemiş sıra tilkiye gelince tilki bir akıl düşünmüş. Efendim sıra bende beni ye ama gelirken sana benzeyen birisi sana sövdü, aleyhinde olmadık şeyler söyledi hakaret etti der.
Aslan kükrer ve kimmiş o densiz diye tilkinin arkasına düşer. Tilki onu berrak bir kuyunun etrafına getirir işte buradaki hayvan sana küfretti der. Aslan bakar suda kendi suretini başka bir hayvan zannıyla, onu öldüreceğim diye kuyuya atlar böylece hayvanlar kurtulurlar.([5])
Dipnotlar:
1-En’am Sûresi,108.
2-İbrahim Sarıçam, Emevi-Abbasi İlişkileri, TDV Yay. Ank. 1997, s. 292. Ahmet Uğur,Milletimizin Ehl-i Beyt Sevgisi, Tarih ve Medeniyet Dergisi, Ocak, 1998, sayı, 46, s.60. İ. Süreyya Sırma, Emevîler Dönemi, Beyan Yay.İst.1991, s.49.
Dânişmend, a.g.e. s.194.
3-Bu çirkin uygulama; 1789 yılından sonra kalkmıştır. Dânişmend, a. g. e. c. 2, s. 601.
4-23. 10. 1990 TV ve gazeteler.
5-Beydaba,“Kelile ve Dinme”, Terc.Hayrettin Karaman-B. Topaloğlu,Nesil Yay.İst. 1990.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.